David Cameron, yeni Avrupa Birliği üyeliği anlaşmasını açıklamasının ardından kendi milletvekilleri tarafından eleştirildi.
Yeni bir “kırmızı kart sistemi” oluşturularak istenmeyen AB yasalarını veto edebilmek adına parlamentoya yetki verecek anlaşma kabul edildi.
Diğer 27 Avrupa Birliği üyesi devlet de bu sistemi kullanabilecek. Anlaşma ayrıca, İngiltere referanduma gittikten sonra, hükümetin AB ülkelerinden gelen göçmenlere sosyal yardım vermeyi durdurabileceği “emniyet freni” seçeneğini de içeriyor. Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Donald Tusk ve David Cameron arasındaki anlaşma, bu ayın içinde yapılması beklenen bir Avrupa zirvesinde diğer 27 AB ülkesinin de onay için sunulacak.
Bu da, Cameron’un 4 ay boyunca yoğun bir şekilde süren çalışmaları sonrasında, İngiltere’nin Avrupa Birliği’nde kalıp kalmayacağına yönelik referandumun yapılacağı tarihi açıklayabileceği anlamına geliyor. AB muhalifleri, sözüm ona “kırmızı kart” sisteminin İngiliz vatandaşlarını çok iyi bir anlaşma koparıldığına inandırmak için bir kılıf olduğuna inanıyor. Ayrıca, Muhafazakâr Parti milletvekilleri de, “emniyet freni” sistemini eleştirerek, çok da büyük bir fark yaratmayacağını söylüyor. İngiltere’nin şubat ayındaki AB zirvesinden bir anlaşma çıkarabilmesi halinde, Cameron’un Avrupa Birliği’nde kalıp kalmamaya yönelik referandumu bu yılın haziran ayında yapacağı düşünülüyor.
Cameron, iyileştirilmiş bir AB’de kalmak için kampanya yürütebilmek adına aylardır iyi bir anlaşma koparmaya çalışıyor. Bu durumun riskli olduğu ve ciddi sonuçlar doğurabileceği söyleniyor. Ayrılmaya yönelik bir sonuç çıkması halinde, bunun İngiltere’nin gelecekte dünya ticareti açısından konumunun değişmesiyle kalmayıp, göç ve finansal krizlere rağmen bütünlüğünü korumak adına mücadele veren AB’yi de yeniden şekillendirebileceği belirtiliyor.
İngiltere, AB’nin en büyük ikinci ekonomisi konumunda ve Avrupa’nın en önemli asker güçlerinden biri. İngilizler AB üyeliği konusunda bölünmüş durumda ve anketler Cameron’un AB’de kalmayı desteklemesi halinde, kalmak isteyenlerin sayısının artabileceğini gösteriyor; ancak tamamen kendisine muhalif bir medyayla karşı karşıya kalacağı da apaçık ortada.
Ne söz verdi, Avrupa Birliği’nden ne getirdi
2013 yılındaki Bloomberg konuşmasında Cameron, Brüksel’den ayrıcalık kazanacaklarına dair söz vermişti. Bu da İngilizlerin AB’de kalmak istemelerini sağlayacaktı. Peki Cameron sözünde durdumu?
Göç ve yardımlar
Ne söz verdi: Vergi indirimi ve çocuk yardımı almak isteyen AB göçmenleri, 4 yıl İngiltere’de kalıp ülkeye katkı sağladıktan sonra yardım alabilecek.
Ne aldı: Eğer AB göçmenlerinin kamu hizmetlerinde aşırı baskı oluşturduğu gösterilirse, İngiltere, “emniyet freni” anlaşması adı altında 4 yıl boyunca göçmenlerin yardım almalarını durdurabilecek. “Aşırı baskı”nın ne anlama geldiği belirtilmiş değil ve bu sistem kullanılmadan önce Brüksel’in onayı gerekecek.
Çocuk yardımı
Ne söz verdi: Eğer bir AB göçmeninin çocuğu başka bir ülkede kalıyorsa, göçmenlerin kaç zamandır İngiltere’de çalıştıklarına ve ne kadar vergi ödediklerine bakılmaksızın yardım alamayacaklar.
Ne aldı: Çocuk yardımları yerel kur hesaplamalarına göre yapılacak.
Güvenlik
Ne söz verdi: Savunmaları arttırmak için, “teröristleri durdurmak” adına ve toplum için tehdit oluşturan diğer yabancı suçluların insan hakları tartışmalarını kullanarak sınır dışı edilmeyi önlemelerini engellemek için İngiltere’ye yetki verilmesi.
Ne aldı: İstediğini aldı.
Tedbirler
Ne söz verdi: İngiltere, para biriminin Euro olmaması nedeniyle dışlanmayacak, Euro bölgesinde mali kurtarmalara gidilmesi halinde fatura İngiltere’ye kesilmeyecek.
Ne aldı: Euro bölgesinde olan devletlerde gelecekte mali kurtarmaya gidilmesi halinde İngiltere zor duruma sokulmayacak. Euro bölgesinde olmayan devletler Euro bölgesinde olan devletler tarafından sunulan tedbirlere “karşıt görüş” belirtebilecek, ancak girişimleri durdurabileceklerine dair bir garanti söz konusu değil.
Çalışma saatleri
Ne söz verdi: Tam AB üyesi olunması ya da ortak Pazar bütünlüğünden dolayı, İngiltere hastanelerindeki doktorların çalışma saatlerinin Brüksel tarafından belirlenmesinin doğru ve gerekli bir şey olmadığı.
Ne aldı: Hiçbir şey. Cameron, geçen ağustos ayında İngiltere’nin AB istihdam yönergelerinin dışında tutulmasını talep etmemeye karar verdi.
Sahte evlilik
Ne söz verdi: Yasa dışı çalışma ve sahte evlilikler için alınacak sıkı önlemler.
Ne aldı: İstediğini aldı. AB üyesi olan bir devlette evlenmeden önce kalma hakkı olmayan üçüncü ülke vatandaşlarının özgür dolaşım hakları için AB Komisyonu öneriler hazırlayacak.
Kırmızı kart
Ne söz verdi: Ulusal Parlamentoların istenmeyen AB yasalarını bloke edebilmesi.
Ne aldı: Eğer AB ulusal parlamentolarının %55’lik kısmı “12 hafta içinde” bir AB yasasına karşı çıkarsa, Konsey Başkanlığı yasa hakkında “kapsamlı tartışma” başlatacak ve yasa taslağının değerlendirilmesine devam edilmeyecek.
Hiç olmadığı kadar yakın birlik
Ne söz verdi: Kurulduğunda Avrupa Birliği’nin temel hedefi, Avrupa halkları arasında “hiç olmadığı kadar yakın bir birlik” oluşturmaktı. İngiltere’nin bu birliğe olan bağlılığının son bulması istendi.
Ne aldı: Avrupa Birliği’nin daha fazla siyasi entegrasyona yönelmesi halinde, İngiltere bunun dışında tutulacak ve bu durum ayrıca AB antlaşmalarını da kapsayacak.
Çoklu para birimi birliği
Ne söz verdi: AB’de birden fazla para birimi olduğu resmi olarak kabul edilecek ve her üye devlet Euro’ya geçmek zorunda olmayacak.
Ne aldı: AB’nin amacının para birimi Euro olan ekonomik ve parasal bir birlik oluşturmak olduğu ve ayrıca bütün üye devletlerin Euro’yu para birimi olarak kullanmadığı yazılı olarak tasvip edildi.
70 Muhafazakâr Parti milletvekili anlaşma olsun ya da olmasın, çıkmak için oy kullanacak
Yaklaşık 70 Muhafazakâr Parti milletvekilinin Cameron’un yeniden bir anlaşmaya varıp varmamasına bakmaksızın, İngiltere’nin Avrupa Birliğinden çıkmasını destekleyecekleri belirtildi. Cameron’un taleplerini Brüksel’e kabul ettirip düzgün bir anlaşmaya varamaması halinde, yaklaşık 200 milletvekili daha AB’den çıkmaya destek verebilir. Sadece 36 Muhafazakâr Parti milletvekilinin sonuç ne olursa olsun AB’de kalmak için oy kullanacağı söyleniyor.
Bu da demek oluyor ki, Cameron Brüksel’e taleplerini kabul ettiremezse büyük bir çoğunluk AB’den çıkılması için yürütülen kampanyalara destek verecek. İngiltere Başbakanı, bu ayın sonundaki AB Konseyi zirvesinde şartlarını kabul ettirmeye çalışacak. Yeniden müzakere taleplerinin “içler acısı” olarak yorumlanmasından sonra, kendi partisinin milletvekillerinden bazıları, şimdiden Cameron’un belirtilmiş reformlarını “önemsiz” olarak değerlendirdi.
Avam Kamarası lideri Chris Grayling, Çalışma ve Emeklilik Bakanı Iain Duncan- Smith ve Kuzey İrlanda Bakanı Theresa Villiers, bu yılın haziran ayında gerçekleşme ihtimali olan referandumda İngiltere’nin AB’den çıkmasını destekleyecekler arasında olabilecekleri söyleniyor. İngiltere Başbakanı David Cameron, yaptığı açıklamada İngiltere’nin AB’de kalması gerektiğini savundu. AB Konseyi Başkanı Donald Tusk anlaşma için hazırladığı reform planını sundu ve plan Avrupa Birliği ülkeleri tarafından sıcak karşılandı.
Ancak, Muhafazakâr Parti’sinde uzun süredir Avrupa üzerinden devam eden bölünmelerin yarattığı çatlakların daha da büyüyeceği konuşuluyor. AB karşıtlığıyla bilinen eski Savunma Bakanı Liam Fox, BBC’ye yaptığı açıklamada Başbakan’ın kendi kabinesinden 5 kişinin AB’den çıkmayı desteklediğini söyledi.
Birçok İngiliz gazetesi anlaşmayı “saçmalık”, “komik” ya da “kandırmaca” olarak yorumlamış durumda ve Cameron’un referandumdan önce hem kendi partisinden, hem de kendi partisinin dışındaki şüphecileri, hazırlanan anlaşmanın “iki tarafın da çıkarına” olduğuna inandırmak zorunda kalacağının altını çizdiler.
Yaptığı açıklamada Cameron, anlaşmaya varılmasından sonra bakanların istedikleri kampanyayı desteklemekte özgür olduğunu, ancak kendi kabinesindeki kişilerin kendi tarafında olacağını umduğunu söyledi.