King’s College London ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası iş birliğiyle yürütülen araştırma, İngiltere’de hibrit çalışmanın iş gücü piyasasında kalıcı bir dengeye ulaştığını gösteriyor.
Uzaktan çalışmaya en çok kadınlar ve ebeveynler direnç gösteriyor. King’s College London’da doçent olan ve aynı zamanda G-SWA’nın kurucu ortaklarından Dr. Cevat Giray Aksoy şöyle diyor:
“Bu durum yalnızca pandemiden kalma geçici bir alışkanlık değil. Britanyalı çalışanlar açıkça eski düzene dönmeyeceklerini gösterdi.
Uzaktan çalışma, artık bir acil durum çözümünden çıkıp İngiltere iş gücü piyasasının belirleyici bir özelliği haline geldi.”
Aynı zamanda Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nda araştırma direktör yardımcısı olarak görev yapan Aksoy, bu dönüşümün iş dünyasından politika yapıcılara ve şehir planlamacılarına kadar birçok aktörü etkilediğini vurguluyor:
“Ofis alanlarından ulaşıma ve bölgesel kalkınma stratejilerine kadar her şeyin yeniden düşünülmesi gerekiyor.”
Amazon ve BlackRock gibi bazı büyük şirketler, çalışanlarını ofise döndürmek için katı kurallar getirmiş olsa da, araştırmacılar İngiltere’de uzaktan çalışma oranlarının 2023’ten bu yana istikrar kazandığını ve bunun “iş gücü piyasasında bir denge” durumu yarattığını belirtiyor.
Araştırma, dünyanın önde gelen bölgelerinde kadınlar ve erkeklerin benzer oranlarda evden çalıştığını gösteriyor. Ancak çocuk sahibi kadınlar arasında uzaktan çalışmaya yönelik talep daha yüksek. Ebeveynler hibrit çalışma modelini daha çok benimserken, çocuğu olmayan çalışanlar ya tamamen ofis temelli ya da tamamen uzaktan çalışma modelini tercih ediyor.
Daha genç çalışanlar ise, kıdemli meslektaşları tarafından fark edilmek ya da iş yerinde gayriresmî yollarla öğrenme fırsatlarını değerlendirmek amacıyla ofiste çalışmayı daha çok istiyor.
Dr. Aksoy şöyle devam ediyor: “Hibrit çalışma artık istisna değil, çalışanlar tarafından bir beklenti olarak görülüyor.” Araştırma, hibrit çalışma modelinin kurumların verimliliği üzerinde olumsuz bir etkisi olduğuna dair güçlü bir kanıt da ortaya koymamış. Ancak tamamen uzaktan çalışma için aynı durum geçerli değil.
Aksoy bu konuda şöyle uyarıyor: “Verimlilik üzerindeki etkisi, yapılan işin türüne ve nasıl yönetildiğine göre büyük ölçüde değişiyor. Çoğu durumda tamamen uzaktan işler, çağrı merkezi veya veri girişi gibi zaten otomasyon ve yapay zekâ tehdidi altında olan alanlarda yoğunlaşıyor.”
Bu bulgular, King’s College tarafından yapılan başka bir anketle de destekleniyor.
Buna göre, 2022’nin başlarında çalışanların yüzde 54’ü tam zamanlı ofise dönme talebine uyacağını söylerken, 2024 sonlarında bu oran yüzde 42’ye düştü. King’s bünyesindeki Küresel Kadın Liderliği Enstitüsü ile işletme fakültesinin yaptığı araştırmaya göre, kadınlar ve ebeveynler, işverenlerin katı ofise dönüş taleplerine en fazla karşı çıkan gruplar.
2024 yılı sonu itibarıyla, kadınların yüzde 55’i ofise tam zamanlı dönmeye zorlanmaları durumunda yeni bir iş arayacaklarını belirtti.
Araştırmacılar, bazı şirketlerin bu tür katı geri dönüş kurallarını, pandemi döneminde tamamen uzaktan çalışmaya uygun şekilde işe alınan fazla personeli işten çıkarmanın bir aracı olarak kullandığını öne sürüyor.