Başbakan David Cameron önümüzdeki hafta planlanan görüşmelerde Avrupa ile ilişkilerin gözden geçirilmesini tartışacak… Başbakan Cameron bu yılın başında, 2015 seçimleri kazanma durumunda 2017’de halka AB referandumu sözü vermişti. Bir grup Muhafazakar Parti milletvekili önümüzdeki Cuma günü Britanya’nın AB ile ilişlerindeki reform planını parlamentoya sunacak. Başbakan Cameron’un önümüzdeki hafta, “Britanya’nın AB içinde kalıp kalmayacağını saptamak amacıyla 2017’de yapılması olası referandum” için Brüksel ile başlayacağı yeni müzakerelere ilişkin ayrıntılı açıklama yapması bekleniyor. AB’nin kaderinin görüşüleceği masada ülkede işsizlik belirleyici olacak.
Hükümet kaynakları; hükümetin yeni göçmenler de dahil bütün göçmenlerin “AB üye vatandaşı” olmaktan kaynaklı sosyal haklarına kısıtlama getirme hakkına sahip olduğunu düşünüyor. Ulusal basına yansıdığınca Britanya’nın göçmenlerin çocuk yardımı gibi sosyal haklara kısıtlama getirmesi sürpriz olmayacak. YouGov araştırmasına göre Başbakan Cameron’un halktan gelen tepki ve baskıları AB ile müzakerelere de yansıtması bekleniyor. Son araştırmalara göre, “insan hakları reformları” ve “AB dışındaki ülkelerle ticaret” gibi çok önemli 2 konudan bile Birleşik Krallık sınırlarının sıkı kontrolü önemli sayılıyor. Hükümet, Bulgaristan ve Romanya’dan Romanların göçüne karşı önlem alma peşinde. Yeni göçmenlerin işsizliği artırarak AB ve göçmen karşıtı UK Independence partisine koz vermesinden de çekiniliyor Muhafazakarlar, “refah turizmi” diye adlandırdıkları yeni AB üyesi olan ülkelerden Britanya’ya geleceklerin sosyal haklarını sınırlandırarak göçü engellemeyi planlıyor. Avrupa Komisyonu’na bu konuda “reform yapması” için baskı yapan Britanya, ülkede alacağı önlemlerle de yeni göçmenlerin ilk yıl çocuk desteği, çocuk vergi indirimi (childtaxcredit) ve işsizlik yardımından muaf tutmaya çalışacak.
Britanya, ayrıca yeni göçmenlerin “işsizlik yardımı” başta olmak üzere sosyal yardımların peşinde olmadıklarını ve ciddi bir biçimde iş aradıklarını kanıtlamalarını isteyecek. Koalisyon hükümeti, AB’ye katıldıkları için 1 Ocak’tan itibaren sınırları kaldıracak Bulgaristan ve Romanya’dan gelecek Romanlar’ın “refah turizmi” peşinde olduklarından ciddi biçimde kaygı duyuyor. Bakanlık yeni göç akımının Doğu Avrupa’dan 2004’den başlayarak iki yıl içinde gelen 600 bin göçmenle kıyaslanamayacak kadar küçük olacağını tahmin ediyor. Göçmenlik İzleme Kurumu (Migration Watch UK) ise Romanya ve Bulgaristan’dan bir yıl içinde 50 bin göçmenin gelebileceğini öngörüyor. Muhafazakarların çoğu ise; bir süre sonra her taşın altından Romanya ve Bulgaristan vatandaşlarının çıkacağına, yeni göçmenlerin iş piyasasını daraltarak AB ve göçmen karşıtı UK IndependenceParty’nin ekmeğine yağ süreceğinden kaygılanıyor. Başbakan Cameron AB içinde emeğin serbest dolaşım özgürlüğüne sınırlama ve sosyal hak kısıtlaması gibi yeni kurallarla sorunun çözülebileceğini öngörürken, basına göre bazı Britanya vatandaşları “reform” çağrısı yılan hikayesine dönen AB ile ikili ilişkileri kökten çözme eğiliminde…
Anketler her iki seçmenden birisi AB göçmenlik politikasının İngiltere’nin çıkarlarına zarar verdiğine inanıyor
• Seçmen, seçilmiş milletvekillerinin kendi taleplerini parlamentoda yansıtmadığına inanıyor
• Milletvekillerinin ülkeye çalışmak ya da yaşamak içingelen göçmenlere karşı yetkisiz olduğu düşünülüyor.
• Milletvekillerinin Katma Değer Vergisi (VAT) ve enerji faturalarına karşı bir yaptırımda aciz olduğu inancı hakim
• Milletvekillerinin küçük esnaf (KOBİ) ve küçük yan sanayiyi AB’nin silindir gibi kurallarından koruyamayacağı imajı hakim