Konut krizini çözmek için belediyelere yılda 370 bin yeni ev yapma zorunluluğu getirilecek
Ülkedeki konut krizinin belediyelere daha fazla ev yapma zorunluluğu getirmeden çözülmeyeceğini duyuran İngiltere hükümeti, yerel yönetimler için bağlayıcı hedefler belirlendiğini açıkladı.
Bu hedefler doğrultusunda, ülke genelindeki belediyeler, her yıl toplam 370 bin yeni ev yapmak zorunda olacak ve bir sonraki genel seçimlere kadar hangi bölgede ne kadar ev yapılması gerektiği hükümet tarafından belirlenecek.
The Guardian tarafından yayınlanan habere göre, sosyal konut ve uygun fiyatlı evlere öncelik vermek gibi “altın kurallar” da bu planlara dahil olacak.
Hükümet, ulusal planlama sistemindeki değişikliklerin, bir sonraki genel seçim dönemine kadar 1,5 milyon yeni ev inşa etme sözünün tutulmasına yardımcı olacağını umuyor. Başbakan Keir Starmer, konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu:
“İşçiler, çok uzun zamandır çok sıkı çalışmalarına rağmen, kendi evlerine sahip olmanın güvenliğini yaşayamıyor. Ev sahibi olmak, genç nesle uzak bir hayal gibi geliyor ve evsizlik rekor seviyelerde.
Devraldığımız konut krizinden kaçamayız. “Bu konuda acilen harekete geçmek, çalışan ailelere borcumuzdur ve bu hükümet, tam olarak bunu yapacaktır. Değişim planımız ev yapımını engellemeye değil, ev yapacak olanlara öncelik verecek.
Bozuk planlama sistemi revize edilecek, çalışan ailelerin başını sokacak bir evi olacak ve insanların cebinde daha fazla para olması için ekonomik büyüme desteklenecek.”
Başbakan Yardımcısı ve İskan Bakanı Angela Rayner ise konuyla ilgili açıklamalarında, “Beş yılda 1,5 milyon yeni ev inşa edilmesi için, hiç düşünmeden ne gerekiyorsa yapacağım” dedi.
Ancak, yerel yönetimler, bölgesel ve yerel konut hedefleri belirlenirken kendilerinin görmezden gelinmemesi gerektiği konusunda uyarıyor.
Yerel yönetimler birliği “Local Government Association” (LGA) adına konuşan sözcü Adam Hug, konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:
“Belediyelerin, yerel konut zorluklarıyla mücadele etme konusunda hükümetin hevesini paylaşabilmesi için, işbirlikçi bir yaklaşım sergilenmesi gerekiyor. Kendi yerel bölgelerini en iyi tanıyanlar, belediyeler ve oradaki toplumlardır.
Bu nedenle de taleplerin nasıl idare edilebileceği ve arazilerin planlama sistemi aracılığıyla nasıl kullanılabileceğiyle ilgili en iyi belirleyici kararları alabilecek olanlardaonlardır.”