İngiltere ve Avrupa Birliği, dün Avrupa liderlerinin Brüksel’deki zirvesi öncesinde, Brexit konusunda yeni bir anlaşma olması yönünde mutabakata vardı.
Bu anlaşma, Avrupa Birliği zirvesi sonrasında hem İngiltere hem de Avrupa Parlamentosu’nun onayına sunulacak. Anlaşmanın onaylanması halinde İngiltere, 31 Ekim tarihinde anlaşmalı bir şekilde Avrupa Birliği’nden çıkmış olacak.
Buna rağmen, parlamentodaki muhalefet partilerin liderleri, anlaşmaya destek vermeyeceklerini açıklamış durumda.
İşçi Partisi’nin lideri Jeremy Corbyn, anlaşmanın Theresa May’in müzakere etmiş olduğu eski anlaşmadan da kötü olduğunu ve milletvekilleri tarafından reddedilmesi gerektiğini söyledi.
Corbyn, “Brexit’in çözümünün en iyi yolu, yapılacak bir oylamayla halka nihai tercihini sormaktır” dedi.
Liberal Demokrat Parti lideri Jo Swinson da anlaşmayı reddedeceklerini, “Brexit’i durdurma mücadelesinin bitmediğini” belirtti.
İngiltere’de azınlık hükümetine dışardan destek veren Kuzey İrlanda Demokratik Birlik Partisi (DUP), mevcut haliyle anlaşmayı destekleyemeyeceklerini açıkladı. Brexit Partisi lideri Nigel Farage da BBC’ye yaptığı açıklamalarda, anlaşmanın milletvekilleri tarafından reddedilmesi gerektiğini söyledi.
Farage, “mesele sadece Brexit değil. Bu anlaşmanın kabulü halinde yıllarca sürecek yeni müzakereler yapacağız. Bu anlaşma, kendi ülkemize kendi yasalarımızı yapamayacağımız anlamına geliyor” dedi
Kabine Bakanı Michael Gove, yeni anlaşmanın milletvekilleri tarafından reddedilmesi halinde, bunun alternatifinin anlaşmasız bir Brexit olacağını açıkladı.
Başbakan Boris Johnson, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Kontrolü yeniden ele aldığımız yeni, iyi bir anlaşmamız var. Şimdi yaşam maliyeti, NHS, şiddet içeren suçlar ve çevremiz gibi diğer önceliklerle ilgilenebilmek için Parlamento’nun Cumartesi günü Brexit’i onaylaması gerekiyor” dedi.
“Adil ve dengeli bir anlaşma yapıldığını” duyuran Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, sosyal medya hesabından, “İsteğin olduğu yerde anlaşma da olur -bizim de bir tane var!- Bu, Avrupa Birliği ve İngiltere için adil ve dengeli bir anlaşma ve çözüm bulma taahhüdümüzün bir göstergesi. Avrupa Birliği Zirvesi’ne anlaşmayı onaylamasını öneririm.” paylaşımı yaptı.
Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Donald Tusk yeni Brexit anlaşmasına ilişkin, “Bir anlaşma her zaman anlaşmasızlıktan evladır.” şeklinde konuştu. Tusk ayrıca “İrlanda ve Avrupa Birliği için uygun olmayan bir anlaşmayı kabul etmezdim.” dedi.
İngiltere ve AB arasında yapılan yeni anlaşma, parlamento tarafından kabul edilmesi halinde, Brexit konusundaki belirsizliklerin de giderilmesini sağlayabilir.
Brexit konusunda yaşanan belirsizlikler, İngiltere genelinde birçok ekonomik sıkıntıyı da beraberinde getirdi. Öyle ki, son zamanlarda oldukça güçlü bir görüntü çizerek ülke ekonomisine büyük katkı yapan iş piyasası da bu belirsizliklerden etkilenmeye başladı.
Perakende dükkanlarının kapanmasının yanında, uzun vadeli yatırımlar yerine işgücünü büyütmeyi tercih eden işverenlerin de Brexit endişesiyle artık daha temkinli davranması, işsizliğin yeniden artışa geçmesine sebep oldu.
İngiltere’de bir işte çalışan kişi sayısı, son dört yılda görülen en yüksek seviyede düşüş gösterdi.
İşsizliğin artmasının yanında, enflasyon oranına fark atarak aileler üzerindeki geçim baskısını azaltan maaş artışlarının da yavaşlamaya başladığı görüldü.
İngiltere genelindeki boş iş pozisyonlarının sayısının üst üste sekiz aydır düşmeye devam etmesi de iş piyasasında durumun kötüye gittiğini gösteren başka bir belirti olarak göze çarpıyor.
Ulusal İstatistik Ofisi (ONS) tarafından yayınlanan resmi veriler, işsizlik oranının yüzde 3,8’den yüzde 3,9’a çıktığını gösteriyor.
Ağustos ayına kadar geçen üç ayı kapsayan verilere göre, bir işte çalışan kişi sayısı 56 bin azalarak 32,69 milyona geriledi. Bu dönemde ayrıca, son zamanlarda maaş artışlarında görülen hızlanma da sona erdi. Haftalık maaşlardaki artışın, ortalama yüzde 4 seviyesinden yüzde 3,8’e düştüğü görüldü. Maaşlardaki yıllık toplam artış ise enflasyona göre ayarlandığında yüzde 1,9 seviyesinde oldu. Maaş artışları, İngiltere Merkez Bankası (BoE) tarafından da yakından takip ediliyor.