Aile hayatını ve ekonomilerimizi yeniden şekillendirecek, çok partili yeni bir politik sistemin yaşanacağı döneme kendinizi hazırlayın.
7 Mayıs 2015, önümüzdeki birkaç sene boyunca görülecek en önemli günlerden biri olacak. Bu tarihte bütün ülke daha fazla kemer sıkma isteyip istemediğine ve ülkeyi kimin yöneteceğine karar verecek. Ekonomik krizin başladığı 2008 yılından beri dünya genelinde, insanların politik liderlere ve ülkeyi yöneten kurumların başına geçmek için yarışan kişilere olan güveni çöktü.
7 Mayıs 2015 genel seçimleri yaklaşırken, yapılan anketlere göre halk geleneksel büyük partileri ve onların politikalarını desteklemiyor. Ana akım partilerinin hiç biri, çalışan halkın günlük zorluklarına veya finansal sorunlarına çözüm üretecek cevaplar veremiyor.
İnternet, politik partilerin yeni nesil seçmenlere ulaşmaları ve seçim kampanyalarını yürütmeleri için büyük bir fırsat sunuyor. Bu durum İngiltere’de UKIP ve Green Party, İskoçya’da ise SNP gibi geleneksel ana akım partilerden oy kapmaya çalışan partilerin ortaya çıkmasına sebep oldu. Bu durum ise bir çok partili sistemin oluşmasına yol açabilir. Şu anda politik uzmanlar hangi partinin genel seçimleri kazanacağını kestiremiyor.
Fakat hepsinin buluştuğu ortak nokta, an itibarıyla 5 Mayıs’tan sonra başbakanın kim olacağını tahmin etmenin imkansız olduğu. Normal şartlarda UKIP’in Muhafazakar Partinin oylarının bir bölümünü alabileceği bekleniyordu. Bu durum hala geçerli olabilir fakat yeni anketler, UKIP’in Labour ve Liberal Demokrat oylarını da etkileyebileceğini gösteriyor. Labour Partisi için gözlemlenen başka bir tehlike ise sınırın kuzey bölümünde gerçekleşiyor. SNP partisi bağımsızlık referandumu süresince yürüttüğü kampanyalarla, Labour’un daha önce hakim olduğu bölgelerde bir hayli oy kazanmış durumda. Bu bölgedeki halk arasında, Ed Miliband’ın Westminster’dan yürüttüğü partisinin kendilerini umursamadığı ve unuttuğu duygusu hakim.
Eğer yeni anketler doğruysa, 20’ye yakın koltuk önümüzdeki genel seçimlerde Labour’dan SNP’ye geçebilir ve Westminster’da İskoçya’nın en büyük temsilcisi haline gelebilir. Bu durum gerçekleşirse, Labour’un meclisteki en büyük parti olma umutlarına büyük bir darbe vurulmuş olacak. Yükselişi büyük tabloda değişikliklere yol açacak bir diğer parti ise Green Parti olacak. Şu anda anketlerdeki oy oranları %6’ya ulaşmış durumda. Green Parti’nin en büyük destekçileri gençler, sosyal liberaller ve orta gelirli çalışanlar. Bu partinin en büyük hasarı sadece Nick Clegg’in partisine değil, eskiden Labour’a oy veren fakat 2010 seçimlerinde Liberal Demokratları seçenleri kendilerine çekerek soldaki iki partiye birden oy vermesi bekleniyor.
Facebook nesli ile en iyi iletişimi kurabililen parti, bu bölünen oyları toplamaya en yakın parti olarak öne çıkacak, fakat bu partinin kim olacağını şimdiden kestirmek imkansız gibi gözüküyor. Labour ve Muhafazakar Parti seçim kampanyalarını, Obama’nın 2012’de yürüttüğü ve medyanın büyük bir rol oynadığı başarılı kampanyayı yürüten isimlere teslim etti. Labour David Axelrod’u, Muhafazakar Parti ise Jim Messina’yı kampanyalarının başına getirdi.
AB karşıtı parti UKIP ise 2010 genel seçimlerinde Nigel Farage liderliğinde %3 oy almıştı. Britanya’nın AB’den çıkmasını isteyen UKIP, Avrupa Parlamentosu seçimlerinde %27.5’lik bir oy oranı ve 24 sandalyeyle galip olarak ayrılmıştı. Farage’ın kişisel popülaritesi geçtiğimiz dönemde düşerken, anketlerde yıl sonuna doğru partiye olan destekte %15 seviyelerine geriledi.
David Cameron ve Muhafazakarlar ellerinde iki iyi kart olduğuna inanıyor. Bunların bir tanesi son dönemde ekonomide gözlemlenen toparlanma ve bir diğeri de seçmenlerin Ed Miliband’ı bir başbakan figürü olarak göremiyor olması.
Ed Miliband ve Labour yaşam standartlarının düşmesi konusunun ve sağlık servislerinde yaşanan aksaklıların üzerinde duruyorlar. Fakat bu konuların Miliband’ı Downing Street’e yerleştirmesinin uzak bir ihtimal olduğu görüşü hakim.
Nick Clegg ve Liberal Demokratlar, koalisyonda oynadıkları rolden dolayı kendilerine verilen destekte büyük bir düşüşe şahit oldu ve şu anda Green Parti’nin çok az önünde %8 civarında bir oy oranına sahipler.