Belediyelerin kuralları çiğnemesinin bahanesi yok B&B (Bed and breakfast) olarak bilinen oda + kahvaltı pansiyonlarda kalan çocuklu ailelerin sayısının son on yılın en yüksek seviyesine çıktığı açıklandı.
Bu acil barınma türünü kullanmak zorunda kalan ailelerin sayısı 2012’ye göre yüzde 8’lik bir artışla 2 bin 90 oldu. Hükümet rakamları aileler için uygun olarak kabul edilmeyen B&B barınma tarzının aileler arasında yaygınlaştığını ve bu durumun 2009’dan bu yana sürekli bir yükselme içinde olduğunu gösteriyor. Yasada zorunlu olarak burada kalan aileler olsa bile maksimum kalış süresinin 6 hafta olması gerektiği belirtiliyor. Ancak şu anda 2 bin 90 ailenin 760’ı bu süreyi aşmış durumda. Ülkedeki diğer acil barınma mekânlarında ise 43 binden fazla çocuklu aile kalıyor. Bu tür yerler arasında daha pahalı tek odalı kısa dönemli kiralık daireler bulunuyor. Bu dairelere olan talepte de yüzde 9’luk bir artış söz konusu.
Bu tür barınma yerlerinde kalan ailelerin sayısı 2005-10 arasında düşmesine karşın 2010 sonrasında yeniden yükselişe geçtiği belirtildi. Shelter tarafından yapılan araştırmada, B&B tarzında yaşayan ailelerin genellikle kendini güvende hissetmediğini, uyuşturucu satıcılığı ve kullanımının bu bölgelerde yaygın olduğu, şiddet, cinsel saldırı, uyuşturucu kullanım ve satımı gibi olaylar yaşandığını belirtildi. Ailelerin çoğunun bir odada kaldığına dikkat çeken vakıf, çocukların bu durumda anne babaları ya da kardeşleriyle aynı yatağı paylaşmak zorunda kaldıklarını savundu.
Aileler de bu tarz barınma alanlarında çocuklar için sunulan alternatiflerin yetersizliğinden şikâyet etti. Acil barınma mekanlarında toplu kullanılan mutf ak ve aynı tuvaleti kullanmak gibi zorunlulukların da en çok çocukları etkilediği belirtildi. Vakfın CEO’su Campbell Robb ise yaptığı açıklamada, bulguların bu Christmas öncesinde yaşanılan gerçekleri gösterdiğini söyledi ve bu tablonun 21. yüzyıl Britanya’sında yaşanmaması gerektiğini söyledi.
Konut Bakanı Kris Hopkins ise belediyelerin evsizlikle mücadele etmesi için 1 milyar sterlin ayırdıklarını ve reformlarla bu alandaki sıkıntıları aşmaya çalıştıklarını savundu. Hopkins, belediyelerin bunlara rağmen sorunu çözememesinde bir mazeretin olamayacağını savundu.