AB’de kalmak isteyenler, çıkmak isteyenleri ‘Fantezi Dünyası’ ile suçlarken, diğer taraf ise Avrupa’da kalmak isteyenleri korkutma politikaları ile suçluyor
AB Referandum kampanyası resmi olarak başladı. 23 Haziranda halkın vereceği karar, belki de bir neslin almak mecburiyetinde kalacağı en önemli tarihi bir karar olacaktır. Referandumun sonuçlarının, Britanya ekonomisi ve ülkedeki herkesin yaşam standartları için derin sonuçlar doğurması bekleniyor. Aynı zamanda referandum sonuçları, Britanya’nın dünya ekonomi ve politikasındaki yerini de değiştirebilir.
Politik partiler arasında geçen tartışmalar, insanların AB’de kalıp kalınmaması konusunda artık daha az söylem ve daha fazla hakikat duymak istediğini ortaya koydu. AB referandum kampanyası resmi olarak cuma günü başlatıldı. Bunun anlamı, ilk kez birlikte kalma veya ayrılmayı destekleyen kesimlerin kamu fonlarından yararlanabilecek olması. Her iki tarafta, Britanya halkına kendi tartışma noktalarını aktaracak ve seçmenlerin kendi görüşlerini desteklemesini sağlamayı amaçlayacak.
Anketler, şu anda 50/50’lik bir eşitlik olduğunu ortaya koyuyor. Britain Stronger in Europe, birlikte kalmak için kampanya yapacak resmi komisyon olarak belirlenirken, Vote Leave ise ayrılmak isteyen kesimin kampanyasını yürütecek komisyon oldu. Her iki kampanyaya da £600,000’luk ödenek, her eve ücretsiz posta…
TV reklam slotları ve kendi yaratacakları £7 milyonluk kaynağı kullanma hakkı verilecek. Her iki kampanya grubunda da ana partilerden politikacılar bulunuyor. Yani, normal şartlarda birbiriyle karşıt görüşte olan pek çok politikacının beraber çalışmasına tanıklık edeceğiz.
Perşembe günü, birlikte kalınmasını destekleyen komisyon, Başbakan David Cameron, İşçi Partisi eski lideri Neil Kinnock, eski Liberal Demokrat lider Paddy Ashdown, İşçi Partili eski bakan Tessa Jowell ve Yeşil Partili politikacı Darren Johnson’ın katılımıyla vatandaşlara telefonlar açarak bilgilendirmede bulundular.AB’den ayrılmak isteyen kesim, sosyal medyada rakiplerine göre iki katı daha fazla destekçi bulmayı başardılar. Vote Leave, Leave.EU ve Grassroots Out arasında altı aydır süregelen ve hangi grubun resmi ayrılma komisyonu olacağına karar verecek çekişme, ayrılık kesimi tarafından sosyal medyada şimdiye kadar büyük rakamların harcanmasına sebep oldu. Bu durumun, ayrılık kesimine sosyal medya rakamları konusunda bir avantaj sağladığı düşünülüyor.
Facebook’ta Britain Stronger in Europe 351,675 takipçiye ulaşırken, Leave.EU’nun 627,425 ve Vote Leave’in 342,722 takipçisi bulunuyor. Twitter’da ise Britain Stronger in Europe’un 23,400 takipçisine karşılık, Leave.EU’nun 84,400, Vote Leave’in ise 35,200 takipçisi var. wGenç neslin sıklıkla sosyal medya kullandığı ve AB’de kalmak istediği düşünüldüğünde, bu sonuçlar bu kesimin oy kullanmadığını gösteriyor. Seçmen Reform Topluluğu tarafından yapılan bir ankete göre, 18-24 yaş aralığındakilerin %50’si 23 Haziran’da oy kullanmayı düşündüklerini belirttiler. Buna karşılık 65 yaş ve üzeri seçmenlerin dörtte üçü oy kullanacaklarını söylediler.
YouGov tarafından yapılan bir araştırma ise, seçmenlerin %39’unun AB’de kalmak istediklerini, bu rakamın 18-24 yaş arasında %56’ya yükseldiğini, fakat 65 yaş üzerinde %26 seviyelerine gerilediğini ortaya koydu. Britain Stronger in Europe, kampanyayı yürütmesi için Muhafazakâr Parti’nin genel seçimlerdeki sosyal medya kampanyalarını yürüten ABD’li Jim Messina’yı görevlendirdi. On gün önce IN grubu, Instagram’da Britanya’nın en büyük politik reklam kampanyası diye adlandırdıkları kampanyalarını başlattı.
Seçim Komisyonu, geçtiğimiz hafta Out kampanyasını Vote Leave grubunun temsil edeceğini ve kampanyaları boyunca £7 milyon harcayabileceklerini açıkladı. Leave.EU ise £700,000’a kadar harcama yapabilecek. Uzmanlar, Leave.EU’nun Facebook’ta bulunan güçlü takipçi sayısı sayesinde harcama limitini aşmadan kampanyalarını sürdürebileceklerini belirttiler.