2014’ün ilk üç ayında net göçmen sayısı 243,000’e ulaştı. Başbakan David Cameron’un, genel seçimlerde verdiği Britanya’daki bir yıllık göçmen sayısını “onbinlere” indirme sözü rayından çıkmış durumda.
Farklı AB ülkelerinden gelen göçlerin artmasının sonucu olarak, ülkeye bu sene gelen göçmen çalışanların sayısında büyük bir artış gözlemleniyor. Resmi rakamlara göre Mart ayına kadar ki bir senelik süre içerisinde Britanya’ya gelen göçmen sayısı 243,000’i buldu. Bu rakam geçen senenin aynı dönemindeki 175,000 rakamına göre büyük bir artış anlamına geliyor.
Ulusal İstatistik Ofisi’nin (ONS) verilerine göre, göçmen sayısındaki artışın üçte ikilik bölümüne AB vatandaşları sebep oldu. Gerçekte ise bu veriler, önümüzdeki yıl yapılacak olan genel seçimler öncesi göçmen karşıtı olan UKİP partisinin elini güçlendirirken, Muhafazakarlar içinde ise bir ayrışmaya sebep olabilir. Yaklaşık 100 Muhafazakar ve AB’ye karşı kuşkucu yaklaşımları olan milletvekili, AB’den hangi güç geri verilecek olursa olsun, birlikten çıkılmasını istiyor. 100 Muhafazakar milletvekilinin AB konusundaki bu sert tutumu, Başbakan Cameron’un yeni bir parti içi isyanla karşı karşıya kalabileceğine işaret ediyor.
İsyanı başlatan AB karşıtı milletvekilleri, önümüzdeki yıl yapılacak olan genel seçimlerden önce kendi kişisel manifestolarını yayınlayacak ve Cameron’un söz verdiği ve 2017’de yapılması beklenen referandumda çıkış için oy kullanacaklarını belirtecek. Bu gelişme, parti içinde Başbakan Cameron’a AB ile yapacağı üyelik şartları görüşmelerinde çok fazla güvenilmediğine işaret ediyor. Önde gelen ve köklü bir Muhafazakar organizasyonu, Britanya’nın sınırlarının kontrolünü yeniden eline geçirmesi ve daha katı kontroller yapılmasını istiyor.
Başbakan Yardımcısı Nick Clegg ise, Muhafazakarların göçmenlik hedeflerini ‘anlamsız’ olarak nitelendirdi. “Muhafazakarlar şu anda bir U dönüşü yapmış durumda ve göçmenlik rakamları ile ilgili sessiz kalmayı tercih ediyorlar. Bence bunun sebebi, başta koydukları hedeflerin bir hata olduğunu anlamaları” şeklinde konuştu. İş dünyasının önde gelenleri ise, hükümetin net göçmen sayısını düşürmek adına aşırı önlemler almasından korkuyor. London First isimli lobi kurumunun göçmenlikten sorumlu ismi Mark Hilton, Home Office’in ‘zamanının kalmadığını’ belirtti.
“Hükümetin net göçmenlik sayısını düşürmek için yapabileceği tek şey, AB dışından gelen yetenekli göçmenleri, ülkeye gelerek her sene £10 milyarlık bir katkı yapan ve Britanya’da eğitim alarak ülkelerine dönmeleri sonucu ülkenin ‘yumuşak gücünü’ oluşturan yabancı öğrencileri zorlamak olacak. Bu iş ve ekonomi dünyası için büyük bir tehlike.” Muhafazakar partisinden önemli isimlerden olan Lord Heseltine, öğrencilerin resmi göçmenlik rakamlarına eklenmemeleri gerektiğini, bu durumun eğitim sektörüne zarar verdiğini savundu. Bu görüş, son dönemde azalan uluslararası öğrenci sayısı ile ilgili önlem alınmasını isteyen pek çok rektörün görüşü ki ile uyuşuyor.
Rektörler, Britanya’da eğitim gören göçmenlerin ülkelerine döndükten sonra bir tarz ‘elçi’ görevi gördüklerini savunuyor. Lord Heseltine, “Kamu burada eğitim gören ve sonrasında ülkesine dönen öğrencileri bir göçmenlik problemi olarak görmüyor” dedi.