Brexit düğümünü çözmek için 12 Aralık’ta erken genel seçime gitme kararı alan İngiltere’de, sandıktan daha derin bir kriz çıkabilir. Muhalefet partileri, AB’nin Brexit’i 31 Ocak’a ertelemesi, böylece anlaşmasız Brexit ihtimalinin ortadan kalkması üzerine 12 Aralık’ta erken seçime gitmeyi kabul etti. Ülkeyi siyasi çıkmaza sürükleyen Brexit krizi, seçimin de ana teması, partilerin Brexit konusundaki tutumları ve vaatleri de seçimde belirleyici olacak. Ancak seçmenin 3 yılı aşkın Brexit sürecinde değişen tutumuyla demografik olarak yaşadığı değişim de önemli rol oynayabilir. Ülkede, AB referandumundan bu yana çoğunluğunun Brexit yanlısı olduğu değerlendirilen 2 milyon yaşlı seçmen hayatını kaybetti. Buna karşılık, potansiyel olarak AB üyeliği yanlısı olduğu tahmin edilen 2,5 milyon genç seçmenin erken seçimde oy kullanması bekleniyor.
Muhafazakar Parti
Johnson liderliğindeki Muhafazakar Partinin, seçim kampanyasında parlamentoyu hedef tahtasına koyması bekleniyor. Johnson’ın halkın referandumda aldığı AB’den ayrılma kararının, parlamento tarafından 3 yıl boyunca sabote edildiğini savunacağı öngörülüyor. Ancak bunun, Brexit referandumu sırasında AB’ye karşı İngiliz parlamentosunun egemenliğini savunmasıyla çelişeceğine de işaret ediliyor. Daha önce iki dönem Londra belediye başkanlığına seçilen ve AB referandumunda da ülkenin Birlik’ten ayrılması için yürütülen kampanyanın lider figürü olarak öne çıkan Johnson’ın, seçmenden gördüğü rağbetin altı çiziliyor. Ayrıca Johnson’ın siyasi ciddiyetten uzak olduğunu ve ciddi sorunlarla mücadele eden İngiliz seçmenin, ülkenin yönetimini sandıkta ona emanet etmeyebileceğini savunanlar da var. Johnson’ın, selefi Theresa May’in AB ile vardığı Brexit anlaşmasını, Kuzey İrlanda’yı İngiltere’den koparacağı gerekçesiyle bloke etmesi ama arkasından kendisinin AB ile benzer bir anlaşmaya imza atması da “güvenilmezliğini” pekiştiriyor. Başbakan Johnson’ın seçimde katı Brexitçi bir tutum mu alacağı, yoksa AB ile önceki hafta vardığı Brexit anlaşmasını mı öne çıkaracağı ise belirsizliğini koruyor. Johnson’ın katı Brexitçi bir çizgiye oturması halinde, partiyi aşırı sağa sürüklemesi ve ılımlı muhafazakar
seçmeni kaybetmesi ihtimali bulunuyor. Johnson’ın katı Brexitçi kampanyayla ve ılımlı Brexitçi adayları listeye koymadığı bir seçim sürecinde tek başına hükümet çoğunluğunu sağlaması halinde, ülkeyi 31 Ocak’ta AB’den anlaşmasız bir şekilde ayırma ihtimali güçlü görülüyor.
İşçi Partisi
Ana muhalefetteki partinin lideri Jeremy Corbyn, “aşırı sol” diye nitelendirilen ekonomi politikasıyla göreve geldiği günden bu yana sağ ağırlıklı İngiliz basınının hedef tahtasında bulunuyor. Basının yanı sıra parti içindeki merkeze yakın milletvekillerinin muhalefetinin de hedefi olan Corbyn, kendisine yönelik devirme girişimlerini şimdiye dek başarıyla atlattı. 2017’de gidilen erken seçimde, tüm anketlerin rakibi Theresa May’in 20 puan gerisinde gösterdiği Corbyn, oy oranını yüzde 30’dan yüzde 40’a çıkarırken, milletvekili sayısını da 30 artırarak 262’ye yükseltmişti. Corbyn’in yumuşak karnını ise Brexit politikası oluşturuyor. İşçi Partisinin oy deposu konumundaki sanayi şehirlerinde seçmenin ağırlığı Brexit yandaşıyken, Corbyn’e en büyük desteği veren genç seçmen, AB üyeliğinden yana tavır koyuyor. Corbyn’in kendisi de uzun yıllardır AB üyeliği karşıtlığıyla biliniyor. Brexit konusunda çok yakın zamana kadar net bir tutum alamayan Corbyn’in, seçim kampanyasında Brexit konusunda yeni bir referanduma gitme sözü vermesi bekleniyor.
Corbyn’in asıl mesajının ülkedeki yoksullukla mücadele, sağlık ve sosyal güvenlik sisteminin iyileştirilmesi, gelir adaletinin sağlanması, özelleştirme yerine kamulaştırmalara gidilmesi gibi unsurlardan oluşacağı tahmin ediliyor.
İskoç Ulusal Partisi
Avam Kamarasında 35 milletvekiliyle 3. parti konumunda bulunan İskoç Ulusal Partisi (SNP), Brexit karşıtı tutumuyla öne çıkıyor. İngiltere’nin, 2016 referandumunda yüzde 62 oranında Brexit’e karşı oy kullanan İskoçya’yı peşinden sürükleyerek AB üyeliğinden çıkarmasına itiraz eden SNP, seçim kampanyasını bu mesaj üzerine kuracak. İskoçya’da bölgesel hükümette de bulunan parti, İskoçya’nın İngiltere’den bağımsızlığını kazanması için de kampanya yürütüyor ve bu konuda yeni bir referanduma gitmeyi ana vaatleri arasında tutacak.
Liberal Demokrat Parti
Liberal Demokratlar, tek başına hükümet çoğunluğunu sağlamaları halinde, Brexit sürecini iptal etme sözü veriyor. Yaklaşık 100 yıldır koalisyonlar dışında iktidara gelemeyen parti, ülkede Brexit’e karşı olan yaklaşık yüzde 50’lik seçmen kitlesinin desteğini almayı amaçlıyor. Ancak 2010-2015’te Muhafazakar Parti ile kurdukları koalisyonun uyguladığı kemer sıkma politikalarının altında imzası bulunan partinin, bunu bütünüyle başarma şansı az görülüyor.
Brexit Partisi
İngiltere’de erken seçimin en büyük sürprizlere gebe partisi olarak görülen Brexit Partisi, bu yılın başında kuruldu. İngiltere’yi Brexit referandumuna sürükleyen siyasetçi olarak bilinen aşırı sağcı Nigel Farage’ın liderliğindeki parti, Avrupa Parlamentosu seçimlerinde yüzde 30,5 oyla birinci gelmeyi başardı. Aralıktaki seçimde net şekilde AB’den anlaşmasız ayrılığı savunacak olan Brexit Partisinin, Johnson’ın oylarını bölme ihtimali var. Ancak iki partinin seçim bölgelerinde taktik iş birliğine gitmesi ve Brexit oylarını konsolide etmesi ihtimali de bulunuyor.