FARUK ESKİOĞLU:
Mehmet Macit, 1947’de Gümüşhane Pekün’de çiftçi bir ailenin 8 çocuğun 3’ncüsü olarak doğmuş. Ailesinin yerleştiği Trabzon’da ilkokula gider.
Babasının kahve işlettiğini belirten Macit, çocukluğunun yoksul geçtiğini söylüyor. İlkokul sonrasında aile bütçesine yardım etmek için terzi çırağı olur. 17’sine geldiğinde abisiyle ısmarlama terzi dükkanı açar. İlk gençlik yıllarında yüzmede derecelere girdiğini belirten Macit, Trabzon Kemerkaya’da da futbol oynadığını anlatıyor.
İstanbul Florya’da askerliğini bitirdikten sonra 1971’de permitli terzi-işçi olarak Londra’ya gelir. Newington Green’de Kıbrıslı bir Türk’ün evini paylaşır ve Finsbury Park’ta Rum patronun tekstil atölyesinde işe başlar. Macit o yılları şöyle anlatıyor:
“İşin ustası olduğum için bana zor gelmedi. Parçabaşı çalışıyorduk. İlk haftalığım 16 sterline geldi. Oda kirası için 3 sterlin ayırıyordum. Yeme içme ve otobüs için de günde 1 sterlin… 6 sterlin de tasarruf ediyordum. İşten sonra başka atölyelerde de 3-4 saat fazla mesai yapıyordum. O dönemde işçiler ‘Bir an önce ev araba sahibi olup, memlekete dönelim’ diyerek yoğun çalışıyordu. Haliyle vergi ödemek de istemiyor, patronlara kesintisiz ‘temiz para’ verin diyorlardı.”
Macit XXXXXXXXX yılında 7 işçi arkadaşıyla biraraya gelir ve işçilerin patron olduğu bir atölye açar. Daha sonra ortaklar 3’e düşse de atölye Hackney’de erkek çeketi üretmeye uzun süre devam eder.
Bir süre sonra Oxford Street gibi büyük cadde mağazalarına kadın mantosu üreten başka bir atölyede ortaklık yapan Macit, 1978’de Kıbrıslı Esat Yönet ile birlikte Hackney’de Babi adında yeni bir atölyeye ortak olur. Esat’ın 4 yıl sonra ayrılmasıyla yola kendi devam eden Macit, “Üretimimiz çok artmıştı. Haftada 40 bin parça kadın çeketi kapasitesine ulaşmıştık” diyor. 1995’de Muhafazkar kesimin yakından tanıdığı Mutalip Ünlüer’i ortak kabul eden Macit, üretimde çıtayı yükselterek 1998’de 21-31 Schacklawell Lane’deki 3 bin metre kare alanındaki Moun House’u satın alır. 3 katlı binada tekstil üretimi yapılır, alt katı ise “showroom” olarak kullanılır. Ülkede tekstil sektöründe kriz başlayınca 2002’de Babi kapatılsa da Moun House, 2015’e kadar işhanı ve alt katı da alkolsüz süpermarket ile tesettür ve mobilya satış mağazası olarak kullanılır.
Macit, toplumun gelişimini “80’ler tekstilde altın, toplum için çalışma yıllarıydı. 90’lar verimin artırıldığı, kurumların geliştiği dönemdi. 2000’lerin başı ise tekstil sonrası farklı sektörlerde çalışma yaşamının olduğu yıllardı” diye özetliyor.
Macit, Aziziye Camii’deki çalışmalarını da şöyle anlatıyor: “1982’de toplumdaki işadamlarından Remzi Gür, Bahattin Taşkıran, Ahmet Üstünsürmeli tarafından ‘117 Stoke Newington Road, London N16 8BU’ adresindeki eski bir sinema satın alınarak camiye dönüştürülmek istendi. Ben de ortağım Ünlüer ile Aziziye Camii İdare Heyeti’ne girerek bu hayırlı işe destek olduk. Daha önce Valide Sultan Cami ve Schacklawell Lane Camii hizmet veriyordu. Eski sinemadaki eğim, camiye dönüştürmede sorun yarattı. 1990-94 arasında yeniden restorasyon yapıldı. Ayrıca camiinin arka bahçesine de okul yapılarak bugünkü haline getirildi. Restorasyon çalışmalarındaki harcamaları tamamen toplum üslendi.”
Türkiye’de 2001’de AK Parti kurulduktan sonra ortağı Ünlüer ile ‘Londra’dan Türk milliyetçisi olarak destek olduklarını’ belirten Macit, “2014’te de Avrupalı Türk Demokratlar Birliği’nin (Die Union Europäisch-Türkischer Demokraten) Birleşik Krallık şubesini kurduk. Ünlüer başkanlığı, ben de halkla ilişkiler sorumluluğunu üslendim” diyor.
Londra’daki Türkiye ve diğer ülke kökenli Müslüman cemaatleri yakından tanıyan Macit, “Her iki Müslüman gruplar arasında bir yakınlık söz konusu. Türkiye’ye kıyasla Londra’daki Müslümanlar daha araştırıcı ve vizyonları daha geniş” diye anlatıyor.
İngiltere’de Müslümanlara karşı ayrımcılık konusunda ise “İngiltere’nin ne kadar özgür bir ülke olduğunu söyleseler de gizli bir ırkçılık ve ayrımcılık var olmuştur. Müslümanlara karşı önyargı da her zaman vardı…” diye ekliyor.
Londra’da hemşehrilerinin Pekünlüler Derneği’ne üye olduğunu belirten Macit, “Derneğin 4 bine yakın üyesi olduğunu söyleyebiliriz” diyor.
“Muhafazakar ve çalışkan insanlar” diye tanımladığı hemşehrisi Pekünlüler’in Londra’daki yoğunlaşmasını da şöyle anlatıyor: “Londra’daki en eski Pekünlü’nün Emin Gökçe olduğu biliniyor. Emin Gökçe 1’nci Dünya Savaşı’nda İngilizlere esir düşerek Londra’ya getirilmiş. Diğer esirlerle birlikte metro inşaatlarında çalıştırılmış, Hyde Park’ta ağaç diktirilmiş. Savaştan sonra İngilizler tarafından Fransa topraklarında serbest bırakılmış. Emin Gökçe öldüğünde 100 yaşını devirmişti…
Daha sonra 1970 ’ l erde Almanya’dan Londra’ya çalışmaya gelen Pekünlü Osman Karatay, hemşehrilerine çok sayıda permit göndererek Londra’ya gelmelerini sağlamış… Pekünlülerin Avrupa’da en çok Londra’da olduğunu söyleyebiliriz. Günümüzde Londra’daki Karadenizlileri de Pekünlüler temsil ediyor.”
1976’da Türkiye’de evlenen Macit’in 5 çocuğu bulunuyor…