Kıbrıslı ve Türkiyeli Türk toplumunun siyah üyeleri “Toplumdaki siyahların Tarihi” başlıklı bir toplantı düzenliyor.
Toplumsal çalışmalarıyla tanınan Ertanç Hidayettin, etkinliğin 2 Kasım saat 19’da “628 Green Lanes, London, N8 0SG” Londra Kıbrıs Türk Toplum Merkezi’nde gerçekleşeceğini duyurdu.
Hidayettin, toplumdaki siyahların kökleri ve kendilerine özgü kültürlerinin ele alınacağı etkinlikte ilginç fotoğrafların da ilk kez paylaşılacağını söyledi.
Katılımın ücretsiz olacağını vurgulayan Hidayettin, “Ülke genelinde siyahların tarihinin ele alınacağı bu ayda biz de toplum üyesi siyahlar olarak Kıbrıs Türk Toplum Derneği ile ortak bir etkinlik düzenliyoruz. Bütün toplum etkinliğe davetlidir. Ayrıca konuyla ilgili araştırma yapan Serap Kanay bir sunum yapacak” diye devam etti.
İngiltere’de yaşamını sürdürürken önce büyükbabasının, kısa bir süre sonra da amcasının ölümüyle start alan araştırması O’nu geçmişine, köklerine götürdü ve ortaya bugüne kadar irdelenmeyen bir konu çıktı… “Siyah Kıbrıslılar”
Sanatçı Serap Kanay, uzun erimli bir araştırma sonunda atalarının adaya Afrika’dan geldiğini ve asırlardan beri yaşadıkları bu topraklardaki sayılarının 2 bin civarında olduğunu tespit etti. Her gün çevremizde gördüğümüz, birlikte yaşadığımız Siyah Kıbrıslılar’ın kökleriyle ilgili çalışmasının ilk sonuçlarını “Connections-Bizler” adıyla “İnanç Sıçrayışları” isimli uluslararası sergiyle tanıtan Serap Kanay, bu araştırmasını sürdürmede ve geliştirmede kararlı.
1961 Mağusa doğumlu Serap Kanay, ilkokul eğitimini Baf’ta tamamlamasının ardından 1979 yılında Türk Maarif Koleji’nden mezun olur. 1983 yılında ise Londra’ya yerleşir. Burada sanat ve desen ön çalışmalarıyla başlayarak güzel sanatlar eğitimi alır. 1992’den itibaren İngiltere’de 10’u aşkın kişisel ve karma sergilere katılır.
Serap Kanay sanat uğraşlarıyla birlikte siyah kimliğini, kim olduğunu, nerden geldiğini sorgulamaya başlar…
“Benim için siyahlığımın, köklerimin özünü temsil eden büyükbabam, babamın babası, şubat 1999’da Kıbrıs’ta vefat etti. Ailemin son büyüğünün de ölümü beni çok etkiledi. Ve dedemden 40 gün sonra da Londra’daki amcam öldü. Sık görüşmüyorduk belki ama hastalığı sırasında yakınlaştığımızı hissettiğim bu büyügümü de kaybetmek bana ikinci darbe oldu.”
Amcasının ölümü üzerine Londra’da hayatında ilk kez cenazeye gittiğini anlatan Serap Kanay, bu cenazenin kimlik arayışına ilişkin arzusunu hızlandırdığını anlatıyor…
“Cenazedeki insanların çoğunluğu siyahtı. Çoğu tanımadığım, akraba bağlantısı olmayan insanlardı ama hemen hemen tamamı siyah Kıbrıslı’ydı. Mezarlığa girince sanki Kıbrıs’da bir köye gittim ve beni karşılamaya gelen birçok insanla tanıştım. Orada hissettiğim duygunun huzur olması beni çok şaşırttı…Ve o gün araştırmaya karar verdim.”
Serap Kanay, amcasının cenazesine katılan insanlardan başlayarak köklerini araştırmaya yoğunlaşır. Röportajlar yapar, fotoğraflar çeker, özellikle de yaşlılarla konuşur. Ve İngiltere’deki çalışmaları yetersiz kalınca araştırmasını sürdürmek için 2000 yılında kızı ile birlikte Kıbrıs’a kesin dönüş yapar.
Siyah Kıbrıslılar’la ilgili çalışmalarını, röportajlarını adada da sürdüren Serap Kanay, araştırmasının sonuçlarını geçtiğimiz günlerde Lefkoşa’da açılan “İnanç Sıçrayışları” adlı uluslararası sergiyle kamuoyunun gündemine taşıdı. Bu çalışmanın bilimsel değil sanatsal bir çalışma olduğunu, dolayısıyla eksiklikleri olabileceğini belirtti. Serap Kanay’ın röportajlardan derlediği bilgilere göre, şu an yaşayan Siyah Kıbrıslılar’ın kökleri 1700-1800’lere kadar dayanıyor. Sudan, Mısır, Fas, Etiyopya gibi Afrika ülkelerinden köle olarak, satın alınarak, çalınarak, kaçırılarak veya gemilerden kaçarak Kıbrıs’a yerleşmişler. 1974 yılına kadar çoğunlukla Piskobu bölgesinde yaşamışlar. Ama Lefke civarı, İskele, Mora, Sinde ve Kukla gibi köylerden yetişenler de var. Çoğunlukla yoksul insanlar. Evlerde ve tarlalarda işçi olarak, şeker kamışı çiftliklerinde ve madenlerde çalışmışlar. Piskobu’da yoğunlaşmalarının nedenleri de buradaki şeker kamışı tarlaları. Burada asilik yapanlar ise ceza olarak Hirsofu’daki taş ocakları veya altın madeninde çalışmaya gönderilmişler…
Güney Kıbrıs’ta yaşayan hristiyan Siyah Kıbrıslılar’ın varlığı, bunların çoğunlukla Limasol bölgesinde yaşadıkları da ortaya çıkan bulgular arasındar. Serap Kanay, bu konuyla ilgili olarak, “Bu kesimle söyleşi yapma fırsatım olmadı, çalışmamın bundan sonraki aşamasında onlarla da bağlantı kurmayı planlıyorum” diye ekleme yaptı.
Ten renkleri nedeniyle siyah Kıbrıslılar arasında Gara Mehmet’ler, Gara Hatice’ler oldukça yaygın. Ayrıca hemen hemen her ailede “Mercan” isminin bulunması da araştırmayla ortaya çıkan ilginç, dikkat çekici bilgilerden. Yani tüm Kıbrıslıların yakından bildikleri Mercan isminin de hikâyesi var…
İşçi, kâhya olarak çalıştırılan siyah erkeklere koyu kırmızı, bordo, o zamanki adıyla “mercan” renginde bellik, kemer takılırmış. Bu insanlara isim vermek yerine, onları çalıştıran ev sahipleri bu kemerlerin rengiyle “Mercan” diye hitap ederlermiş. Zamanla Mercan isim olarak yerleşmiş.
HERKES ATALARINI BİLMELİ
Serap Kanay, Afrika kökenli Kıbrıslılar projesini sürdürmede, köklerini daha detaylı olarak araştırmada, sayıca daha çok ailelere ulaşmada kararlı. Bugüne kadar bu konuda araştırma yapılmamasını, tatminkar kaynak bulunmamasını büyük eksiklik olarak niteleyen Kanay, “Kimlik çok önemli. Ben Kıbrıslı’yım ama diğer Kıbrıslılar’dan farklı olarak Siyah Kıbrıslı’yım. Köklerimi, nerden geldiğimi, atalarımın neler yaşadığını bilmem gerekir.
Gerçeğe ulaşma yolunda mesafe almaktan son derece mutluyum” diyor. “Soy ağacımızı, nerden geldiğimizi, kim olduğumuzu araştırmak, kimliğimizle gurur duyarak yaşamak, bugünümüze ve toprağımıza olduğu kadar yarınımıza da sahip çıkmaktır” diyerek herkese de benzeri duyarlı çalışmalar öneriyor Serap Kanay.