Olay Gazete Turkish Newspaper in London
  • İNGİLTERE GÜNDEMİ
  • EKONOMİ
  • TİCARET
  • YAŞAM/SAĞLIK
  • KÜLTÜR/SANAT
  • EĞLENCE/TATİL
  • WEBTV
  • MODA/TASARIM
  • SPOR
  • İNGİLTERE GÜNDEMİ
  • EKONOMİ
  • TİCARET
  • YAŞAM/SAĞLIK
  • KÜLTÜR/SANAT
  • EĞLENCE/TATİL
  • WEBTV
  • MODA/TASARIM
  • SPOR
No Result
View All Result
Olay Gazete Turkish Newspaper in London
  • ENFIELD
  • HACKNEY
  • HARINGEY
  • ISLINGTON
  • GÜNEY LONDRA
  • KIBRIS KKTC

Eda Çatalçam, “Aşınma” oyununu değerlendirdi

Eda Çatalçam, Tiyatrocu / Eğitmen, Mavi Productions – Londra

03/11/2025
3 Kasım 2025

Studio Oyuncuları’nda Şahika ve Esat Tekand’ın tedrisatından geçmiş ve Tekand’ın sahne diline yakından tanıklık etmiş biri olarak, Yiğit Özşener’in Battersea Arts Centre’da sahnelediği, Şahika Tekand’ın kaleminden çıkan Aşınma oyununa giderken bir tür akıl oyununa maruz kalacağımı öngörüyordum.

Tekand’ın tiyatrosuna özgü o derin karanlıktan doğan “an”ları, ışıkla ve sesle her defasında bozup yeniden kuran yapısına aşinaydım.

Ancak bu kez sahnede kalabalık bir koro ya da tiyatronun öğeleriyle birbirine pas atan bir oyuncu topluluğu yoktu.

Bu kez tüm ağırlık, tüm enerjik ve çarpıcı ritim, tek bir bedene, Yiğit Özşener’e yüklenmişti.

Seyirci olarak, oyun boyunca adeta bir laboratuvar deneyinin içindeymişçesine, lokal ışıklarla aydınlatılan açık bir küpün ortasında, sandalyesine mıhlanmış bir figürün zihinsel girdabını izledik.

Tekand’ın görünmeyen otoritesi sahnede bir gözetim aygıtı gibi konuşuyordu: emir veriyor, yönlendiriyor, denetliyordu.

“Kollarını kavuştur.” “Sağa dön.” “Bacak bacak üstüne at.” Bu ses, bir insana değil, sistemin içinde aşınmış, kendi varlığıyla bağı kopmuş bir deneğe hitap ediyordu.

“Yaşamımızı, yokluğun huzurlu dinginliğini gereksizce bozan bir ara bölüm olarak görebiliriz.”

Arthur Schopenhauer

“Özşener hem sistemin ürünü hem de kurbanı haline geldi” Yiğit Özşener’in bedeni, o soğuk ışığın altında bir ölçüm aracına dönüşmüştü.

Her nefes, kontrolün bedende ne kadar yer ettiğini; her duraksama, itaat ile direniş arasındaki o ince çizgiyi görünür kılıyordu.

Oyun ilerledikçe, Özşener hem sistemin ürünü hem de kurbanı haline geldi. Artık bir karakter oynamıyor, sadece var kalmaya çalışıyordu.

Her kelime, manasız sesler bütünü; her sessizlik ise anlamın ve özgürlüğün karanlığın neresinde olduğunu bulmaya çalıştığımız duraklardı artık.

“Artık ben de rol kişisi gibiydim” Biz seyirciler, rol kişisiyle birlikte o kutunun içine sıkıştık. Işığın ne zaman yanıp söneceğini, sesin ne zaman belireceğini bilemeden, zamanın ve otoritenin denetimi altında kaldık.

Modern insanın korkunun gölgesinde titreşen kelimeleri, zaman zaman isyana kalkışsa da hep aynı çemberin içinde yok olup gidiyordu. Bir noktadan sonra, anlamı takip etmeyi bıraktım.

Çünkü her sorgunun ve her aranan cevabın kurgunun ötesine geçemeyeceğini fark ettim. Artık ben de rol kişisi gibiydim; Oturduğum sandalyeye mıhlanmış, kafamın içindeki seslerin izini süren, ötesine geçemeyen bir hayalet.

Varlığımın yokluğa eş olduğu, eyleme gücünün elimden alındığı, düşüncelerin ağırlığında, balona sıkıştırılmış bir hava gibi etkisiz ve görünmeyen bir varlık haline gelmiştim.

Yiğit Özşener’in rol kişisi, tüm bu hiçlik arasında durmadan konuşuyor; duygularını bir yerlere asmış, geriye yalnızca korku ve kaygının kaldığı iki boyutlu bir canlı türü gibi var olmaya çalışıyordu. Sönen her ışıkla karanlığa ve yokluğa gömüleceğini biliyordu.

Ve oyunun, alıştığımız hikâyelerde olduğu gibi bir sona bağlanmaması, tam da dekorun, ışığın ve seslerin vaat ettiği gibi, bizleri tekinsiz bir kurmacanın içinde bırakıverdi.

Biz seyreyleyenler, oyun bitip salon ışıkları yandığında, artık üst üste sıralanan kelime dalgalarına maruz kalmış, o dalgaların aşındırmasıyla yine yeniden devam etmesi gerekenler olarak kalakalmıştık.

Previous Post

Adana’dan Londra’ya, ‘Gençlik Atlası Uzman Projesi’ Köprüsü

Next Post

2001 yapımı gerilim, en çok izlenen 10 film arasına girdi

Related Posts

Chelsea, Kenan Yıldız transferi için en önde yer alıyor
Kültür - Sanat - Magazin

Günay Acar, 14 Kasım’da, Das Das Box sahnesinde

by olay-admin
03/11/2025
Chelsea, Kenan Yıldız transferi için en önde yer alıyor
Kültür - Sanat - Magazin

Kubilay Karça, Londra’da konser verecek

by olay-admin
03/11/2025
Chelsea, Kenan Yıldız transferi için en önde yer alıyor
Kültür - Sanat - Magazin

2001 yapımı gerilim, en çok izlenen 10 film arasına girdi

by olay-admin
03/11/2025
Politik mizahın usta ismi Matt Forde, Duchess Theatre’da
Kültür - Sanat - Magazin

Politik mizahın usta ismi Matt Forde, Duchess Theatre’da

by Emel Akın
03/11/2025
25SECONDTATE: 25 saniyelik sanat yolculuğu Tate St Ives’ta başladı
Kültür - Sanat - Magazin

25SECONDTATE: 25 saniyelik sanat yolculuğu Tate St Ives’ta başladı

by Emel Akın
03/11/2025
Next Post
Chelsea, Kenan Yıldız transferi için en önde yer alıyor

2001 yapımı gerilim, en çok izlenen 10 film arasına girdi

Adres: 100 Green Lanes, Newington Green, Hackney, London, N16 9EH Telefon: 020 3745 1261
020 7923 9090
Email: info@olaygazete.co.uk
seriilanlar@olaygazete.co.uk
100 Green Lanes, Newington Green, Hackney, London, N16 9EH 020 3745 1261 - 020 7923 9090 info@olaygazete.co.uk - seriilanlar@olaygazete.co.uk
Translate:
tr Türkçe
ar العربيةen Englishde Deutschel Ελληνικάiw עִבְרִיתru Русскийtr Türkçeuk Українська
Back

Kategoriler

  • İngiltere Gündemi
  • Sağlık – Yaşam
  • Londra ve Belediyeler
  • Kültür – Sanat
  • Toplum Haberleri
  • Moda – Tasarım
  • Ekonomi
  • Olay Web Tv
  • Köşe Yazıları
  • Spor Gündemi
No Result
View All Result

T&CsTs&Cs

  • Classifieds Advertising
  • Payments

Site Links

  • Site T&Cs
  • Archives
  • Contact us
Site T&Cs - Archives - Contact us
Mobil Uygulamalar Olay Gazete Mobil Uygulamaları
Sosyal Medya
Olay Sosyal Medya

No Result
View All Result
  • KATEGORİLER
  • Seri İlanlar
  • Toplum Haberleri
  • İngiltere Gündemi
  • Ekonomi
  • Ticaret
  • Spor Gündemi
  • Yaşam – Sağlık
  • Kültür – Sanat
  • Moda – Tasarım
  • Eğlence – Tatil
  • KKTC EMLAK
  • KKTC TATIL
  • Video – WebTV
  • Köşe Yazarları