Geçtiğimiz ‘Anneler Günü’nü, kızı tarafından hakkında kitap yazılan en şanslı anne olarak kutladı. Neyran Yahyalar, Doğuştan yürüme güçlüğü olan Güley Yahyalar, ilk kitabı olan ‘Neyran’da, anne ve baba sevgisini, aile bağlarını anlattı.
‘Neyran’, Anneler Günü’nde çıktı ve şu an Türkiye, Kıbrıs ve Londra’da kitapseverlerin beğenisine sunuldu. Kitabında aile bağlarının ötesinde bir başka hedef daha koyuyor Güley Yahyalar… “Hiç birimiz engelli sayılmayız ama dünyadaki engelleri aşmakla şartlandırılmışız” diyebilecek kadar gönül ferahlığını da anlatıyor aynı zamanda. …Ve, “Bu çağda “Survival of the Fittest” teorisiyle yaşamak ağrımıza gitse de, her birimizin karşılaşabileceği farklı zorlukların farkına varıp bir şekilde kolaylaştırmak hepimizin elinde.
Ben yürüme güçlüğü olan birisi olarak; bilgili, eğitimli, imkanları uygun, sevgi dolu ve anlayışlı bir ailede doğduğum için kendimi çok şanslı sayıyorum. Ama sevgi ve anlayışı bol olsa da, imkanları kısıtlı, eğitim seviyesi düşük ailelerin de, zorluk yaşayan fertlerinin var olduğunu görüyor ve eksikleri tamamlayabilmek için işin bir ucundan tutmamız gerektiğini düşünüyorum.
Çünkü imkanlar mevcut olsa da, müsait olmayan şartlar imkansızlığı doğuruyor. Dolayısıyla, kitaptan elde edilecek gelirin bir kısmını yukarıda belirttiğim aile gruplarının yaşamını kolaylaştıracak, kalitesini artıracak bir projede kullanmaya karar verdim” diye amacını anlatıyor. Güley Yahyalar ile yeni çıkan kitabı ‘Neyran’ı ve bu özetlediği amacını konuştuk. Güley ile birlikte kitaba konu olan ‘Neyran’ hanıma da sorular yönelttik…
-Kitap yazma fikri nasıl doğdu?
Ben NEYRAN’ı ilk yazdığımda tek amacım annem ve babama takdirimi belirtmek ve aile değerlerinin azaldığı bu nesile bunun ve aile bağlarının önemini vurgulamaktı. Bir çocuğun gelişiminde anne ve babanın rolünün ne kadar önemli olduğunu anlatmaktı.
-Engellilere bir mesaj vermek istedin mi?
Hayır ben burda engelli veya engelsiz diye bir ayırım yapmak istemedim, sadece bir çocuğun hayatında anne ve babanın çok özel bir konumu olduğunu ve ebeveynliğin çok büyük sorumluluk taşıdığını, dolayısıyla hakkının en iyi şekilde verilmesi gerektiği mesajını vermek istedim. Projeye gelince, ben NEYRAN’ı satış amaçlı yazmadım. Kendi yeğenlerime bir aile tarihi, hikayesi olarak hazırlamıştım, ama çevrem çok güzel bir çalışma olduğunu ve kesinlikle herkesin okuması gerektiğini söyleyince ben de o zaman satarsa gelirin bir kısmını uzun süre aklımda olan projem “El vereceksen Gel”de kullanırım dedim… yani kitap yazayım da yardım için satayım diye anlaşılmasını istemiyorum. Kitabı aile bağlılığını ve bir çocuğun gelişiminde anne ve babanın rolünün ne kadar önemli olduğunu göstermek amaçlı yazdım ve yardım fikri sonradan gelişti….
Evet, kitabın anneler gününde çıkmasını hedeflemiştim. Annemde, babamda gördüğüm herşeyi kitaplaştırdım. Anneler gününde anneme bir armağan olsun istedim. Çünkü annemi 44 senedir okuyorum gibi. Onda gördüklerimi anlattım. Her annenin bir kitap olması gerektiğini düşünüyorum çocuğu için. Bir eğitici, canlı bir kitap olarak görüyorum. Herkesin annesi bir kitap olabilir diye düşünerek anneme o günün hediyesi olarak sunmak istedim
. -Neyran kim? Neden Neyran bu kitap?
Neyran annem bildiğiniz gibi… Neyran ismi nasıl ortaya çıktı? Babamı şahsen tanıyordunuz, bizi ailece her yerde görüyordunuz. Babamın anneme olan hayranlığının eminim siz de farkındasınız. Allah bağışlasın 4 torun oğlan oldu, ikisi Sonay. Babam sürekli, ‘Neyran birde keşke Neyrancık doğursalar. Keşke bir de Neyranımız olsa’diyordu… Ve babam sürekli bize annemi anlatıyordu. Eski hikayeler geliyordu hep kulağa… Ben bazı şeyleri yazmaya başladım. Yazmaya öyle başladım. Oğlanlar burada doğdu, burada büyüyorlar. Çok şükür Soley ve Caney’in oğulları çok güzel bir disiplinde yetişiyor ama, yabancı bir memlekette ve teknoloji ağırlıklı bir dönemde yaşadığımız için bu dönemin çocuklarında önemli farklılıklar gördüm. Bizim kadar bağlı değiller ailelere, değerleri gidiyor.
-Başka denemeler var mı bu kitabın dışında?
“To Whom İt May Concern” adlı bir şiirim oldu seneler önce. Babam paylaşmıştı…
-Anladığımız kadarıyla kitaptan sonra bu projeye odaklanacaksınız… Amacı nedir bu projenin?
Hiç birimiz engelli sayılmayız ama dünyadaki engelleri aşmakla şartlandırılmışız. Bu çağda “Survival of the Fittest” teorisiyle yaşamak ağrımıza gitse de, her birimizin karşılaşabileceği farklı zorlukların farkına varıp bir şekilde kolaylaştırmak hepimizin elinde. Ben yürüme güçlüğü olan birisi olarak; bilgili, eğitimli, imkanları uygun, sevgi dolu ve anlayışlı bir aileye doğduğum için kendimi çok şanslı sayıyorum. Ama sevgi ve anlayışı bol olsa da, imkanları kısıtlı, eğitim seviyesi düşük ailelerin de zorluk yaşayan fertlerinin var olduğunu görüyor ve eksikleri tamamlayabilmek için işi bir ucundan tutmamız gerektiğini düşünüyorum. Çünkü imkanlar mevcut olsa da, müsait olmayan şartlar imkannsızlığı doğuruyor.
Dolayısıyla, kitaptan elde edilecek gelirin bir kısmını yukarıda belirttiğim aile gruplarının yaşamını kolaylaştıracak, kalitesini artıracak bir projede kullanmaya karar verdim.