Barbican Centre’da sanatseverlerle buluşan sergide, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından İngiltere’deki sanatçılar tarafından yaratılan tüm kabaran, karanlık, savaştan sonra kendi hayatımızın nasıl olabileceğine dair bir yol haritası görüyorsunuz.
John Latham’ın beyaz tuval üzerinde, F N Souza’nın oklarıyla delik deşik olmuş bedenlerle ve Eduardo Paolozzi’nin patlayan kafalarıyla çevrili devasa siyah bir uçurumu görebilirsiniz. İngiltere, 1950’lerde bombalandı. Bert Hardy’nin çorak arazilerde oynayan çocukların fotoğraflarında ve William Turnbull’un sade kabartma heykellerinde bunu görebilirsiniz.
Savaş, Lynn Chadwick’in yırtıcı kuş bombardıman uçağı heykeli üzerinde şekilleniyor. Magda Cordell yayvan ve kanlı bedenler çiziyor.
Bu açılan üç oda, savaşın radyoaktif ışığında yaşamaya çalışmanın baş döndürücü, karanlık, korkunç bir tasviridir.
Büyük Britanya, göçmenler, mülteciler, kadınlar ve eşcinsellerle dolu, hepsi kendilerine alan açmaya çalışan bir ülkeydi.
Frank Auerbach ve Leon Kossoff’un inanılmayacak kadar kalın, gösterişsiz tabloları, Eva Frankfurther’ın sokak fotoğrafçılığı, Francis Bacon’ın dayanılmaz derecede gergin eşcinsel arzu çalışmaları ve Lucie Rie ve Hans Coper.
Hepsinden iyisi, Gustav Metzger’in şaşırtıcı “Sıvı Kristal Ortamı”nın inanılmaz saykodelik girdabında kendinizi kaybetme şansını yakalamaya hazır olun.!