Aziz Nesin’in “Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz” oyunu 15-16 Haziran 19.30’da “1B Shrubbery Road Edmonton N9 0PA” adresindeki Pir Sultan Kültür Merkezi’nde sahnelendi. Oyuna gösterilen ilgiden dolayı 28 Haziran’da tekrar seyirciyle buluşacak.
Pir Sultan Kültür Merkezi, yaptığı açıklamada oyuna gösterilen ilgiye teşekkür edildi. Açıklamada, “Aziz Nesin’in dilinden sistemin resmi, hukuksuz, adaletsiz işleyişini hicveden oyunMeryem Altun Halk Sahnesi oyuncularının yorumuyla ‘Adalet İstiyoruz’ festivali çerçevesinde 28 Haziran Cuma günü halkla yeniden buluşacak” denildi. Oyunla ilgili ayrıntılı bilgi 020 8887 8988’den alınabilecek.
Meryem Altun Halk Sahnesi Oyuncuları’nın sahnelediği oyunu Dilek Yorulmaz yönetti. Meryem Altun, 7 yıl Londra’da yaşadıktan sonra 1998 sonunda Türkiye’ye dönmüş ve 2001’de cezaevindeki F Tipi uygulamayı protesto için ölüm orucunda 301 gün sonunda yaşamını yitirmişti. Meryem Altun Halk Sahnesi de 2010’da Londra’daki arkadaşları tarafından kuruldu.
AZİZ NESİN’İN ROMANINDAN UYARLANDI
Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz, Aziz Nesin’in ilk kez 1977 yılında yayımlanan romanıdır. Aziz Nesin bu eseriyle 1978 yılında Madaralı Roman Ödülü’nü almıştı. Roman, 21 bölümden oluşuyor.
Türk edebiyatında bürokrasinin en önemli yergilerinden biri olan roman, tiyatro oyunlarına ve sinemaya da uyarlandı. Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz romanı, Eylül 2012 tarihine dek 31 baskı ile toplamda 143 bin adet basıldı.
Konusu ise Yaşar Yaşamaz adlı karakter hapse girmesinin ardından mahkûm arkadaşlarına hayat hikâyesini anlatır. Devlet, Yaşar Yaşamaz’ın nüfus kayıtlarına göre bir ölü olduğunu düşünmektedir ama yine de askerlik görevini yerine getirir. Yaşar nüfus kâğıdı çıkaramaz ve olaylar hem güldürü hem de düşündürücü şekilde gelişir.
Yaşar’ın ilkokula başlayabilmesi için nüfus kağıdına ihtiyacı vardır. Ancak nüfus dairesindeki kütüğe göre 12 yaşındaki Yaşar Çanakkale Savaşı’nda şehit düşmüştür. Bu yüzden nüfus kağıdı Yaşar’a verilmez. Zaman geçer ve Yaşar asker kaçağı olarak adlandırılıp askere çağrılır. Terhis olma zamanı geldiğinde de Yaşar kütüğe göre yaşamadığı için terhis edilemez. Zar zor terhis edilir. Bu sefer Yaşar’ın babasının öldüğü öğrenilir. Yaşar babasının borçlarını ödemek zorunda bırakılmasına karşın nüfus kağıdı olmadığı için mirasını alamaz. Babasının ölümünden sonra İstanbul’a gelir ve köyden tanıdığı olan Satı Bey’in yanına gider. Satı Bey çok saygı duyulan bir adam olduğundan onun bir kağıdıyla istediği işe girebileceğini öğrenir. Satı Bey’in yazdığı kâğıtla müzeye iş bulma ümidiyle gider fakat yazı silinmiş olduğundan dolayı müzede çalışmak yerine müzeyi gezmekle yetinir. Zaman geçer ve birisiyle manav dükkânı açarlar. Manav işi ilerler fakat bir gün adamın tüm parayı alıp kaçtığını öğrenir. Mahkemeye başvurmak istese de nüfus kağıdı olmadığı için hakkını arayamaz.