Kurban Bayramlarında hepimizin bildiği gibi kırmızı et ve tatlı tüketimi artmaktadır. Çocukluğumuzda gelmesini dört gözle beklediğimiz, el öperek ceplerimizi şeker ve harçlıklarla doldurduğumuz bu bayramlarda, artık zamanla şişmanlayan ve kalp rahatsızlıklarından muzdarip olmuş modern çağ insanlarımızın, şeker, tatlı, kırmızı et ve sakatat tüketimine dikkat etmesi gerekiyor.
Özellikle kırmızı et tüketimi sadece bayram haftasında değil devamındaki haftalarda da yoğun bir şekilde devam etmektedir. Kırmızı et ve sakatatların, doymuş yağ ve kolesterol içeriği daha yüksek olduğundan tüketimi, kalp-damar hastalığı, diyabet yani şeker hastalığı ve yüksek tansiyonu olan kişiler için önemli bir risk oluşturmaktadır. Bu gibi sağlık sorunları olan kişiler, Kurban Bayramı’nda yağsız veya az yağlı etleri tercih etmeli, sınırlı miktarda tüketmeli ve aşırıya kaçmamalıdırlar.
Tansiyon, Şeker, Kalp-Damar, Karaciğer, Mide, Böbrek Hastaları Dikkat Etmeli
Kırmızı et, protein içeriği yüksek bir besindir. Aşırı protein alımı sonucunda oluşan zararlı etkileri bertaraf etmek için karaciğer ve böbrekler her zamankinden daha fazla çalışır ve bu durumda karaciğer ve böbreklere daha fazla yük biner. Bu durum özellikle karaciğer, böbrek, mide rahatsızlıkları olan kişiler içinde önemli bir risk yaratmaktadır. Bunun için bu kişilerin özellikle beslenmelerine dikkat etmeleri gerekmektedir.
Yeni kesilmiş hayvanların etlerinde ölüm sertliği bulunur. Bu sertlik, hem pişirmede hem de sindirimde zorluğa yol açar. Bu nedenle özellikle mide ve bağırsak hastalığı olan kişiler kurban etlerini hemen tüketmemeli, buzdolabında birkaç gün beklettikten sonra, haşlama veya ızgarada pişirme yöntemiyle pişirerek tüketmelidirler.
Kurban Etlerini Pişirirken Bunlara Dikkat Edilmeli
Etlerin pişirilmesinde haşlama ve ızgara gibi yöntemler tercih edilmeli, kavurma ve kızartmalardan kaçınılmalıdır. Çok yüksek ısıda, uzun süre pişirme ve kızartma yöntemi, çeşitli kanserojen maddelerin oluşumuna neden olabileceği için tercih edilmemelidir. Çok yüksek ısı, etin dış yüzeyinin yanmasına ve su kaybının fazla olmasına yol açarak besin öğesi kaybını artırır. Ayrıca yüksek ateş yüzeydeki proteinleri birdenbire katılaştırır ve ısı etin iç kısmına ulaşamadığından etin iç kısmı çiğ kalır. Bu nedenle etlerin iç sıcaklığının en az 75 C olmasına dikkat edilmelidir. Etler kesinlikle çiğ veya az pişmiş olarak tüketilmemeli, bazı hastalıkların çiğ veya az pişmiş etlerin yenmesiyle bulaştığı unutulmamalıdır.
Etlerin tek başına değil de C vitamini kaynağı olan sebzelerle birlikte pişirilmesi veya tüketilmesi, etin içeriğindeki Demirden daha çok faydalanmak adına yarar sağlamaktadır. Etle yapılan yemeklere ekstra yağ eklenmemelidir. Etin üzerindeki görünür yağlar bıçakla sıyrılmalı ve tüketilmemelidir. Özellikle kuyruk yağı veya tereyağının et yemeklerinde kullanılmasından kaçınılmalıdır. Etler ızgarada pişirilirken, etle ateş arasındaki uzaklık eti yakmayacak ve kömürleşme sağlamayacak şekilde olmalıdır.