Salgının zirve noktasından sonra da maskelerin kullanılacağı öngörülüyor. Diğer yandan uzmanlar, bambaşka bir riske dikkat çekiyor: Maskeler kötü niyetli kişilerin gizlenme aracı olabilir.
Kingston Üniversitesi’nde ders veren kriminolog Francis Dodsworth, çok sayıda kişinin maske takmasının toplum güvenliği açısından sorun yaratabileceğine işaret ediyor: “Kötü niyetli insanlar için fırsat doğabilir. Şüphe çekmeden yüzlerini kapatabilirler. Pek çok şahitlik zaten problemli. Bir grup insan aynı suça tanık olduğunda, bir tanık bıyıklı ve şapkalı birini görürken, bir diğeri sakallı ve güneş gözlüklü birini tarif ediyor.” Geçen ay İspanya’nın güneyindeki Almeria’da yakalanan IŞİD’linin ifadeleri de bu yöndeki endişeleri artırıyor.
Suriye’den kaçarak Avrupa’nın batısına kadar ulaşan IŞİD mensubu, dışarıda olduğu zaman maske takarak dikkat çekmediğini açıklamıştı. Pek çok ülkede yüzlerin kapatılması önceden suç şüphesine yol açarken, polisin işi şimdi zorlaştı. CNN’e konuşan Dodsworth, “Birini durdurup arama kararı vermeden önce, polisin kamu sağlığını düşünmesi gerekiyor” diyor. Maskeler, yüz tanıma sistemlerine yakalanmamayı da sağlayabiliyor.
Huddersfield Üniversitesi’nde bilişsel psikoloji dersleri veren Eilidh Noyes, maskelerin güvenlik güçlerinin kullandığı bu sistemlerin ve insanların tanıklığına ne kadar engel olduğunu henüz tam bilmediklerini söylüyor.
Çin’deki bir şirket maske takılsa dahi insanları tanımlayabilen bir yazılım ürettiğini öne sürdü. Ancak Noyes, bu konuda daha çok araştırma yapılması gerektiğini vurguluyor. Noyes maskelerin psikolojik olarak neye engel olduğunu şöyle anlatıyor: “Bir yüz gördüğünüzde aynı anda iki şey yaparsınız. Karşınızdakinin kim olduğunu çıkarmaya çalışırsınız: Ben onları tanıyor muyum, nereden tanıyorum? Bir de duygularını okumaya çalışırsınız. Evrimsel perspektiften bakıldığında, duygu tanımlamak hem tehdidi ölçmemize hem de olumlu sosyal etkileşime yardımcı oluyor. İyi tanıdıklarımızda da, hiç tanışmadıklarımızda da bu geçerli”