İngiltere’de son yıllarda gençler arasında da artış gösteren inme, her yıl 30 binden fazla can alıyor.
Felç, ABD’de ise her yıl yaklaşık 800 bin kişinin ölümüne yol açıyor.
Beyne giden kan akışının kesilmesi ve beyin hücrelerinin ölmesi durumunda ortaya çıkan hasar, uzun vadeli sakatlığa neden olabiliyor.
Beyne kan sağlayan atardamarların, yağ birikintileri veya kan pıhtıları tarafından tıkanmasıyla meydana gelen felç, iskemik inme adıyla da biliniyor.
Genellikle yüzün bir tarafını etkileyen inmede felçli kişi, her iki kolunu kaldırmakta zorlanabilir ve konuşmaları peltek olabilir ancak erken müdahale, inmenin yaratacağı hasarı büyük ölçüde azaltabilir.
Uzmanlar, son dönemlerde gençler arasında da yayılım gösteren inmenin obezite, kötü beslenme ve egzersiz eksikliğinden kaynaklanabileceğini belirtiyor.
İnmenin en yaygın belirtileri arasında
• Vücudun tek tarafında görülen yüz, kol ve bacakta güç kaybı, hissizlik
• Bilinç bulanıklığı veya hafıza kaybı
• Düzgün cümleler kuramama, peltek konuşma veya hiç konuşamama
• Kaslardaki güç kaybına bağlı olarak yutkunmada zorlanma
• Dengesizlik, yürümekte güçlük çekme veya yürüyememe
• Tek gözde veya her iki gözde görme kaybı
• Şiddetli ve ani başlayan baş ağrısı
• Baş dönmesi gibi semptomlar yer alır.
Tütün ve tütün mamulleri kullanımı, damarlarda plak oluşumunu artırdığı için inme riskini artırabilir.
Uzun süre yüksek seyreden kan basıncı da damarlarda tıkanıklığa veya damarların aşınmasına neden olabilir.
Diyabet, beyin ve boyun damarlarında yağlanmaya ve daralmaya zemin hazırladığı için inme olasılığını yükseltebilir.
İnme vakalarının büyük çoğunluğu kandaki kötü kolesterol (LDL) seviyelerinin yüksek olması ile bağlantılıdır.
Düzenli egzersiz yapmak kan dolaşımını hızlandır ve inme riskini en aza indirir.
Obezite, başta tansiyon olmak üzere kalp ve damar hastalıklarının başlıca nedenleri arasında yer alır.
Yağ, şeker ve tuz oranı yüksek gıdaların, damarlarda plak oluşumuna neden olup inme riskini artırabileceğini unutmamak gerekir.
İNME TEDAVİ EDİLEBİLİR Mİ?
Dünyada, inme geçirdikten sonra normal hayatına geri dönen çok sayıda hasta vardır. Bu durum beyindeki hasarın derecesi ile alakalıdır. Erken tanı ve tedavi ile beyindeki hücre hasarının ilerlemesini engellemek mümkündür.