Dr. Ahmet Altun: “Yeni testler ve yeni rakamlar üzerinden her gün yeni hastalıklar türetilmektedir. Daha da tuhaf olanı, aynı kişiye bu rakamlar üzerinden birçok hastalık tanısı konmaktadır. Ortada hasta yok. Ama rakamlar bunu söylüyor, yapacak bir şey kalmıyor” dedi.
Türkiye’de Radyoloji Uzmanı Dr. Ahmet Altun, Londra’da El- Com’da (Elbistanlılar Dayanışma Derneği) beden, dil ve bilinç konusunda bir sunum gerçekleştirdi. İstanbul Avrasya Hospital’de Radyoloji uzmanı olarak görev yapan Dr. Ahmet Altun, konuşmasında 1983 yılından bu yana tıp içerisinde yer aldığını neticede klinik alana yönelmek yerine radyoloji alanını seçtiğini belirtti. Tıp alanındaki eleştirileriyle ilgili, 4 yıl önce ‘diyalektik beden’ diye, ileri kavram sürdüğünü ifade eden Dr. Altun, “Bu kavramı ilk önce kendi tıp ortamında savundum. Sonra da bunu topluma savundum, anlattım. Beden konusundaki amacım, bedeni teknik ve modelleme içerisinde çıkarıp normalin içerisine taşımaktı. Son 4 yıldır çabasını vermekteyim.
İlk kez ‘Tıp ve beden’ sunumunu burada değil, herşeyi göze alarak kendi hastanem de Avrasya Hospital’de 2014’de yapmak istediğimde, sosyal medya üzerinden duyurduğumda gelen arkadaşların, dinleyicilerin çoğunlığu farklı dallarda doktorluk yapanlardı, yardımcı doçent, doçent ve profesörler de vardı. Ben orada tıp ve beden sunumunu yaptığımda bu eleştirlerimi daha teorik sistemde yaptım” dedi. Dr. Altun konuşmasının devamında, “Günümüzde bilgi bir yanıltma ve teslim alma aracına dönüşmüştür. Beden algısı, modern tıp tarafından inşa edilmektedir. Modern tıbbın dolaşıma soktuğu dil ve oluşturduğu imgelem beden algısını yeniden oluşturmaktadır. Modern tıbbı denetleyen ve kontrol eden güç, doğal olarak beden algımızı da belirlemektedir. Ne olduğunu ve ne işe yaradığı bilinmeyen bir test sonucu bedenin algısını değiştirmektedir.Testin işlevini, neyi ölçtüğünü, nasıl ölçtüğünü sorgulamadan kabul edildiği ve kutsandığı bir dönemdeyiz.
Günümüzdeki modern tıbbın dili ve mantığı sorunlu olduğu gibi, bu rakamlara dayandırılan testler ve tablolarda ciddi sorun içermektedir. Günümüzün bu rakamların ne olduğunu, arkasında hangi mantığın yattığını ve hangi kaygılar içerdiğini sorgulamadan büyük bir saygı ve özenle karşılanmaktadır. Bu rakamsal değerlerin gerçekten etkisinin ne olduğu ve rakamların sınırlarını çizerken nelerin ve kimlerin rol aldığı, bu rakamsal sonuçların nasıl yükümlülükler ve tahribatlar yarattığı başlıca üzerinde düşünülmesini gereken bir sorun alanıdır. Bu rakamlar dünyası böyle gidecek mi?, Tutarsızlıklar içeriyor mu?, Biz de herşey normal iken rakamların anormal olması nasıl bir durum?, Rakamlar ile kendimizi hasta görmemiz ne kadar inandırıcı?, Hepimizin gömlek , pantolon bedenleri ve ayakkabı numaraları farklı iken, kan şekerimiz, tansiyonumuz, kolesterolumuz ve kan yağlarımız niye aynı sınırlarda olması istenmektedir. Bu rakamların bedenimizi algılamamızda bu kadar güçlü ve belirleyici rol alması aklımızı ortadan kaldıran bir durum mu? Günümüzde böylesine rakamlar, tablolar ve cetveller dünyasında gerçekler dünyasından hayali bir dünyaya evirilmiş durumdayız. Artık gerçek hasta olmak gerekmiyor. Bu rakamlar ile artık hastalık tanısı verilmektedir. Bu test rakamları gerekçe gösterilerek milyonlarca insan hasta olarak tedavi görmektedir.
Yeni testler ve yeni rakamlar üzerinden her gün yeni hastalıklar türetilmektedir. Daha da tuhaf olanı, aynı kişiye bu rakamlar üzerinden birçok hastalık tanısı konmaktadır. Ortada hasta yok. Ama rakamlar bunu söylüyor, yapacak bir şey kalmıyor. Rakamlara dayandırılan bu tanılardan sonra başka bir yaşam düzlemine geçiyoruz. Bu aşamadan sonra birşeyler yutmaya, veya bedenimizin bir yerlerine birşeyler sıkmaya, bedenimizin bir yerlerine birşeyler sokmaya veya bedenimizin bir yerlerine birşeyler sürmeye kadar genişleyen işlemler yapıyoruz.