Kuzey İtalya’daki Piyemonte bölgesinin ve aynı adı taşıyan Torino ilinin başşehridir. Alpler ile çevrili olan Po Nehri’nin sol kıyısında yer almaktadır.
Doğusundan Monferrato tepelerinin doğal bir uzantısı olan bir yüksek tepe bulunmaktadır. En yüksek noktası “Faro della Vittoria” mevkii yakınında bulunan “Colle della Maddalena” tepesidir. Şehrin içinden 4 büyük akarsu geçmektedir. Bunlar Po Nehri, Po Nehri’nin iki büyük kolu olan (Po Nehri’nin soldan kolu “Dore Riparia” ve “Stura di Lanzo”) ile Sangone Çayı’dır. Şehir yakınında etrafındaki yüksek arazilerde ulaşım sağlayan Fransa’ya bir doğal yol olan Susa Vadisi, Sangone Vadisi ve Lanzo Vadisi bulunmaktadır. Şehir yakınında etrafındaki yüksek arazilerde ulasım sağlayan Fransa’ya bir doğal yol olan Susa Vadisi, Sangone Vadisi ve Lanzo Vadisi bulunmaktadır.
İklimi
Nemli bir sub-tropik bölgede (Koppen iklim sınıflandırılması Cfa) bulunmaktadır. Kışlar nispeten soğuk ama kuru geçmektedir. Yazlar şehrin ovalık taraflarında epeyce sıcak iken, tepelik taraflarında ılımlı geçmektedir. Şehirde gözlenen en yüksek ısı derecesi 37.1 °C; en düşük ısı derecesi −21.8 °C olmuştur. Yağışlar yağmur halinde en çok ilkbahar ve sonbahar aylarında görülmektedir. Yılın en sıcak aylarında yağışlar hacim bakımdan düşük olup, zaman zaman yıldırım ve gök gürültülü fırtınalar ortaya çıkmaktadır. Sonbahar ve kış aylarında ovalık kısımlarda çok kesif olan sis ortaya çıkmaktadır. Fakat bu sis Susa Vadisi sonundan ortaya çıktığı için şehrin daha yüksek arazilerdeki semtlerine tesiri azdır. Alplere mahsus olan Fön rüzgârları bu dağların doğu tarafında bulunan Torino şehrine kuru olarak tesir ederek (Alplerin batı yamaçlarına tezatla) yağış getirmezler.
Gezilecek yerler
Torino’nun Eiffel Kulesi olarak bilinen Mole Antonelliana, Palatine Kuleleri, Museo dell’Automobile, Superga Bazilikası, Egizio Müzesi, Savoy Kraliyet Sarayı Kompleksi, Duomo. 1491–98 yılları arasında inşa edilen Turin Katedrali (Duomo) Roman katolik kiliseleri arasında önemli bir yere sahip. Şehrin sembollerinden olan kiliseye giderek Torino şehir turuna başlayabilirsiniz. Yarı Roma kökenli olarak tanımlanan eski şehir kapısı Palatine Kuleleri, M.Ö. 1.yüzyılda inşa edilmiş. Dünyanın en iyi korunan tarihi şehir kapılarından biri olma özelliğine sahip. 167 metre yüksekliğindeki Mole Antonelliana İtalyan Mimar Alessandro Antonelliana tarafından tasarlanmış. Binanın içindeki asansörle kulenin tepesine çıkarak Torino şehrini seyredebilirsiniz. Mole Antonelliana’nın içerisinde yer alan Sinema Müzesi Avrupa’nın en büyük sinema müzesi olarak biliniyor. Mole Antonelliana Kulesi’nden sonra şehrin manzarasını izleyebileceğiniz diğer adres Superga Tepesi. Bu noktadan Alpler’in karlı tepeleri, şehrin tüm saray ve kiliseleri bir kartpostal gibi görünüyor. Tepede yer alan Basilica Superga ise 18.yüzyılda, Barok geç dönem stili ile inşa edilmiş.
16. Yüzyılda inşa edilen Savoy Kraliyet Sarayı 17.yüzyılda Barok mimar Filippo Juvarra modernize edilmiş. Kilise bodrumunda sergilenen Meryem heykeli ve Romanesk çan kulesi, Barok mimarisi stili kubbeleri, Neoklasik ve Gotik stili iç dekorasyonu ile Santuario della Consolata Kilisesi mutlaka görülmeli. Egizio Müzesi, dünyanın ikinci önemli Eski Mısır hazineleri koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor. 200’e yakın araba koleksiyonunun sergilendiği ve dünyanın en eski ve en büyük 10 otomobil müzesinden biri olan Torino Otomobil Müzesi kesinlikle görülmeye değer yerledir. Torino’da bulunan Savoya Krallık Hanedanı Sarayları 1997’den itibaren UNESCO Dünya Mirasları İtalya listesine katılmıştır.
Londra’dan Torino’ya tren, uçak ve otobüs ile ulaşım sağlanabilmektedir.