Yüksek Mahkeme (High Court) geçtiğimiz hafta aldığı çok önemli bir kararla evlilik vizelerine getirilen minimum gelir gereksiniminin insan haklarına aykırı olduğuna kanaat getirdi.
Minimum maaş gereksiniminin daha evvel insan haklarına aykırı bulunan 21 yaş gereksiniminden bile daha sert bir tedbir olduğu hükmüne varan İdare Mahkemesi Hakimi, İçişleri Bakanlığı’nın belirlediği minimum rakamların ülke gerçekleri ile bağdaşmadığına dikkat çekti.
Temmuz 2012’de yürürlüğe giren Göçmenlik Kuralları’na göre, başarılı bir vize başvurusunda bulunmak isteyen çocuksuz bir ailenin yılda £18,600’luk bir geliri olması beklenirken çocuk sahibi ailelerin daha yüksek bir gelir seviyesinde olmaları gerekiyor. Örneğin bir çocuğa sahip bir ailenin £22,400’luk bir gelire sahip olması gerekiyor.
Bu gelir seviyelerinin hesaplanmasında sadece İngiltere’de ikamet eden eşin gelir durumu göz önünde bulundurulup, vizeye başvuran eşin İngiltere’ye geldikten sonra çalışıp kazanacağı gelirler tamamen hesap dışı bırakılıyor. Tüm bu ağır şartların üzerine, üçüncü kişilerden gelebilecek ekonomik yardımların da kabul edilemeyeceği kurallar içerisinde yer alıyor.
İnsanların yaşadıkları yerlerin koşulları gözetilmeksizin, herkesten aynı koşulları yerine getirmeleri bekleniyor. Oysa ki Londra’da yaşayacak olan bir çiftin giderleri şüphesiz ki İngiltere’nin başka bir şehrinde yaşayacak olan çiftlerinden kıyaslanamayacak kadar çok daha fazla olması beklenir.
İşte tüm bu tutarsızlıklar ve daha önemlisi gerekli esnekliklerden yoksun olması nedeniyle İdare Mahkemesi bu minimum gelir gereksiniminin insanların aile birliğine orantısız bir müdahale olduğuna kanaat getirerek, bu gereksinimin mevcut haliyle uygulanmasını Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı buldu.
İnsan hakları konusundaki hassasiyetiyle tanınan İdare Mahkemesi yargıcı, Justice Blake, İçişleri Bakanlığı’nın öngördüğü rakamların özellikle genç yaştaki insanlar tarafından karşılanmasının oldukça güç olduğuna dikkat çekti. Minimum rakamın £13,400’un üzerinde olmasının bu gereksinimi makul olmaktan uzaklaştırdığına işaret eden yargıç, bir de £16,000’e kadar olan birikimlerin hesaplama dışında bırakılması, gerekli gelir durumu hesaplanırken vize verilmesinden itibaren önümüzdeki 30 aylık bir dönemin baz alınması, yurtdışından gelecek olan eşin önümüzdeki 30 aylık bir dönemde kazanacağı miktarların gözardı edilmesi ve aile ve arkadaşlardan gelebilecek finansal yardımların kullanılmasına izin verilmemesinin Göçmenlik Kuralları’nı insan haklarına aykırı hale getirdiğini kaydetti.
İdare Mahkemesi mevcut göçmenlik kurallarını maalesef iptal etmedi. Ancak bu durum, mahkemenin kararının önemini kesinlikle azaltmaz.
Mahkeme çok açık bir dille mevcut uygulamanın insan haklarını ihlal ettiğine hüküm getirdi. Kararı veren sayın yargıç, durumun insan haklarına orantısız bir müdahale olduğunu kaydetmekle yetinmeyerek, İçişleri Bakanlığı’na kuralları revize etmesi konusunda telkinde bulundu.
Hatta anayasanın Mahkeme için öngördüğü yetkilerin sınırlarını zorlayarak bu kuralların nasıl daha makul hale getirilebileceği konusunda bazı önerilerde bulundu. Yargıç, minimum gelir gereksiniminin £18,600’den £13,500 civarına indirilmesi gerektiğini tavsiye ederken, aynı zamanda ailelerin gelirleri hesaplanırken £1,000 ve üzeri birikimlerin, aile ve arkadaşlardan gelecek yardımların ve vize alacak olan eşin İngiltere’de kazanacağı gelirlerin gözönünde tutulması gerektiğini kaydetti.
Bu karar özetle şu anlama geliyor. Mevcut göçmenlik kuralları iptal edilmedi ve fiziksel olarak uygulamadan kaldırılmadı. Yani insanlarımız mümkün mertebe bu kuralların gereklerini yerine getirerek başvurularını yapmaya devam etmelidir.
Ancak, bu kuralların insan haklarına aykırı olduğu genel anlamda İdare Mahkemesi tarafından tescil edildi.
Bu karar hem İçişleri Bakanlığı üzerinde hem de alt mahkemeler üzerinde bağlayıcı bir statüye sahip. Bu nedenle, £18,600 ve buna benzer minimum gelir koşullarını yerine getiremeyen insanlarımız insan hakları temelinde başvurular gerçekleştirebilecekler.
Özellikle halühazirda minimum gelir şartını yerine getiremedikleri için başvuruları red edilmiş insanlarımız itiraz aşamasında bu karardan yararlanıp itirazlarını insan hakları üzerinden yürüterek başarı şanslarını arttırabilecekler.
Tabii ki İçişleri Bakanlığı’nın bir üst mahkemeye itiraz hakkı var. Ancak bu hakkı kullanıncaya ve bir üst mahkemeden İçişleri Bakanlığı leyhine bir karar çıkıncaya dek İdare Mahkemesi kararı uygulanmak zorunda. Ayrıca İçişleri Bakanlığı’nın bir üst mahkemeye gidip gitmeyeceği de henüz belli değil.
Umuyoruz ki; bu konuyu bir üst mahkemeye taşımak yerine, İçişleri Bakanlığı, bu kuralların mantıksızlığını ve insanların hayatları üzerindeki negatif etkileri kavrayıp, sayın yargıcın tavsiyelerine uygun bir sistem yürürlüğe koyar.
İçişleri Bakanlığı, Mahkeme’nin kararını takiben bir açıklama yaparak, kararın etkilerini değerlendirdiklerini bildirdi. Bu aşamada konuyu bir üst mahkemeye taşıyıp taşımayacakları konusunda herhangi bir görüş belirtmeyen İçişleri Bakanlığı, sadece minimum gelir gereksinimi üzerinden red edilebilecek başvurularda kararların dondurulduğunu ekledi.
Yani diğer tüm gereksinimleri karşılayan, fakat sadece minimum gelir gereksinimini yerine getiremeyen başvuru sahipleri red edilmek yerine İçişleri Bakanlığı bu mahkeme kararıyla ilgili ne yapacağına karar verene dek dondurulup ne kabul ne de red alacaklar. Bu durumun ne kadarlık bir dönem için geçerli olacağı konusunda herhangi bir bilgi verilmezken insanların başvurularını yapmaya devam edebilecekleri belirtiliyor. Ayrıca minimum gelir dahil olmak üzere tüm gereksinimleri yerine getirebilen başvuru sahiplerinin normal bir şekilde vizelerinin verileceği belirtiliyor.
İçişleri Bakanlığı’nın bu konuda nasıl bir adım atacağını ilerleyen günlerde göreceğiz.
Ancak, mevcut karar insan haklarını sahiplenmesi ve İçişleri Bakanlığı’nı mantık sınırlarına doğru çekmesi bakımından önemli ve anlamlıdır. Ayrıca bu karar sadece teorik bir karar olarak kalmayıp, uygulamada da büyük etkilerini göreceğimiz bir mahkeme kararıdır.
Konu ile ilgili daha fazla bilgi almak isteyen vatandaşlarımız bize 0787 617 3081 veya 0207 923 7792 numaralı telefonlarımızdan ulaşabilirler.
Yaşar Doğan (LLB Hons., UCL)
Higher Courts Advocate & Non-practising Barrister
Ozkutan & Co Solicitors LLP
Mob: 0787 617 3081
Tel: 0207 923 7792