Londra’nın müzikli mekanlarında son dönemde kendine has yorumu ile Türk Sanat Müziği yıldızı sürekli parlayan yeni bir ses yükseliyor. Duygularını şarkılarıyla bütünleştiren bu ses Aysel Yılmaz. Yılmaz, amatörce çıktığı müzik yolunda, şimdilerde emin adımlarla ilerliyor.
Londra eğlence hayatı son yıllarda yeni bir Türk Sanat Müziği sesi ile tanıştı. Özel etkinlikler, balo ve spor kulüplerinin gecelerinin aranan siması haline gelen Aysel Yılmaz’ın ilginç bir müzik yolculuğu var…
Aslen Trabzonlu olmasına rağmen İzmir’de doğup büyüyen Aysel Yılmaz’ın müzikle ilişkisinin lise yıllarına rastladığını öğreniyoruz… İzmir Karşıyaka Türk Sanat Müziği Korosu’nda korist olan ablası sayesinde müziğe “merhaba” dediğini anlatıyor Yılmaz.
Amatörce başlayan Türk Sanat Müziği ilgisinin daha sonra tutkuya dönüştüğünü belirten Yılmaz, “Koroyu o zaman, ‘Güz Gülleri’nin bestecisi Selim Öztaş yönetiyordu. İlk mikrofonla orada tanıştım” diyor, şimdilerde hayatında ayrı bir yer tutan müzikle ilgisini anlatırken…
Yılmaz, müziğe profesyonel ilgisinin, İngilizce öğrenmek için geldiği İngiltere’de internette rastladığı bir koro haberi sayesinde başladığını hatırlatıyor.
Koro ile başladığı müzik hayatına, Londra’da yine Koro ile dönüş yaptığına işaret eden Yılmaz, “2006 yılında Londra Türk Müziği Korosu’nu internette gördüm. O zamanki koro yöneticileri ile temasa geçerek bu koroya girdim. Son üç yıldan bu yana ise müzisyen arkadaşlarımın da teşviki ile kendi kendime nota öğrenip, profesyonel olarak müzik yapmaya başladım” diye sürdürüyor hikayesini.
Birkaç müzisyen ile birlikte kurdukları fasıl gurubunda solist olarak görev üstlenen Aysel Yılmaz, yakın dönemde Bülent Barkut’tan ud dersleri de alarak, şarkı icra etmenin yanısıra ensrümana da merak sarınca adeta müzikle yatıp-kalkar hale geldiğini anlatıyor.
Fası l Gurubu i le Nothingham ve Edinburgh’ta da programlar yapan Yılmaz, futbol kulüplerinin sezon sonu programlarının da aranan siması artık. Sadece Haziran ayında beş spor kulübünün balosunda sahne aldığını hatırlatarak bunun altını çiziyor.
Birlikte fasıl yaptığı müzisyen arkadaşlarının yanısıra, Kıbrıs Dörtlüsü’nün Şefi Erdoğan Baca’dan gördüğü yardımı unutmayan sanatçı, son üç aydan beri sahne aldığı Cyprus Garden’ın yöneticileri Engin ve Erdoğan Yorgancı ile Ediz Hastunç’a da verdikleri destek için minnettarlığını dile getirmeden geçmiyor.
Aysel Yılmaz, aynı zamanda engelli çocuklara öğretmenlik yapıyor. Otizm sendromlu oğlu Cansın’ın okulunda gönüllü olarak çalışıyor. Bu gönüllülük sadece öğretmenlikle de sınırlı kalmıyor.
Sahnelerin duygusal ve hanımefendi sanatçısı, “Bundan sonra müzik hayatımda alacağım ücretleri de Otistik okul ve yardım kuruluşlarına vereceğim” diyor.
Kendini tanımlarken, “ben çok duygusal bir insanım, her şarkıyı yaşayarak okuyorum. Bunun dinleyenlerim de farkında olmalı ki, sahneden indiğimde hep olumlu tepkiler alıyorum; ‘Her şarkıyı yorumlarken kendin yaşıyorsun ve bize de yaşatıyorsun’ diyorlar” şeklinde konuşuyor.
Oğlu Cansın ve müzik arasında kendisine bir yaşam alanı oluşturan Aysel Yılmaz, Ağustos ayında Kuzey Kıbrıs’a gitmeye hazırlanıyor. Sonbaharda ise Babutsa Soner ile birlikte bir tanıtım albümü çıkaracağını sözlerine ekliyor.