Lexit Kampanyası Sözcüsü Alex Gordon: Türkiyeli emekçiler referandumda ‘hayır’ oyu kullanmalı
Day- Mer, Birleşik Krallık’ta 23 Haziran Perşembe günü Avrupa Birliği’nden ayrılıp ayrılmamaya karar vermek üzere yapılacak referandumun tartışılacağı bir toplantı organize etti.
21 Mayıs Cumartesi günü Tottenham’da bulunan Londra Toplum Merkezi’nde düzenlenen etkinliğe; Demiryolu İşçileri Sendikası (RMT) Eski Başkanı ve Lexit Kampanyası sözcüsü Alex Gordon ve DAY-MER koordinatörü Taylan Şahbaz katıldı. Yoğun ilginin ve meraklı dinleyicilerin olduğu toplantıda ilk sözü alan Şahbaz, başta Cameron olmak üzere, “Evet” kampanyasının öne sürdüğü argümanları savunanların tamamen sermayenin çıkarlarını hesapladıklarını ve korkular salarak AB çatısı altında kalmak istediklerini söyledi. Şahbaz, AB’nin bütün yasalarının işçi ve emekçi düşmanı olduğunu, serbest dolaşımı ise sermayenin dolaşımı için geçerli olduğunu belirterek, “AB bir emperyalistler birliğidir” dedi.
AB yasalarının doğrudan Birleşik Krallık işçi ve emekçilerini ilgilendirdiğini ve iddia edildiğinin aksine, hakların güvence altına alınması değil, hakların gaspının gerçekleştirildiği bir birlik olduğunu söyleyen Şahbaz, “Hayır” diyerek kemer sıkma politikalarına da karşı mücadelenin yükseltilmesi gerektiğini belirtti. Alex Gordon da konuşmasında, AB’nin dönüştürülemeyecek ve reforme edilemeyecek bir birlik olduğunu söyledi. AB’nin uygulamaları sonucu birçok ülkede emekçilerin yaşam standartlarının düştüğünü, Yunanistan gibi ülkelerde yüzde 50’yi geçen genç işsizlerin olduğunu belirterek, AB’nin en güçlü olduğu Almanya’nın, kendi hükümetini kurtarmak için Erdoğan’la mülteciler üzerinde de pazarlıklara giriştiğini söyledi.
Gordon, Cameron’un IMF, Dünya Bankası, İngiltere Merkez Bankası ve Obama gibi kapitalist kurumları ve kişileri arkasına alarak korku salmaya çalıştığını ve emekçilerin durumunun daha kötü olacağı iddiasının doğru olmadığını belirterek, “Daha nasıl kötü olsun. Ücretler düşük, sendikal yasalar geriliyor, saldırılar artıyor, sağlık hizmeti çökme noktasına geldi, özelleştirme hız kesmeden devam ediyor. Eğer AB’den çıkarsak, bütün bu haklar için Birleşik Krallık hükümetine karşı mücadele ederek haklarımızı elde edeceğiz. Aksi taktirde, birçok yasanın AB tarafından yapılmış olmasından dolayı, hem Birleşik Krallık, hem de AB’ye karşı mücadele etmek zorunda kalıyoruz” dedi.
Gordon, eğer “Hayır” çıkarsa Muhafazakâr iktidarın alaşağı olacağını da sözlerine ekledi. AB Komisyonu’nun bir bürokratlar komisyonu olduğunu, AB Parlamentosu’nun ise tam bir tiyatroya benzediğini söyleyen Gordon, bugüne kadar AB Komisyonu’nda yapılan hiç bir yasanın işçi ve emekçiler için yapılmadığını, bir tek AB içinde 14 hafta olan doğum izninin 18 haftaya çıkarılması için bir yasa teklifi verildiğini ve bu yasanın da 5 yıldır raflarda bekletildiğini belirterek, hala eşit ücret mücadelesinin de devam ettiğini ifade ederken, “Tek gücümüz sınıf birliğimizdir” dedi.