İngiltere’de topluma yönelik faaliyet gösteren DAY MER’in organize ettiği 35’inci Kültür ve Sanat Festivali her yıl olduğu gibi bu yıl da Park şenliği ile sona erdi.
Pazar günü saat 14’te Clissold Park’da (N16) başlayan şenlik akşam 19’a kadar sürdü. Yoğun yağışa rağmen 5 bine yakın ziyaretçi çekmeyi başaran şenliği yerli ve konuk sanatçıların yanı sıra kitap ve otantik yiyecek – içeecek ve hediyelik eşya tezgahları renklendirdi.
DAY MER Kültür ve Sanat Festivali toplumun en uzun soluklu organizasyonu sayılıyor. Miraz, Don Kipper ve Kontrast gruplarının sahne aldığı park şenliğinde Sevda Karaca, Hackney Belediye Başkanı Caroline Woodley, İslington Bağımsız Milletvekili Jeremy Corbyn, Hackney İşçi Partisi Milletvekili Diana Abbot, DAY MER Başkanı Aslı Gül ve DAY MER Gençlik’ten Elina Canpolat ile Savaş Karşıtı Koalisyon ve sendika temsilcileri kısa konuşmalar yaptı. 4 Haziran’da başlayan ve sergi, tiyatro ve film gösterimi, sanat ve gençlik geceleri, futbol turnuvası ve panel gibi pek çok etkinliğin yapıldığı festival park şenliği ile son bulmuş oldu.
CORBYN’DEN TEŞEKKÜR
Park Şenliği’nde konuşan Bağımsız Milletvekili Jeremy Corbyn İngiltere’deki koşullara dikkat çekerek “Toplumun yoksulluk seviyesi hat safhada, birçok insan yemek yardımlarına güveniyor. Küçük bir grup ise yoksulluktan haberi olmadan yaşıyor” dedi. Seçimlerde Türk ve Kürt toplumun bağımsız milletvekili olarak kendisine verdiği desteğe teşekkür eden Corbyn, DAY MER’in emek mücadelesine odaklanan etkinliklerini de övdü.
EMEP Milletvekili Sevda Karaca da, konuşmasında, “Dünyanın her yerinde kapitalist sömürü artıyor ve onlar artıkça biz işçiler daha çok yoksullaşıyoruz, kadınlar olarak daha çok şiddete uğruyoruz, ayrımcılık, mülteci düşmanlığı daha çok artıyor.
Dünyanın her yerinde patronlar devasa kâr elde ediyor ve işçiler, emekçiler daha kötü çalışma koşullarına maruz bırakılıyor. Kapitalistler öfkemizi biliyor ve duyuyor. Öfkemizi yanlış yönlere yönlendirmek için kendilerine yeni araçlar yaratıyorlar.
Öfkeyi mültecilere, kadınlara ve LBGTİ’lilere yöneltiyorlar. İşçinin, emekçilerin, kadınların öfkelerinin; kendilerine yönelecek bu öfkenin dünyayı değiştireceğini biliyorlar” ifadelerini kullandı. DAY MER Başkanı Aslı Gül, ayrıca, Gazze’de devam eden katliamlara değinerek, “İsrail, ABD ve İngiltere iş birliği ile bu katliamı sürdürüyor. Bizler Türk ve Kürt emekçileri olarak Filistin halkının yanında olmalıyız” dedi.
Gül, İngiltere’nin İsrail’e askeri ve lojistik desteğini durdurmasını, Filistin devletinin tanınmasını ve katliamların sorumlularının uluslararası mahkemelerde yargılanmasını talep ettiklerini de ekledi.
Ulusal Öğretmen Sendikası NEU’dan Emma Rose, “Burada yıllardır süren bu dayanışma ne kadar önemli” dediği konuşmasında göçmen düşmanlığına değinerek, “Ekonomik sorunlar göçmenlerden kaynaklanmıyor. Çocuklara mülteci sorununu, iklim krizini öğretmemiz ve bunun için örgütlenme yapmalıyız. Eğitime yatırım yapmalıyız” diye konuştu. Savaş Karşıtı Koalisyon’dan John Rees de şunları söyledi:
“DAY-MER yıllardır birlikte mücadele ettiğimiz birlikte eylemlere katıldığımız bir örgüt. Muhafazakar Parti yıllardır sendikacıların, barış isteyenlerin, işçi sınıfının düşmanı gibi davrandı. Bu seçimin ise Muhafazakarlardan kurtulmaktan daha büyük bir anlamı vardı. Sadece Corbyn’in dönmesi değil diğer Filistin yanlısı milletvekillerinin meclise girmesi çok önemli. İşçi Partisi Lideri Keir Starmer’a önerim Filistin halkına destek vermesi yoksa şimdi kazansalar da ileride oy kaybedecekler.”
“BİRLİK EN BÜYÜK SİLAHIMIZ”
DAY-MER Gençlik adına konuşan Elina Canbolat da, “Açık gökyüzünün altında, bu topluluğun atan kalbiyle çevrili bir arada dururken, kendimizi bir dönüm noktasında buluyoruz: Hem meydan okuma hem de fırsat anı. Bu festival sadece müzik, sanat veya kutlama ile ilgili değil. Genç zihinlerin özgürleşebileceği ve daha iyi bir dünya hayal edebileceği fikirler için bir yer. Bugün etrafımıza bakın, ortak topluluğumuzda tutkuyu, merakı ve değişim açlığını görebiliyoruz. Ama dürüst olalım. Dünyamız mükemmel olmaktan uzak. Milyarlarca kişinin zorluklara katlandığı, ayrıcalıklı birkaç kişinin aşırı zenginlik içinde yaşadığı bir yer” dedi. “Peki nereden başlayacağız? Enerjimizi nasıl odaklarız? Birliğin en büyük silahımız olduğunu kabul ederek başlayalım” diye devam eden Canpolat şöyle devam etti:
“Açgözlülüğün ortadan kaldırıldığı, adaletin hüküm sürdüğü, kapitalizmin paramparça olduğu bir dünya hayal ediyoruz. Biz güçsüz değiliz; hesaba katılması gereken bir gücüz. Birlikte, baskı makinesini sökebiliriz. Biz örgütlenelim, harekete geçelim, ilerleyelim. Bizim yolculuğumuz da heyecan ve tutku dolu. Birleşmiş halk asla yenilmeyecek.”