Day-Mer, 1 Mayıs İşçi Bayramı münasebetiyle, ‘Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü’ kapsamında yapılacak yürüyüş için çağrı yaptı.
Söz konusu çağrı açıklaması şöyle: “Savaşlara, ırkçılığa, yoksulluğa, sömürüye ve kesintilere karşı sesimizi 1 Mayıs’ta yükseltelim.
Yaşam ve çalışma koşullarının giderek ağırlaştığı günümüzde dünya halklarının geleceği, sermayenin ve kendi çıkarları için gözünü karartmış ‘‘liderler,’’ şiddetli savaşlar, soykırımlar, iklim ve ekolojik krizler ve aşırı sağın tehdidi dahil çok yönlü derin sorunlarla çerçevelenmiş durumda.
Başta Ukrayna, Filistin ve Ortadoğu olmak üzere dünyanın dört bir tarafında emperyalistler tarafından kışkırtılan ve körüklenen savaşlar ve çatışmalar hız kesmeden devam ettiriliyor.
Geçen yılın Temmuz’unda Birleşik Krallık’ta iktidara gelen İşçi Partisi, Rusya’nın işgal ettiği Ukrayna’ya her türlü askeri ve maddi desteği sunarken, işgal ettiği Filistin topraklarını giderek genişleten ve savunmasız on binlerce Filistinliyi soykırıma uğratan Siyonist İsrail devletine arka çıkmaya devam ediyor.
İşçi Partisi Hükümeti’nin hem Ukrayna hem de İsrail’e savaş ve işgali derinleştiren destek ve politikalarının bedelini ise hem savaş ve işgallerin yaşandığı coğrafyadaki halklar hem de bu savaşların finansmanı için yapılan kesintilerden dolayı bu ülkenin en yoksul ve yardıma muhtaç olanları ödüyor.
Kamu servislerinin yetersiz hale gelmesinin nedeni göçmenler değil özelleştirme ve kesintilerdir.
On yıllardan beri uygulanan neoliberal politikalar ile; sağlık, eğitim, ulaşım, iletişim ve enerji gibi kamusal alanlar özelleştirmelerle sermayenin ticaret alanı haline getirildiği için halkın ihtiyacını karşılayamamakta.
Hem Muhafazakâr Parti hem de İşçi Partisi tarafından ısrarla devam ettirilen özelleştirme politikaları ile işlemez hale gelen kamu kurumlarındaki sorunların kaynağı ise hemen hemen tüm partiler tarafından göçmenler olarak gösterilmekte.
Parlamento çatısı altındaki tüm partilerin göçmenlik karşıtlığındaki yarışı nedeniyle, İngiltere tarihinde ilk kez aşırı sağcı ve ırkçı bir parti dört milletvekilliği birden kazandı. Ve maalesef Reform UK oylarını hızla arttırmaya devam ediyor.
Yapılan anketler bu partinin bir sonraki seçimlerde parlamentonun üçüncü büyük partisi olacağına işaret ediyor.
İzlediği politikalar ile dünyanın dört bir tarafında yaşayan halkların hayatlarını karartan İngiltere, baskı ve şiddet ve gelecek güvencesi olmadığı için ülkesini terk etmek zorunda kalan ve kendisine sığınan göçmenlerin uluslararası anlaşmalardan doğan haklarını ellerinden bir bir alıyor.
İşçi Partisi’nin yapmış olduğu en son düzenleme Birleşik Krallık topraklarına ‘‘kaçak yollarla’’ gelen sığınmacılara vatandaşlık yolunu süresiz olarak kapatıyor. Maaşların temel ihtiyaçları dahi karşılayamadığı Birleşik Krallık’ta İşçi Partisi ilk sekiz aylık icraatı döneminde açıklamış olduğu iki bütçe ile yoksulluğu daha da derinleştirdi.
Sosyal yardımlarda yapılan ve yapılması planlanan değişiklikler ile dünyanın en büyük altıncı ekonomisine sahip Birleşik Krallık’ta göreli yoksulluk yaşayanların sayısı 14.5 milyonu bulacak.
Başta çocuklar ve engelliler olmak üzere milyonlarca insanın yoksulluğu iliklerine kadar hissettiği Birleşik Krallık’ta, servetlerine dokunulmayan bir avuç zengin günlük serveti 35 milyon sterlin arttırmaya devam ediyor. Zenginlerin servet artışı sadece Birleşik Krallık ile sınırlı da değil.
Oxfam tarafından yapılan bir analize göre dünyanın en zengin 10 kişisinin serveti günde yaklaşık 100 milyon dolar (82 milyon sterlin) artarken, dünyanın yüzde 44’ü günde 6.85 dolardan (£5.60) daha az bir gelirle yaşam mücadelesi veriyor. Sermaye ve hükümetlerinin saldırıları ancak örgütlü mücadele ve dayanışma ile engellenebilir.
Elbette hem Birleşik Krallık’ta hem de en son Türkiye’de olduğu gibi dünyanın dört bir tarafında, işçiler, emekçiler, liseliler de dahil gençler, kadınlar, çiftçiler ve zulme uğrayan halklar artık yeter deyip halkları ve adalet için ayağa kalkıyor.
Başta Londra olmak üzere dünyanın belli başlı şehirlerinde halklar, başta Filistin olmak üzere yaşam mücadelesi veren, diktatör ve otoriter yönetimlere karşı ayağa kalkan kesimlerle dayanışmak için kesintisiz eylem ve gösteriler yapıyor.
Londra’da yaşayan Türkiye kökenli göçmen emekçiler olarak geleceğimizi, haklarımızı ve Türkiye’de hak, hukuk adalet için ayağa kalkanlarla güçlü bir dayanışmayı ancak, aynı sorun ve kaderi paylaştığımız milyonlarca yerli emekçi ile birlikte ortak mücadele ederek sağlayabiliriz.
Sadece Birleşik Krallık’ta değil tüm dünyada işçi ve emekçiler mücadele tarihlerine ve geleceklerine sahip çıkmak için işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’ta sokaklara çıkacak ve meydanları dolduracak.
Bizler’de kendi taleplerimiz ile 1 Mayıs yürüyüşünde yer alalım, sermayenin ve onları temsil eden hükümetlerin saldırıları karşısında haklarımızı korumak ve daha iyi bir gelecek için örgütlenelim, örgütlerimize sahip çıkalım.”
Tarih ve Yer: 1 MAYIS Perşembe, Clerkenwell Green
Adres: Clerkenwell Green, London EC1R 0DU
Toplanma Yeri ve Saati: Londra Toplum Merkezi, 10:00 (22 Moorefield Road, Tottenham N17 6PY)