Fransa’nın güneyinde yer alan Cannes şehri adını genellikle “Cannes Film Festivali” ile sıkça duyurur.
Altın Palmiye’nin verildiği “Palais des Festivals” girişinde birçok film yıldızının kırmızı halıdan geçişini televizyonlardan izlemişsinizdir. Şehre ilk ayak bastığınız andan itibaren bu havayı fazlasıyla hissedeceksiniz. Sokakta yürürken ünlü bir film yıldızıyla karşılaşırsanız şaşırmayın. Cannes tabii ki sadece film festivallerinden ibaret değildir. Yat limanları, plajları ve gece kulüpleriyle jet sosyetenin en çok tercih ettiği yerler arasında gösterilir.
Dünyanın en iyi 10 gece kulüplerinden biri olarak nitelendirilen bir gece kulübü de burada yer alır. Fransa’daki her insan Cannes’da yaşamayı hayal eder. İklimi, denizi, sahili ve yaşantısıyla ziyaretçilerini kendine hayran bırakır.
Lüks ve zenginliğin göstergesi olan Cannes’da her ne kadar yaşamak zor olsa da kısa sürede gezebilirsiniz.
Cannes için her ne kadar lüks ifadesini kullansak da sokaklar ve evler genellikle eskidir. Şehirde İngiliz tarzı eski evler çoğunluktadır. Bu arada İngilizlerin kentteki payı da oldukça yüksektir.
İngiliz Kraliçe Victoria, zamanında buraya gelir ve adeta hayran kalır. Bunun en önemli sebebinin ise şehrin sıcak ikliminin olduğu belirtiliyor. Bu nedenle birçok İngiliz Cannes’da yaşamaya başlamıştır.
Bugün sokaklarda gezerken o dönemden kalan yapıları görmeniz mümkündür. Tipik bir Akdeniz kenti olan Cannes’da çok güzel balık restoranları vardır. Sahil tarafında yer alan kafe ve restoranlarda tazecik balık çeşitlerini bulabilirsiniz.
Cannes alışveriş severler için de oldukça ideal bir şehirdir. Özellikle ünlü alışveriş caddesi Rue D’Antibes’te birbirinden güzel mağazalar bulunur.
Lüks butikler ve tasarımcıların özel mağazaları alışveriş tutkunlarını fazlasıyla mutlu edecek türdendir.
Bu küçük şehri en güzel fotoğraflayabileceğiniz alan ise Cannes Kalesi’dir. Dar sokaklardan çıkarak ulaşılan kaleden görülen şehir manzarası adeta büyüleyicidir. Hele hava karardığında ışıklar altındaki Cannes şehri hayranlık bırakır.