İngiltere Alevi Kültür Merkezi ve Cemevi heyeti, Londra’da başlattığı “Türkiye’de Alevisiz Bir Anayasa’ya Hayır, Alevilik Yasaklanamaz!” kampanyası kapsamında topladığı binlerce imzayı Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunmak için Ankara’da bulunuyor.
Cemevi heyeti, TBMM’deki görüşmelerinden önce 15 Ağustos’ta saat 11.30’da Alevilerin talep ve şikayetlerini içeren bir basın toplantısı düzenledi.
.Heyet adına bir açıklama yapan Başkanı İsrafil Erbil, “Bizler İngiltere’de yaşayan 250 bin Alevi nüfusu olarak, nicelik yönünde toplam nüfusun % 0,3’üne tekabül etmekteyiz” dedi.
Erbil konuşmasında şunları söyledi: “Niceliksel yönde % 0,3’e denk gelmemiz bizim İngiltere ile devlet yurttaşlık bağlamında temel haklarımızın ihlal edildiği anlamına gelmiyor. Yaklaşık 30 yıldır İngiltere’de yaşayan Aleviler olarak kazanımlarımız;
Cemevlerimiz yasal yönde inanç merkezleri olarak kabul ediliyor, Cemevimize bağış yapan bir kişi yapmış olduğu bağışı vergiden düşülebiliyor. Cemevi adıyla her yıl İngiltere Parlamentosu’nda resepsiyon yapıyoruz ve aynı zamanda festival programı kapsamında parlamentoda semahlarımızı icra etmekteyiz”
İsrafil Erbil konuşmasını şöyle sürdürdü: “İngiltere Alevi Kültür Merkezi ve Cemevi 2012-21013yıllarında yapmış olduğu faaliyetler dahilinde Aleviliğin İngiliz okullarında bir inanç olarak okutulması ve öğretilmesi yine kazanılmış temel haklardan biridir. Belirtmek isteriz ki okullarda ders olarak okutulan Alevilik derslerinin müfredatı ve içeriği bizzat biz Aleviler tarafından hazırlanmıştır ve bu çalışmalarımız hiçbir engelle karşılaşmadığı gibi yapılan bir araştırma sonucu bu çalışmanın toplumsal barış ve huzura pozitif katkı yaptığı saptandı ve ödüle layık görüldü.
İngiltere’de her 10 yılda bir yapılan nüfus sayımında Aleviler isterlerse kendilerini Alevi olarak tanımlayabiliyor. Bu örnekleri daha da çoğaltmak mümkündür.
Özetle, Başbakanı’nın “dört dörtlük Alevi olduğunu iddia etmeyen İngiltere’de yaşayan Aleviler olarak kendi inanç ve değerlerimizle yaşıyoruz.
Bütün bunları söylerken İngiltere’nin de göç ve göçmen politikaları konusunda dört dörtlük olduğunu iddia etmiyoruz”
“Başbakanı’nın ‘dört dörtlük Alevi olduğunu’ iddia ettiği kendi ülkemizde Anayasal olarak yasaklıyız.
Cemevlerimiz ibadethane olarak kabul edilmediği gibi zaman zaman ‘ucube’ ve ‘cümbüşevi’ olarak nitelendirilmektedir” diyen Erbil, “Birçok konuda olduğu gibi mecliste Cemevi talebimizin Diyanet’ten fetva alınarak Meclis Başkanlığı tarafından reddedilmesinin açık anlamı Meclis ya Alevilerin varlığını tanımamakta ya da kendi varlığını inkar etmektedir.
Devlet Hacı Bektaş Veli Dergahı başta olmak üzere tüm dergah, tekke ve zaviyelerimize el koyduğu gibi bunların çoğuna da kendi politikalarına göre camiler inşa etmiştir”
Erbil, “Biz Aleviler ise kendi mekanlarımıza belli bir ücret ödeyerek devletin tanımlamış olduğu 08:40-17:30 resmi saatlerinde giriş yapabiliyoruz. Her ne kadar “dinde zorlama yoktur” denilse de zorunlu din dersleri kapsamında öğretilen müfredat tamamen Sünni inancına ait öğreti, uygulamalar ve kurallar yer almaktadır. Her ne kadar birkaç paragrafta Aleviliğin de bu kitaplarda yer aldığı iddia edilmekte ise de burada bahsedilen öğretinin Alevilik ile ilgisi yoktur” dedi.
Konuşmasında yeni anayasaya da değinin Erbil, “Yeni Anayasa tüm dilleri, inançları, kimlikleri ve kültürleri kapsamalıdır” dedi.
Erbil sözlerini şöyle sürdürdü; “Kadim geleneklere sahip topraklar üzerinde kurulmuş olan T.C. devleti 21. Yüzyılda tek ırk, tek din, tek dil, dayatması yapamaz yapmamalıdır. Vatandaşlık bağı ile bağlı yurttaş olan her can kendi değerleri ile yaşayabilmelidir. Yeni Anayasa insan hak ve hürriyetleri kapsamında tüm inançlar gibi Aleviliği de öğretisi, inancı, ibadeti ve ibadet yerleri ile teminat altına almalıdır”
Cemevi Başkanı Erbil, “Devlet, Anayasal talepler hususunda ‘zaten siz kendi içinizde parçalısınız, tam olarak ne istediğinizi ifade etmiyorsunuz, gidin birleşin gelin’ vb. sözlerle kendi sorumluluklarından kaçmaktadır. Oysa Alevilerin Anayasa’da teminat altına alınmasını talep ettikleri ilkeler gerek Türkiye’de gerekse yurtdışındaki yaşayan tüm Alevilerin ortak istemleridir.
Biz de İAKMC olarak bu talepleri bir kez daha farklı bir şekilde 37 günlük çadır eylemiyle “Alevisiz Bir Anayasaya Hayır, Alevilik Yasaklanamaz” diyerek yürütülen imza kampanyasında toplanan yedi binden fazla imzayı TBMM’ne taşıdık. Alevilerin talep ve şikâyetlerini TBMM’ne bir de İngiltere’den duyurmak amacı ile yapılan bu başvurumuzun dikkate alınmasını talep ediyoruz. Çünkü Aleviler vardır ve Alevilik Haktır” diye konuştu.