Kutlu Doğum Haftası etkinliklerinde, “Hazreti Peygamber, Tevhid ve Vahdet-Gelin Birlik Olalım” konusunu ele alacak. “Hz. Peygamber, Tevhid ve Vahdet” temasıyla Türkiye ve tüm dünyada idrak edilecek
“Kutlu Doğum” günü nedeniyle İngiltere Diyanet Vakfı ve Luton Türk Eğitim ve Kültür Merkezi ortak bir program hazırladı. 17 Nisan Pazar Saat 14.00’te gerçekleşecek programa; Türkiye’den Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz katılacak. ‘20-34 Raynham Road Edmonton London N18 2SJ’ adresinde düzenlenecek programa tüm Türk toplumunun davetli olduğu açıklandı.
KUTLU DOĞUM HAFTASI
Kutlu Doğum Haftası, Türkiye Diyanet Vakfı tarafından 1989 yılında başlatılan, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından da desteklenerek Peygamber efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V)’in doğum tarihinin miladi olarak doğum günü olan 20 Nisan’ın içinde geçen haftaya denir. Mevlid gecesi ise 13.yy’dan beri kutlanmaktadır.
Kutlu doğum haftasında Hz. Muhammed (s.a.v) yâd edilir ve kendisine salâvat okunur. Bu hafta da anma etkinlikleri yapılır. Kutlu Doğum Haftası, Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V)’in doğum gününü kutlamak amacıyla her yıl 14-20 Nisan arasında kutlanır.
Program ile ilgili basına bilgi veren İngiltere Diyanet Vakfı, “İnsanlığı yüceltmek, insanlığı diriltmek ve insanlığı yaşatmak için gelin birlik olalım!” çağrısıyla başta ülkemiz olmak üzere bütün Müslümanların vahdetine, birliğine, dirliğine ve huzuruna vesile olmasını diliyor, daha sonraki yıllarda daha birlik ve geniş katılımla gerçekleştirmek istediğimiz programımıza tüm kardeşlerimizi davet ediyoruz” Vakfın açıklaması şöyle; “ Günümüzde dünyamız, özellikle de İslam âlemi tarihin en zor dönemlerinden birini yaşamaktadır. Müslümanlar arasına fitne ve fesat sokulmak istenmekte, İslam dünyası adeta kuşatma altına alınmaya çalışılmaktadır. Hangi yöne bakılsa masum canlara kıyıldığı, mazlumların kanının döküldüğü görülmektedir.
İnsanlığın, özellikle de Müslümanların onuru tarihte hiçbir dönemde olmadığı kadar yaralanmaya, akıllara durgunluk verecek bir şekilde kendi elleriyle yok ettirilmeye çalışılmaktadır. Canına kıyılan yüzbinlerin yanında, milyonlarca Müslüman evinden ocağından edilmiş, insanlığın iftihar ettiği tarihin en modern döneminde vatansızlık ve sahipsizlikle yüz yüze bırakılmıştır. Dünyamızda ve özellikle İslam âleminde şahit olunan bu olumsuz tablo karşısında, durumu fırsat olarak gören bir takım gruplar bu güzide dini bir korku kaynağı olarak göstermeye çalışmaktadır.
Dolayısıyla Batı’da hakim olan İslam algısı daha da olumsuz hale gelirken Müslümanlar arasında oluşturulmaya çalışılan sorunlar da körüklenmektedir. Günümüzde Müslüman dünyanın karşı karşıya kaldığı sorunları tamamen İslam âleminin dışında bir yerlerde aramak ve yaşananların sebebi olarak başkalarını işaret etmek verilecek en kolay cevap olacaktır. Çünkü yaşanan sorunların harici nedenleri olduğu kadar Müslümanların kendi içlerinde, kendi geleneksel ve ahlaki değerlerini ilgilendiren yönleri de vardır.