Londra Koçgiri Derneği tarafından düzenlenen “Osmanlı/Cumhuriyet Kıskacında Koçgiri” konulu panel 26 Kasım Cumartesi günü derneğin Edmonton`daki merkezinde gerçekleşti.
Sosyolog Mamo Baran Almanya ve araştırmacı Erdal Emre`nin Fransa`dan konuşmacı olarak katıldığı panel çok sayıda kişi izledi. Panel Ernesto Che Guevara için yapılan bir dakikalık saygı duruşu ile başladı. Koçgiri üzerine pek çok kitapları ve araştırmaları bulunan Mamo Baran ilk olarak izleyicilerin bilgisini ölçmek için küçük bir anket yaptıktan sonra dönemin coğrafik, etnik, tarihsel ve siyasal gelişmelerine ışık tutan bir sunum gerçekleştirdi. Baran, “Koçgiri; Sivas`ın Zara, İmranlı, Kangal, Gürün, Divriği ve Hafik ilçeleri ile Tunceli`nin Hozat, Ovacık, Erzincan`ın Kemah ve Refahiye, Malatya`nın Hekimhan, Pötürge, Arapkir, Kayseri`nin Sarız, K. Maraş`ın Göksun ilçeleri ve köylerini içine alan bölgedir” dedi.
“Aslında resmi olarak bu isimde bir yer yoktu. Ancak bugünkü Zara`ya Koçgiri deniliyordu. Aşiretlerin bir araya gelmesinden bir federasyon oluşmuştu. Koçgiri aşireti o zamanlar çok ünlü olduğundan isyanın adı da bu adla anılmaktadır. Bölgedeki halk çoğunlukla Kurmanci ve Zazaki konuşuyordu” dedikten sonra şöyle sürdürdü: “Feodal bir yapıya sahip bölgenin bir aşiret lideri, bir de dini lideri vardı. Mahkemeleri bunlar yapıyordu. Ancak devlet vergi topluyor, insanlar askerlik hizmetini sürdürmeye devam ediyordu. Devletle ilişkiyi aşiret lideri yapıyordu. Osmanlı imparatorluğunun dağılması sırasında herkes kendi bağımsızlıginı ilan ediyordu. Birinci Dünya Savaşı`ından sonra (1918) Mondros ve Sevr antlaşmaları imzalandı. Bunlara göre topraklar İngiltere, Fransa ve İtalya arasında paylaşılıyordu, ancak buna razı olunmadı. Söz konusu bölge bir otonom bölgeye ayrılmıştı. Sevr antlaşmasının 62. ve 64. maddeleri bölgenin bağımsızlığı ile ilgiliydi. Bir yıl içinde Kürtler bir araya gelir, birleşir ve bağımsızlık isteklerini ispat ederlerse bu kabul edilecek ve Musul da kendilerine verilecekti. Ayrıca Wilson Prensipleri (dönemin eski ABD Başkanı) olarak bilinen prensiplerin 12. maddesine göre Osmanlı içinde Türk olmayanlara da “bağımsızlık” verilmelidir deniliyordu.”
Kürt isyanının 1921`ın Mart ayında Koçgiri aşiret önderleri Alişer Bey, Haydar Bey, Nuri Dersimi ve Alişan Bey tarafından başlatılarak bölgeye yayıldığını ancak Haziran 1921`de hükümetin gönderdiği askeri güçlerle çok şiddetli bir biçimde bastırıldığını belirten Baran şunları ekledi: “Örneğin Sakallı Nurettin Paşa, Topal Osman ve Mustafa Kemal özel olarak bölgeye gönderiliyor. Bunların halk üzerine çeşitli politika ve taktikleriyle hareketin başarısız olması sağlanıyor.”
Panelde söz alan ikinci konuşmacı Erdal Emre ise her isyanın içinde evrensel unsurlar bulunduğunu, insanın kendisine yapılanı unutamadığını ama başkasına yapılanı unuttuğunu, 1915`te Ermenilere yapılanları hatırlatarak şöyle devam etti: “Onlar katledilirken Kürtler buna karşı çıksaydı ve hissetseydi pek çok şey çözülürdü” dedi.