Londra’da ölüp de kimi kimsesi olmayan veya fakir Türk vatandaşlarının cenazelerinin Türkiye’ye nakli için hiç bir resmi kurumun veya cenaze nakil işleri yapan kuruluşunun sahip ‘çıkmadığı’ ifade edildi.
Çevrede yaşayan Türkler, gurbet elde ölen söz konusu kişiler için böyle bir fonun olmamasını eleştirdi. Vatandaşlar, “Ülkemizde Suriye vatandaşlarına ve diğer bazı fakir ülke vatandaşlarına sahip çıkılırken gurbette ölen fakir veya sahipsiz vatandaşa da sahip çıkılmaması üzüntü verici bir durum. Bu durumdaki vatandaşların cenazelerinin Türkiye’ye defni için mutlaka fon oluşturulmalı” dedi.
Trajik durumun çok acı bir örneği geçtiğimiz gün yaşandı. 25 yılı aşkın bir süredir Londra’da yaşam süren ve ağırlıklı olarak tekstil sektöründe çalışan Namık Kemal Anılmış (69) adlı Rizeli vatandaşımız kanser teşhisi konulması nedeniyle London University College Hastanesi’nde tedavi görmeye başladı. Anılmış’ın tercümanlığını ise hastane görevleri arasında cep telefonu aracılığı ile zaman zaman Gökhan Öksüzoğlu adlı bir işyeri sahibi yapmaktaydı.
Anılmış’ın hastane de kaldığı süre içerisinde arkadaşı olan işadamı Mehmet Vural ile, bir kez ziyarete giden Öksüzoğlu, daha sonraki gelişmelerle ilgili, “Geçtiğimiz cumartesi gece yarısı 03.00 sularında hastaneden gelen telefonda, Anılmış’ın saat 02.00’de öldüğünü, cenazeyi alıp- almayacağımı sordular.
Ben de, aramızda ‘hiçbir’ akrabalık bağı bulunmadığını, Anılmış’ın da Londra’da herhangi aile ferdi ve akrabasının olmadığını bu durumda hastanenin ne yapıp yapamayacağını sordum” dedi. Anılmış’ın geçmişiyle ilgili pek bilgisi olmadığını belirten Öksüzoğlu, “Ziyaretine gittiğimde, bana iki kardeşinin olduğunu, kardeşlerinin de kanserden öldüğünü, memleketinde iki yeğeni olduğunu, söylemişti. Ölmesi halinde cenazesinin Rize’ye naklini, uçak ve cenaze masrafı faturalarının da yeğenleri tarafından ödeneceğini söylemişti” dedi.
Öksüzoğlu açıklamasına, “Anılmış’ın, Kuzey Londra’nın Tottenham bölgesindeki bir semtte tek başına kaldığını, evin kirasının ise Belediye tarafından karşılandığını, evinde bir kedisinin olduğundan bahsettiğini, hastaneden çıkamaması nedeniyle kedisinin ne yiyip içtiğini sürekli merak ettiğini de” ekledi. Cenazeye sahip çıkılmaması durumunda hastane yetkililerinin, Anılmış’ın cesedinin defin için anlaşmalı oldukları cenaze şirketlerinden birine verileceğini açıklaması ardından bu iş için kollarını sıvayan Öksüzoğlu ve Vural, Londra’daki Türkiye’nin resmi, dini kurumları ve Türk camileri ile irtibata geçerek, cenazeye sahip çıkılmasını beraberinde Türkiye’ye naklinin gerçekleştirilmesini istediler.
Bu konuda Vural, “Telefonla aradığım Diyanet dahil dini ve resmi kurumlar, vatandaşlarımızın vefatları halinde harcanmak üzere bir fonun olmadığını söylediler. Tabi bu arada İngiltere’de resmi tatil, Türkiye’de Kurban Bayramı araya girdi. Hiç bir kurum ve kuruluştan destek alamamızın ötesinde bayram nedeniyle Türkiye ile iletişime geçilemeyince aramızda Anılmış’ın naaşının Londra’ya İslami usullere göre defnedilmesi kararı aldık. Bu konuda yardım için gittiğimiz Ramazan-ı Şerif Camisi Vakıf Başkanı Erkin Güney, cenazenin yıkanması ve kefenlenmesi gibi hiç bir cenaze masrafı almayacağını sadece mezar yeri için 1.400 sterlin temin etmemizi söyledi” dedi. Bu paranın 500 sterlinini kendi olanaklarıyla temin ettiğini belirten Vural, 600 sterlini Türk camileri içerisinden Aziziye Camisi, arta kalan 300 sterlini de, Stoke Newington’daki esnafımızdan topladıklarını söyledi. Mezar yerinin satın alınması ardından morgdan özel ambulans ile Anılmış’ın naaşını hastaneden getiren Ramazan-ı Şerif Camisi Başkanı Güney, cami bünyesinde cenazenin yıkanmasını ve kefenlenmesini sağladı. Cenazenin yıkanmasından gömülmesine kadar, cami imamı Isa Assam ve Issa Green görev yaptılar. Camide, Kurban Bayramı’nın son günü öğleden sonra kılınan Anılmış’ın cenaze namazına sadece 7 kişi katıldı. Ardından Ilford bölgesinde aralarında Müslümanlar’ında yer aldığı ‘Wood Grange Mezarlığı’nda dualarla toprağa verildi.