Britanya Alevi Federasyonu, Türkiye’nin Güney Doğusu’nda cereyan eden şiddeti protesto etmek amacıyla “Çocuklar Ölmesin, Analar Ağlamasın” adı altında bir gösteri düzenledi
Çarşamba günü öğle saatlerinde Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği önünde düzenlenen gösteriye Baf Başkanı İsrafil Erbil ve bir grup federasyon üyesi katıldı. Büyükelçiliğin kapısına siyah çelenk bırakan grup adına bir açıklama yapan Baf Başkanı İsrafil Erbil, Türkiye’de son dönemlerde yaşanan olumsuz sürecin bütün kesimleri çok olumsuz bir şekilde etkilediğini ifade etti.
Zaman kaybetmeden çatışma ortamının son bulması ve silahların karşılıklı bırakılması gerektiğini ifada eden Erbil şunları söyledi: “Bu talepler ABD ve Avrupa Birliǧi (AB) olmak üzere her toplumsal kesim tarafından daha yüksek sesle ve kararlı bir şekilde ifade edilmelidir. Aksi takdirde; bu süreç bir iç savaşa doğru hızla çevrilmekte”
Bu ateşin söndürülmemesi halinde sadece Türkiye’yi değil, Avrupa’yı da yakacağını kaydeden İsrafil Erbil şunları söyledi; “ Ortadoğu, Mezopotamya ve Anadolu’da baş gösteren din ve mezhep eksenli kirli savaşta ABD ve batılı ülkelerin de ciddi sorumlulukları vardır. Daha doğrusu onlarda bu kirli savaşın birer tarafıdırlar. Özellikle Avrupa Birliği Türkiye’nin sınır komşusu olduğu unutulmamalıdır. Türkiye’de yaşanacak bir iç savaşta en büyük sorunu Avrupa Birliği yaşayacaktır.
Böyle bir gelişme karşısında Avrupa Birliği mültecilerin Avrupa’ya gelmesini önlemek için Erdoğan’a daha önce verdiği gibi yine birkaç milyar Euro rüşvet vererek kurtulma şansı bulamayacaktır” Başkan Erbil sözlerini şöyle sürdürdü; “Demokrasinin beşiği olduğunu her fırsatta dile getiren Avrupa Birliği ve birleşenleri Türkiye’de yaşanan bu kirli savaşın kesin bir şekilde sonlandırılması konusunda daha kararlı ve sonuç alacak adımları ivedikle atması gerekmektedir. Başta bireysel hak ve özgürlükler, Kopenhag kriterleri olmak üzere insanı insan yapan tüm evrensel değerler korunmalı ve yaşatılmalıdır. Aksi takdirde; bu ateş zamanında söndürülemezse sadece Türkiye’yi değil, Avrupa’yı da sosyal, siyasal, kültürel ve ekonomik açıdan yakacağı gün gibi açıktır.
Çok geç olmadan barış ve diyalog süreci başlamalıdır. Savaş bitmeli, çocuklar, masum insanlar ölmemeli, analar ağlamamalıdır. Demokratik koşullar sağlanmalı ve kalıcı barış için her iki tarafta silahları bırakmalı, müzakereler yeniden başlatılmalıdır.
Türkiye’de Kürtler, Aleviler ve diğer tüm kadim halkların gasp edilen bütün hakları hukuksal ve anayasal güvence altına alınmalıdır. Aksi bir durum, Türkiye için tam bir felaket olacaktır. Barış ortamının yeniden sağlanması ve demokrasinin sözde değil özde sonuna kadar işletilmesi Türkiye halklarının kurtuluşunun tek anahtarıdır”