Ekonomistlere göre adım doğru ve gerekli ancak yeterli değil Salı gece yarısı açıklanan kararla gecelik borç verme faizini yüzde 7,75’ten yüzde 12’ye yükseltti. Merkez, haftalık repo faizini yüzde 4,5’ten yüzde 10’a çıkardı.
Türkiye’nin merkez bankası salı gecesi para politikasını önemli oranda sıkılaştırarak, faiz oranlarını piyasaların beklentisinin ötesinde artırdı. Türk lirasının yaşadığı dalgalanmaların ardından gelen karar, haftalık repo faizini yüzde 4.5’ten yüzde 10’a çıkardı ve gecelik borçlanma faizini de yüzde 7.75’ten yüzde 12’ye yükseltti. Lira kararın ardından yaşadığı kaybı telafi ederken Lira/dolar kuru 2.36’dab 2.19’a kadar geriledi. Merkez bankası, yeni “sıkı para politikası tutumunun enflasyon görünümünde önemli bir iyileşme görülene dek aynı düzeyde kalacağını” söyledi.
Hindistan ve Türkiye’deki gelişmeler enflasyon ve düşük para birimlerine karşı savaşı güçlendirirken, Tokyo ve Hong Kong’daki para piyasaları da Çarşamba gününe güçlü şekilde başladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, uzun süredir faiz oranlarına karşı çıkmış ve artışı “art-niyetli faiz lobisi” olarak değerlendirmişti. Buna göre bu tür lobiler Türkiye’nin kanını emmeye çalışıyor. Ancak Maliye Bakanı Mehmet Şimşek faiz artışının büyümeyi bir düzeyde etkileyeceğini ancak güven kaybının paranın değerindeki düşüşü çok daha olumsuz etkileyeceğini savundu.
Gerçekten de Türk firmaları döviz değişim riskine açık durumda ve uzun dönemde lira konusunda borçlanma konusunda çok az fırsata sahip. Sonuç olarak net döviz yükümlüşüğünü 167 milyar dolar seviyesinde ve bankalar kredileri yeniden müzakere etmeye başladı. Liranın dünkü kazancını sürdürememesinin nedenlerinden birisi de bu kredilere yardımcı olmak isteyen firmaların dolar almak istemesi. Türk bankaları için faiz oranı artışının doğrudan bir etkisi olacak ve hem karlılık hem de bilanço dengelerini etkileyecek.
Böylesi bir ortamda, bankaların kime kredi verecekleri ve ne kadar süreyle kredi verecekleri ekonomi için de özel bir önlem kazanacak. B özellikle de inşaat sektörü için geçerli olacak. Bu sektör, son dönemde Türkiye’deki işlerin büyük bölümünü sağlamıştı. Son yıllarda, örneğin 2012’de, Türk firmaları ithalat pazarlarına yeniden yönelerek iç yavaşlamaya tepki vermişti. Uluslararası bir fon menajeri de Türkiye’nin iç politik yolsuzluk meselesi sürerken uluslararsı yatırımcıların ülkeye daha fazla nakit yatırımı yapmayabileceğini söyledi. Bu durum, bu sorunlar çözülene kadar Türk lirasının türbülansının devam edebileceği anlamına geliyor.
Uluslararası ekonomistlerse faiz artırma kararının FED’in kararının ardından geldiğini belirterek faiz artırımına rağmen iç ve dış risklerin devam ettiği görüşünü belirtti.