İskoçya Bölgesel Hükümeti Başbakanı Sturgeon, İskoçya’nın başkenti Edinburgh’ta düzenlediği basın toplantısında, İskoçya’nın İngiltere’den ayrılması durumunda olabileceklere dair güncel argümanları özetledi.
Halihazırda İskoç para birimi oluşturmak için bir zaman çizelgesinin belirlenmediğini söyleyen Sturgeon, İngiliz sterlini kullanımının uygun vadede kısa süreceğini ve zamanı geldiğinde kendi para birimlerini kullanıma koyacaklarını açıkladı.
Sturgeon, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bağımsızlık konusunda İskoçya’nın bir İskoç sterlini benimseme politikasına geçmeden önce bir süre İngiliz sterlini kullanmaya devam etmesini öneriyoruz. İskoçya, hala sterlini kullanırken, para politikasının birçok yönü İngiliz Merkez Bankasınca belirlenmeye devam edecek. Bununla birlikte İskoçya’daki parasal ve ekonomik koşulların gözetimi ve finansal istikrardan sorumlu bağımsız bir İskoç Merkez Bankası kurulacak” İskoç lider, bağımsızlığın kazanılmasının ardından Avrupa Birliği’ne (AB) yeniden katılmak için de çalışacaklarının altını çizdi.
İskoçya’nın, İngiltere’den ayrılması durumunda bunun “Birleşik Krallık ve İrlanda’nın geri kalanıyla ortak seyahat alanında kalması” anlamına geleceğini belirten Sturgeon, şu ifadeleri kullandı: “Bu, İngiltere’deki akrabaları ziyaret etmek için herhangi bir pasaport kullanılacağı söylentilerinin tamamen saçmalık olduğu anlamına geliyor. İnsanların adalarımız üzerinde serbest dolaşımı eskisi gibi devam edecek.”
İngiltere Başbakanı Liz Truss hükümetinin vergi indirimleri paketinin piyasalardaki olumsuz etkisini de sert şekilde eleştiren Sturgeon, “Başbakan’ın en ufak bir güvenilirlikten yoksun” olduğu yorumunda bulundu. Sturgeon, İskoçya’nın, Birleşik Krallık içerisinde kalması durumunda “kemer sıkma, düşük büyüme, ücretler ve yaşam standartları”yla karşı karşıya kalacağı değerlendirmesinde bulundu.
Sturgeon, 10 Ekim’de yaptığı açıklamada, İskoçya’nın İngiltere’den bağımsızlığını kazanması için ikinci bir referandumun, Yüksek Mahkemenin lehte karar vermesi halinde 19 Ekim 2023’te yapılabileceğini duyurmuştu.
İngiliz parlamentosundan izin alınmasını zorunlu kılan yasaya karşı mahkemeye başvuran Sturgeon, Yüksek Mahkemenin İskoç parlamentosunun referandum düzenlemeye yönelik yetkisinin olup olmadığını değerlendireceğini aktarmıştı.