Muhafazakârlar, Başbakan’ın acil durum yasa tasarısına karşı oy kullanma tehdidinde bulunurken, bakanlar isyanı bastırmaya çalışıyor. Sızdırılan belgelere göre İçişleri Bakanlığı, göçmenler tarafından yapılan bireysel yasal itirazların yüzde 99,5’inin Rishi Sunak’ın acil durum yasası kapsamında Ruanda’ya sınır dışı edilmelerini engelleyemeyeceğine inanıyor.
Yetkililer tarafından Rishi Sunak’ın acil Ruanda yasasını engelleyen bireysel yasal itirazların riskini değerlendirmek üzere hazırlanan modelleme, tüm taleplerin onda dokuzunun Birleşik Krallık’a varışlarından sonraki on gün içinde temyiz hakkı olmaksızın reddedileceğini öngörüyor. Çünkü bu kişilerin Ruanda’ya gönderilmeleri halinde “ciddi ve geri döndürülemez bir zararla” karşı karşıya kalacaklarına dair kanıt sunmaları gerekecek. Bu kişiler Birleşik Krallık’ta üç haftadan az bir süre geçirdikten yedi gün sonra Ruanda’ya gönderilecek.
Bakanlık, duruşma yapılmasına izin verilen yüzde 10’luk kesimin yüzde 90’ının yasal sürecin ikinci aşamasında eleneceğine inanıyor. İçişleri Bakanlığı’nın modellemesine göre, bir üst mahkeme temyizine gitmesine izin verilen kalan davaların sadece yarısı başarılı olacak ve göçmenin Birleşik Krallık’ta kalmasına yol açacak. Bu, 1,000 göçmenin sınır dışı edilmelerine karşı bireysel yasal itirazda bulunmaları halinde, 900’ünün ilk aşamada reddedileceği ve sadece beş göçmenin sınır dışı edilmelerini engellemeyi başaracağı anlamına geliyor.
Ancak eleştirmenlere göre bireysel itirazlar tasarının zayıf yönlerinden sadece biri; Strazburg’dan gelecek ihtiyati tedbir kararları tehdidi, hükümetin kendi hukuk danışmanının gelecek yıl uçuşların başlamasına izin verme şansının sadece “en iyi ihtimalle yüzde 50” olduğu uyarısında bulunmasına yol açtı.
The Times’a verilen, “Resmi hassas” olarak işaretlenen bireysel taleplere ilişkin modelleme, Rishi Sunak ve bakanları Salı günü Avam Kamarasında tasarının ilk oylaması öncesinde önemli bir kırbaçlama operasyonu başlatırken, önümüzdeki 48 saat içinde hükümet tarafından milletvekillerine dağıtılacak. Bu, aralarında eski başsavcı Sir Geoffrey Cox KC’nin de bulunduğu dört avukatın, Ruanda tasarısını sertleştirmeye yönelik her türlü girişimin tasarının çökmesi riskini doğuracağını belirten bir mektup yayınlaması üzerine geldi. Mektupta, bu tür adımların uluslararası hukuku ihlal edeceğini, Ruanda hükümetinin geri adım atmasına neden olacağını ya da muhtemelen parlamentonun egemenliğine zarar vereceğini belirttiler. Yüksek Mahkeme’nin ilk kez bir parlamento kararını yerel anayasal gerekçelerle iptal etmesi durumunda ikinci durumun ortaya çıkabileceğini söylediler.
Başsavcı Victoria Prentis ya da Adalet Bakanı Alex Chalk, 11 Aralık günü saat 18:00’de merkezci Muhafazakar milletvekillerinden oluşan One Nation grubunun toplantısına hitap ederek tasarıya desteklerini kazanmaya çalışacak. Ancak gruptaki bazı milletvekilleri şimdiden 12 Aralık’ta tasarıya karşı oy kullanacaklarını belirtti.Bu arada partinin sağ kanadında yer alan Muhafazakar Partili onlarca milletvekili, öğlen saatlerinde hukuk uzmanlarından oluşan “yıldızlar odasının” ayrıntılı değerlendirmesini dinledikten sonra tasarıya oy verip vermeyeceklerine karar verecek. Birçoğunun tasarı lehinde oy kullanması ya da tasarıya itiraz etmelerine rağmen çekimser kalmaları bekleniyor çünkü daha sonraki bir aşamada tasarıyı değiştirmeyi umuyorlar.
Acil Ruanda tasarısının görüşüldüğü toplantılarda İçişleri Bakanlığı tarafından bir akış şeması olarak sunulan “Yeni Tasarı için Üst Düzey Süreç” başlıklı belge, Sunak’ın mahkemelerin sınır dışı kararını engelleme ihtimalinin “yok denecek kadar az” olacağı yönündeki iddiasına dayanak teşkil etti. Söz konusu belge ilk olarak o dönemde İçişleri Bakanı olan Suella Braverman tarafından mart ayında Sunak’la yapılan bir toplantıda, Yasadışı Göç Yasa Tasarısı’nda yasal itirazları önlemeye yönelik çalışmaların bir parçası olarak sunulmuş, ancak yetkililer tarafından mevcut Ruanda yasası için yeniden kullanılmıştı. Belge, hükümet tarafından sağcı eleştirmenlerin Ruanda Güvenliği tasarısının göçmenlerin sınır dışı edilmelerini engellemek için son dakika yasal başvurularda bulunmalarını engelleyemeyeceği yönündeki iddialarına karşı kullanılacak.
Geçtiğimiz hafta göçmenlik bakanlığı görevinden ayrılan Robert Jenrick, Sunak’ın göçmenlerin bireysel başvuruda bulunmalarına izin vermeye devam etme kararının Ruanda planını mahkemelerde “tıkayacağı” ve “kendisinin ve benim hedeflediğimiz caydırıcılığı yaratmayacağı” uyarısında bulundu. Muhafazakâr Partili üst düzey bir kaynak belgeyi, Ruanda planını hukuka aykırı bulan Temyiz Mahkemesi ve Yüksek Mahkeme kararlarından önce mart ayında hazırlanan “modası geçmiş ve analitik açıdan kusurlu bir model” olarak değerlendirdi. Yüksek Mahkeme’nin Ruanda’nın sığınmacılar için güvenli olmayan bir ülke olduğu yönündeki kararı nedeniyle “ciddi ve geri döndürülemez zararı” kanıtlama eşiğinin düşürüldüğünü söylediler.
Kaynak şunları kaydetti: “Her mahkeme ve mahkeme heyeti Yüksek Mahkeme’nin kararına bakacak ve bir bireyin neden ciddi ve geri döndürülemez bir zarara uğrayabileceğine ilişkin bir dizi faktörü göz önünde bulunduracaktır. Artık çıta çok daha düşük. No 10 dünyanın değiştiğinin farkında değil ve bu onların temel sorunu. Yeni Ruanda tasarısı için hiçbir zaman modelleme yapılmadı çünkü planlamada başarısız oldular. Bu eski, iyimser model bile iki ay sürebileceğini söylüyor. Bu kadar ciddi olmasaydı gülünç olurdu.”
İçişleri Bakanlığı’nın modellemesi, başbakanın “tekneleri durdurma” vaadini yerine getirebilmesi için tasarının nasıl işlemesi gerektiğini belirlemek üzere yapılan bir iç etki değerlendirmesinin parçası olarak kullanıldı. Politikanın caydırıcı olabilmesi için yüzlerce göçmenin küçük teknelerle geldikten sonraki birkaç gün içinde Ruanda’ya gönderilmesi gerekecek. İçişleri Bakanlığı mevzuatın başarılı olabilmesi için üç test hazırladı; İlk olarak 2024 yılında uçuşların başlaması; ikinci gelecek yıl “yüzlerce” kişinin gönderilmesi ve üçüncü olarak da caydırıcı olabilmesi için göçmenlerin Birleşik Krallık’a geldikten sonra “birkaç gün içinde” gönderilmelerinin sağlanması gerekiyor.
Etki değerlendirmesi üzerinde çalışan bir kaynak şunları söyledi: “Küçük teknelerle gelen bir göçmenin Ruanda’ya uçurulması gibi uzak bir ihtimalden daha fazlası olmalı. Bu politikanın işe yaraması için, karşıya geçmeyi düşünen göçmenlere Ruanda’ya gönderilme ihtimalinizin yüksek olduğu mesajını vermesi gerekiyor.”
Eleştirmenlere göre bireysel zorluklar, acil durum mevzuatının başarısız olmasına yol açabilecek tasarıdaki zayıflık alanlarından yalnızca biri.
Times, Sunak’ın hükümetin uluslararası hukuku ihlal etmeden ihtiyati tedbir kararını görmezden gelip gelemeyeceği konusunda Prentis ile anlaşmazlık içinde olduğunu kaydetti. Ruanda’nın Güvenliği tasarısı, Strazburg’dan gelen ihtiyati tedbir kararlarını görmezden gelme yetkisi veriyor ancak Prentis, bunun İngiltere’nin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi üyeliği kurallarını ihlal edeceği konusunda özel olarak uyardı. Jenrick ve Braverman, bakanların takdir yetkisinin hükümeti, uluslararası hukukla uyumlu kalmak için emri görmezden gelmelerini engelleyen faktörleri göz önünde bulundurmaya zorlayacağını savunarak, tasarının sığınma davalarında Strazburg’dan gelen ihtiyati tedbir kararlarını otomatik olarak göz ardı eden bir madde içermesi için bastırmıştı.
Muhalif sesler
Eski Göçmenlik Bakanı Robert Jenrick, Ruanda’nın Güvenliği tasarısının işe yaramayacağını çünkü göçmenlerin yasal taleplerde bulunarak “programı tıkamalarına” izin vermeye devam edeceğini ve elde etmek için tasarlandığı “caydırıcılığı yaratmayacağını” söylüyor.
Jenrick BBC’ye şunları söyledi: “Bunun için test, içinde bir avuç yasadışı göçmen bulunan bir ya da iki sembolik uçuşu kaldırabilir misiniz değil. ‘Sürdürülebilir ve bu ülkenin sınırlarını gelecek yıllar boyunca koruyacak güçlü bir caydırıcılık yaratabilir misiniz?”
Eski İçişleri Bakanı Suella Braverman Tasarının, bireysel göçmenlerin yasal itirazlarına izin veren 4. maddesinin, sınır dışı uçuşlarının başlamasına “en az altı ay” ekleyeceğine inanıyor.
hukuk uzmanlarından oluşan “yıldızlar odası” üyesi Sir Bill Cash, yasanın “politika hedeflerini karşılamak için yeterince su geçirmez olmadığını” söyledi ve bakanlara Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ihtiyati tedbir kararlarını görmezden gelme yetkisi verme konusunda çok belirsiz olduğunu ekledi. Mevzuatın güçlendirilmesi çağrısında bulundu. Parlamentonun, yanlış anlaşılmayacak açık ve net ifadeler kullanması koşuluyla, uluslararası anlaşmaların hükümlerini geçersiz kılmak üzere yasa çıkarabileceği konusunda ısrar ediyor.
One Nation grubunun önde gelen üyesi Damian Green’e göre ise; “Merkezci milletvekili grubunun üç ana endişesi var. Tasarının, yerel mahkemelerin göçmenlerin Ruanda’ya gönderilmesine karşı ihtiyati tedbir kararı vermesi için son derece yüksek bir çıtaya sahip olduğu konusunda uyarıda bulunuyorlar. Bir diğeri ise tasarının Ruanda’yı “güvenli ülke” olarak ilan etmesi ki bu da emsallere aykırı çünkü mahkemeler daha önce ülkedeki koşulların değişebileceği riski nedeniyle ülkeye özgü mevzuata itiraz etmişti. Ayrıca bakanlara Avrupa mahkemesinin ihtiyati tedbir kararlarını görmezden gelme yetkisi verilmesinin Birleşik Krallık’ın uluslararası hukuk kapsamındaki yükümlülüklerini ihlal edeceğinden korkuyorlar.



ENFIELD
HACKNEY
HARINGEY
ISLINGTON










