Başbakanın, popülerliği Boris Johnson istifa ettiğinde ki kadar değil; Rishi Sunak şu anda Boris Johnson’ın başbakanlıktan istifa ettiği zamanki kadar sevilmiyor.
YouGov’un, Ruanda yasa tasarısının dün geceki kritik oylamasından önce yaptığı ankete göre; halkın yüzde 70’i Sunak hakkında olumsuz görüş bildirirken, olumlu görüş bildirenlerin oranı yüzde 21’de kaldı. Bu da Başbakanın şimdiye kadarki en düşük net teveccüh puanı olan eksi 49’a ulaştığı ve Kasım ayı sonuna göre on puanlık bir düşüş yaşadığı anlamına geliyor. Sunak ayrıca, bir sonraki seçimler öncesinde elinde tutmak istediği 2019 Muhafazakâr seçmenleri arasında da yeni bir düşüşle karşı karşıya kaldı. Bu grubun yüzde 56’sı Başbakana olumsuz bakarken, yüzde 40’ı olumlu bakıyor.
The Times tarafından görülen yeni rakamlar, Sunak’ın genel net olumlu puanının, Johnson’ın görevdeki son aylarında, istifasının hemen ardından eksi 46 olan ve bir ay sonra eksi 53’e düşen puanıyla karşılaştırılabilir olduğu anlamına geliyor. Ancak bu puan Liz Truss’un eksi 70’e düşen puanı kadar düşük değil.
İşçi Partisi lideri Sir Keir Starmer’ın puanı da dokuz puan düşerek eksi 22’ye geriledi, İngilizlerin yüzde 32’si hakkında olumlu görüş bildirirken, yüzde 54’ü olumsuz görüş bildirdi.
Anket, Sunak’ın dün gece Avam Kamarasında Ruanda tasarısı konusunda yenilgiden kurtulmasının ardından yayınlandı. Ancak sağcı milletvekillerinin tasarının sertleştirilmemesi halinde red oyu vereceklerini açıklamaları ve ılımlıların da Sunak’ın uluslararası hukuku ihlal etmeye devam etmesi halinde desteklerini çekeceklerini belirtmelerinin ardından Sunak yeni yılda bir başka hesaplaşmayla karşı karşıya. Milletvekilleri tasarıyı ikinci okumada 269’a karşı 313 oyla onaylayarak hükümete 44’lük bir çoğunluk kazandırdı.
Eski içişleri bakanı Suella Braverman ve tasarının yayınlanmasının ardından geçen hafta istifa eden eski göçmenlik bakanı Robert Jenrick, hükümeti desteklemek üzere üç sıra kamçı yemelerine rağmen Salı günü çekimser oy kullanan yüksek profilli Muhafazakarlar arasındaydı. Onlarca kişi çekimser kalırken, hiçbir Muhafazakâr milletvekili tasarıya karşı oy kullanmadı; eski parti lideri Sir Iain Duncan Smith ve eski işletme bakanı Sir Jacob Rees-Mogg tasarıyı destekleyenler arasında yer aldı.
Sunak, tasarının Avam Kamarası’nda kazanacağı zaferin, göçmen teknelerinin Manş Denizi’ni geçmesini durdurma vaadini yerine getirmesinin önünü açacağını söyledi. Ancak YouGov tarafından yapılan ayrı bir anket, seçmenlerin yalnızca yüzde 1’inin göçmenleri Afrika ülkesine sınır dışı etme planının işe yarayacağını düşündüğünü gösterdi.
İçişleri Bakanı James Cleverly bu sabah Sky News’e verdiği demeçte şunları söyledi: “Onların yanıldığını kanıtlamak isterim. Benim işim bunun zaten işlemekte olan genel planın bir parçası olarak işe yarayacağını göstermek.” Cleverly, hedefin ilkbaharda Ruanda’ya ilk uçağın kalkması olduğunu da sözlerine ekledi ancak uyardı: “Bu tasarıyı Avam Kamarası ve Lordlar Kamarası’ndan geçirmemiz gerekiyor. Bu biraz zaman alacaktır.” İçişleri Bakanı, yasanın gelecek yıl iptal edileceğine inanmadığını söyledi ve Muhafazakârların birçoğunun tasarının işlemesini istemediğini söylemenin “kesinlikle yanlış” olduğunda ısrar etti. Tasarı hakkında endişeleri olan milletvekilleriyle konuşmaya devam edeceğini, ancak tasarıyı ortadan kaldıracak yıkıcı bir değişiklik getirme girişimlerini “savuşturacağını” söyledi.
LBC’ye, “Bu tasarıyı bozmaya yönelik girişimlere karşı her zaman kendimizi savunacağız” diyen Cleverly, programın şimdiye kadarki maliyeti için “özür dilemeyeceğini” de sözlerine ekledi. İçişleri Bakanlığı bugüne kadar Kigali’ye 240 milyon Sterlin ödedi, 2024-25 yıllarında 50 milyon Sterlin daha ödenecek, ancak henüz hiçbir uçuş gerçekleşmedi. Cleverly BBC Radyo 4’e verdiği demeçte “Ülkeyi suçtan korumak hiçbir zaman bedava olmadı” dedi.
Sağ görüştekiler dün gece çekimser kalanların sayısının, Sunak’ın vaatlerini yerine getirmemesi halinde tasarıyı üçüncü okumada yenilgiye uğratacak sayıya sahip olduklarını gösterdiğini söyledi. Ancak partinin merkezindeki One Nation grubunun kıdemli bir üyesi The Times’a yaptığı açıklamada, grubun İşçi Partisi’nin desteğini alabilecek ve tasarıyı ortadan kaldırabilecek yıkıcı bir değişiklik getirmenin yollarını aradığını söyledi. İsyancı bir kaynak şunları söyledi: “Tasarının bir gün daha yaşamasına izin verildi. Ancak değişiklik yapılmazsa önümüzdeki ay öldürülecek. Artık ne yapmak istediğine karar vermek hükümete kalmış durumda.”
Cleverly şöyle dedi: “Birilerinin tasarının istedikleri kadar güçlü olmayabileceğine dair bir endişesi varsa, tasarıyı öldürmek bana bunu yapmanın en iyi yolu gibi gelmiyor, çünkü tasarı kanun kitaplarında yer almazsa başarılı olması mümkün değil. Tasarıyı daha iyi hale getirmek, uluslararası hukuk sınırları içinde ve Ruandalıların birlikte çalışmaktan mutlu olacakları bir durumda tutmak için tasarlanan iyi niyetli değişiklikleri dinlemeye elbette çok istekliyiz.”
Yüksek Mahkeme’nin Ruanda teklifinin yazılı haliyle hukuka aykırı olduğuna hükmetmesinin ardından getirilen acil durum yasası, izinsiz yollardan gelen göçmenlerin Afrika ülkesine sınır dışı edilmelerine yasal olarak itiraz etmelerini önlemek üzere tasarlandı. Ruanda’nın güvenli olmadığı argümanına dayanan yasal itirazları yasaklamaya çalışarak durmuş olan sınır dışı etme planını canlandırmayı amaçlayan tasarı, bakanların İnsan Hakları Yasasını geçersiz kılmasına izin veriyor ancak Muhafazakârların bu politikanın yasalaşması için gerekli olduğunu savunduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini geçersiz kılacak kadar ileri gitmiyor.