Angela Rayner’ın yerine İşçi Partisi başkan yardımcılığı için adı geçen Bridget Phillipson, güçlü işçi sınıfı geçmişi ve kabinedeki rolüyle dikkat çekiyor. Ancak Starmer’a yakınlığı, üyeler nezdinde onu “liderliğin adayı” olarak gösterebilir ve bu durum, liderliği daha rahat eleştirebilecek rakipler karşısında dezavantaj yaratabilir.
Çalışma Sınıfı Köklerden Kabineye
Kuzeydoğu’da tek başına çocuk büyüten bir annenin kızı olarak büyüyen Phillipson, tıpkı Angela Rayner gibi işçi sınıfı köklerinden gelerek siyasette yükseldi. Eğitim Bakanlığı görevine kadar gelen Phillipson, “eşitlik, adalet ve sosyal adalet” değerlerine bağlı kaldığını ve Reform Partisi’ne karşı mücadele edebilecek aday olduğunu vurguluyor.
The Times’ın haberine göre Phillipson ayrıca, İşçi Partisi’nin özel okullara KDV getirme vaadini hayata geçirmiş isim olarak öne çıkıyor. Bu, üyeler için önemli bir siyasi kazanım olarak değerlendiriliyor.
Zorlu Eğitim Bakanlığı Süreci
Buna rağmen Phillipson’un eğitim bakanı olarak karnesi tartışmalı. Ofsted denetimlerinde yapılan reformlar hem sendikaların hem de velilerin tepkisini çekti. Özel eğitim ihtiyaçlarına yönelik kapsamlı değişiklikler ise siyasi açıdan hâlâ tartışmalı bir süreçte ilerliyor.
Eleştirmenler onun asıl görevi olan bakanlık işlerine odaklanması gerektiğini söylese de, Phillipson bu süreçlerin kendisine siyasi dayanıklılık kazandırdığını savunuyor:
“Eğitim sektöründeki güçlü çıkar gruplarına karşı dimdik durdum. Bana karşı ne yapılırsa yapılsın geri adım atmadım. Aynı kararlılığı önümüzdeki tüm mücadelelere de taşıyacağım.”
Parti İçi Dengeler ve Olası Senaryolar
Phillipson’un profili ve Downing Street’in zımni desteği sayesinde 80 milletvekili desteğini alarak adaylık için gerekli eşiği aşması bekleniyor. Ancak bundan sonrası, yarıştaki rakiplerin kim olacağına bağlı.
- Birden fazla Starmer karşıtı aday yarışa girerse, Phillipson bölünmüş oylardan avantajlı çıkabilir.
- Tek bir güçlü muhalif aday çıkarsa, Phillipson’un sadık Starmer çizgisi onu zayıf duruma düşürebilir.
Kâğıt üzerinde ideal aday gibi görünse de, İşçi Partisi içindeki dengeler ve tabanın liderliğe karşı duyduğu memnuniyetsizlik, Phillipson’un önündeki en büyük sınav olacak.