Fakirlere ve gariplere zekâtlarını zamanında verelim

27 Temmuz 2013

Ramazan-ı Şerif Cami İmamı Süleyman Özenoğlu: Fakirin ve fukaranın hakkını bekletmeyiniz, hemen veriniz. Ramazan’ı bekletme, bir sonraki Ramazan’a kadar yaşayacağın belli değil. Özenoğlu, “Cenabı hak, Ümmet-i Muhammed’in Ramazan’ı Şerif ayını mübarek eylesin. Bu ay vasıtasıyla bilinçlerimizde, kalplerimizde, gelişim, dönüşüm, yenileme olmasnı, yenilik­lerin açığa çıkmasını, Kur-an’daki yeni manaları keşfetmeyi nasip eylesin” dedi.
“Midenin tuttuğu bir oruç var bir de kalbin tuttuğu bir oruç var” di­yen Özenoğlu şunları söyledi: “Kalp ikiliğe kaymamalı, devamlı bir ekse­ninde olmalı, iki görmemeli, böyle oruçlar tutabilmeyi hepimize nasip eylesin. Ümmet-i Muhammed’in birli­ğine beraberliğine vesile olsun.” diye konuştu.
“Kur’an Ramazan ayında inmiştir. Ramazan Kur’an ayıdır” diyen Öze­noğlu konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bizler bu ayda Kuran’ı anlayarak manasını düşünerek, Kuran’ı ayet­lerine mukabele ederek okumayı hepimize Cenabı Hak nasip eylesin. Bu bir oruç ayıdır, mübarek bir ay­dır.” Özenoğlu oruç nedir? Sorusuna şöyle açıklık getirdi: “11 ay biz bede­nimize hizmet ediyoruz.
Ama işin kötüsü biz bedenimiz­den ibaret değiliz, bu bedenimiz ge­çici, bir gün bu bedenimizi kaybe­deceğiz, bizim bu bedenimize can veren bir hakikat yönümüz var ve ruhani yönümüz var. Allah’ın isim­lerinden esmasından oluşmuş bir yönümüz var.
Buna bugün kuantum potansiyel de diyorlar. O yönden yaratılmışız. Yani bir ay o yönümüze geçiliyoruz. İç dünyamıza, mağaramıza çekiliyo­ruz, rabbimizin konuğu oluyoruz O’nun saraylarında O’nun manevi nimetleriyle, O’nun esmasıyla, isim­leriyle beslenme, o’nun ayetlerini anlama, kavrama ve yaşama ayıdır bu ay” Süleyman Özenoğlu, “Bu ayda bedeniyetimizi ve egomuzu en alt se­viyeye indirmeye çalışıyoruz. En bü­yük israf beyinde oluyor. Tabakta ye­mek kalıyor ‘israf ettin’ deniliyor. Asıl çok yediğin zaman çok israf, midene çok girdiği zaman israf.
Biz planlı programlı, düzenli, ka­liteli, sağlıklı, dualı yememiz lazım. Bizi yedirenin kim olduğunu bilerek, besmeleyi yaşayarak yememiz lazım. Yemesini de bilmiyoruz.”