Yüksek Mahkeme’de başlayacak dava, 14 üreticiyi kapsayan en büyük toplu tazminat davası olarak görülüyor
İngiltere’de yaklaşık 1,6 milyon sürücü, dizel araçlarda emisyon testlerini manipüle eden yazılımlar kullandıkları iddiasıyla 14 büyük otomobil üreticisine karşı açılan davada tazminat talep ediyor.
Dava, Yüksek Mahkeme’de (High Court) Pazartesi günü görülmeye başlanacak ve başarılı olması durumunda otomotiv sektörüne milyarlarca sterlinlik maliyet doğurabilir.
“Defeat device” sistemiyle test sonuçları manipüle edildi iddiası
Davacılar, üreticilerin 2010 ile 2020 yılları arasında üretilen dizel araçlarda “defeat device” adı verilen yazılımlar kullanarak, araçların laboratuvar testlerinde olduğundan daha az kirletici göründüğünü öne sürüyor.
Normal sürüş koşullarında ise bu araçların çok daha yüksek miktarda azot oksit (NOx) gazı yaydığı belirtiliyor.
Bu dava, 2015’te Volkswagen’in emisyon testlerini manipüle ettiği ortaya çıkan “dieselgate” skandalının İngiltere’deki en büyük yasal uzantısı olarak görülüyor.
Beş büyük üretici öne çıkıyor
Mahkemede öncelikle 20 araç modeli üzerinden inceleme yapılacak. Dava kapsamında beş ana sanık olarak şu üreticiler yer alıyor:
- Mercedes-Benz
- Ford
- Nissan
- Renault
- Peugeot Citroën (Stellantis)
Yargılama süreci 11 hafta sürecek. Mahkemede mühendisler ve yazılım uzmanları, emisyon verilerini ve test yöntemlerini ayrıntılı biçimde analiz edecek.
“Milyarlarca sterlin söz konusu”
Davacılar adına süreci yürüten hukuk bürosu Leigh Day’in kurucu ortağı Martyn Day, davayı “Birleşik Krallık tarihinin en büyük toplu tazminat davası” olarak nitelendirdi:
“Her bir dava birkaç bin sterlin değerinde, ancak toplamda söz konusu meblağ milyarlarca sterlini bulabilir. Otomotiv sektörü zaten zor bir dönemden geçiyor; bu dava, finansal olarak büyük bir sarsıntı yaratabilir.”
Leigh Day, davada 21 farklı hukuk bürosuyla iş birliği yapıyor.
Emisyon hilesinin bedeli: binlerce erken ölüm
Uzmanlara göre, emisyon manipülasyonları sonucu ortaya çıkan fazla azot oksit salımı, 2009–2024 yılları arasında Birleşik Krallık ve AB genelinde 124.000 erken ölüme neden oldu.
Martyn Day, davanın yalnızca maddi değil, etik bir boyut da taşıdığını vurguladı:
“Eğer üreticiler bu davayı kaybederse, Ulaştırma Bakanlığı ciddi bir karar vermek zorunda kalacak: Bu araçları trafikte bırakacak mı, yoksa geri mi çekecek? Her iki durumda da çevresel sonuçlar ağır.”
Ulaştırma Bakanlığı şu anda İngiltere’deki en çok satan otomobil markalarının en az yarısını “defeat device” kullanımına dair inceleme altında tutuyor.
Üreticiler iddiaları reddediyor
Mercedes-Benz açıklamasında, “İddiaların hiçbir temeli olmadığını düşünüyoruz ve tüm hukuki yollardan yararlanarak kendimizi savunacağız.” ifadelerini kullandı.
Renault ise, “Araçlarımızın tüm emisyon standartlarını karşıladığını kesin bir dille belirtiyoruz. Mahkemede kendimizi güçlü biçimde savunacağız.” dedi.
Nissan yaptığı açıklamada:
“Faaliyet gösterdiğimiz tüm pazarlarda mevzuata tam uyum içindeyiz. Emisyon test standartları yıllar içinde gelişti ve bu gelişmeleri destekliyoruz,” ifadelerini kullandı.
Stellantis (Peugeot Citroën) de benzer şekilde, “Tüm araçlarımız yürürlükteki yasal emisyon standartlarına uygundur. İddialar asılsızdır ve güçlü şekilde savunulacaktır.” açıklamasında bulundu.
Ford konuyla ilgili yorum yapmadı.
Karar önümüzdeki yaz bekleniyor
Yargı sürecinin yaklaşık 11 hafta sürmesi, nihai kararın gelecek yaz açıklanması, olası tazminat miktarlarının ise Ekim 2026’da belirlenmesi bekleniyor.
Bu dava, yalnızca otomobil üreticileri için değil, Avrupa genelindeki emisyon politikaları ve çevre düzenlemeleri için de emsal niteliğinde bir karar oluşturabilir.
The Times’ın haberine göre Yüksek Mahkeme’de görülecek “dizel skandalı” davası, otomotiv sektöründe on yıl önce patlak veren emisyon hilesi krizinin yeni bir dönüm noktası olabilir. Dava, hem çevreye verilen zararın hukuki bedelini hem de endüstride şeffaflık ve hesap verebilirlik gerekliliğini yeniden gündeme taşıyor.