Dışişleri Bakanı Sayın Ahmet Davutoğlu 22 Ekim 2013 tarihinde Londra’da Suriye konusunda düzenlenen Bakanlar Toplantısına katıldı. Türkiye’nin yanısıra ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya, Katar, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Ürdün Dışişleri Bakanları ile üst düzey yetkililerin yanısıra bir bölümüne Suriye halkını temsilen Suriye Ulusal Koalisyonu liderliğinin de katıldığı toplantıda, Suriye’deki çatışma ortamına son verilmesine ve Suriye halkının meşru taleplerinin karşılanmasına yönelik uluslararası çabalar ele alındı.
Toplantı bitiminde yayımlanan sonuç bildirgesinde, BM Güvenlik Konseyi’nde Cenevre bildirisinin uygulanması ve Suriye’de acil siyasi geçiş sürecine ihtiyaç olduğu yönündeki 27 Eylül tarihinde varılan anlaşmadan duyulan memnuniyet ifade edildi ve Suriye’de geçici hükümet oluşturulduğunda, ellerinde kan olan Esed ve çalışma arkadaşlarının Suriye’de bir rol üstlenmemesi konusunda mutabık kalındığı belirtildi.
Suriye’deki insani durumdan duyulan endişeye de değinilen sonuç bildirgesinde, BM Güvenlik Konseyi’nin Suriye rejiminin elindeki kimyasal silahların tasfiyesi konusundaki kararının memnuniyetle karşılandığı kaydedildi.
Sonuç bildirgesinde Cenevre-II Konferansının, ordu, güvenlik ve istihbarat servisleri de dahil olmak üzere tüm hükümet kurumlarının kontrolüne sahip, tam yürütme yetkisiyle donatılmış bir geçici hükümetin karşılıklı rızayla kurulmasını ve demokrasiye siyasi geçişin ilkeleri, adımları ve zaman çizelgesi konusunda bir deklarasyonun taraflar tarafından kabul edilmesini amaçlaması gerektiğine işaret edildi.
Toplantı sonrasında basın mensuplarına yaptığı açıklamada Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Londra toplantısının, istenilen sonuçların elde edildiği başarılı bir toplantı olduğunu ifade etti.
Toplantıda Türkiye olarak bundan sonra üç aşamalı bir eylem planı üzerinde çalışılmasını teklif ettiklerini belirten Dışişleri Bakanı Davutoğlu, “Birisi Cenevre Konferansı’na giderken, özellikle Suriye muhalefetiyle birlikte yapılacak çalışmalar; ikincisi Cenevre müzakereleri sürerken yürütülecek ortak faaliyetler; üçüncüsü de Cenevre müzakerelerinin tamamlanıp tam yetkiye sahip bir geçiş hükümetinin kurulmasının ardından bütün siyasi temsilin geçiş hükümetine devredilmesi, Esed ve eli kanlı unsurların sistemin dışında kalması” diye konuştu.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, toplantıya katılan 11 ülkenin, bir yandan Suriye muhalefetiyle görüşmelere devam ederek onların haklı kaygılarını giderecek çabaları
sürdüreceğini, diğer yandan da BM nezdindeki faaliyetlerini devam ettireceğini belirtti.
Toplantı sonuç bildirgesinin 11 ülkenin ortak pozisyonunu yansıttığını, bu ortak tutuma Suriye Ulusal Koalisyonunun destek beyan ettiğini kaydetti.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Suriye Ulusal Koalisyonunun Türkiye’nin de içerisinde olduğu bazı ülkelerin garanti vermesi durumunda Cenevre-II Konferansına katılacaklarını ifade etti.
Toplantının iki aşamalı olduğunu, önce 11 ülkenin dışişleri bakanlarının ekiplerinin bir araya geldiğini ve dün üzerinde çalışılan toplantı bildirgesinin ele alındığını ifade eden Davutoğlu, şöyle konuştu:
“Bu bildirge üzerinde mutabakat sağlandı. Daha sonra bu bildirge çerçevesinde bundan sonra atılacak adımları bugün de ele aldık ve yemekte de Suriye Ulusal Koalisyonu Başkanı Sayın Ahmed el Carba ile bir araya geldik. Gerek bildirgedeki ana unsurları, gerekse bundan sonra atılacak adımları kendileriyle istişare ettik. Çok verimli bir toplantı oldu.
Bildirgede göreceksiniz, Türkiye’nin önem verdiği temel unsurlar yer alıyor. Bir kere Cenevre sürecinin gerçek bir siyasal değişimi öngörmesi, bu çerçevede geçmiş dönemde Suriye halkının kanının eline bulaşmış olanların, Esed ve yakın çevresinin, Suriye’nin geleceğinde yer almaması konusunda çok açık bir ifade söz konusu. Bu, 11 ülkenin Cenevre’ye giderken ortak pozisyonu.”