Biyometrik kitle izleme teknolojilerinin yasaklanması isteniyor

18 Şubat 2021

Avrupalı sivil hak örgütleri çarşamba günü 1 milyon imza toplamak için bir kampanya başlattı. Bu kampanya ile Avrupa Birliği (AB) üzerinde biyometrik kitle izleme teknolojilerinin yasaklanması talep edilecek.

AB yapay zeka alanında konuya ilişkin yasa hazırlığı aşamasında. Yüz tanıma ve benzeri kitle izleme yöntemleri başta Çin olmak üzere tüm dünyada yükselişte. Bu teknolojilerin büyük faydası olduğunu düşünenler kadar kişisel verilerin ve özel hayatın gizliliği gibi alanlarda ciddi zararları olacağını düşünenler de var. Demokratik ve çoğulcu ülkelerde bu teknolojiler bugün için bireylere risk teşkil etmiyor gibi görünse de siyasi alanda yaşanacak keskin bir değişim sonrası muhaliflerin baskılanması, şantaj ve karalama gibi pek çok amaç için kullanılma olasılıkları var.

2021’inin ilk çeyreğinde yapay zeka alanında yasal düzenlemeler getirecek olan AB kurumları bu düzenlemerin içerisine sağlık, enerji ve ulaşım gibi sektörleri de dahil etmeyi planlıyor. Girişimi oluşturan 30 farklı grup ‘Reclaim Your Face’ (RYF-Yüzünü Geri Al) kampanyası altında birleşti. Bu gruplar biyometrik verilerin yarattığı sakıncalara dikkat çekmeye çalışıyor.

AB’de bir konuda 1 milyon imzaya ulaşıldığı takdirde o konu doğrudan Avrupa Parlamentosu ve Komisyonu’nun gündemine alınmak zorunda. RYF yetkilileri şimdiden Avrupa’da bu verilerin sistemsel şekilde suistimal edildiğine dair kanıtlar olduğunu aktarıyor. Kampanya üzerinde çalışan Orsolya Reich şöyle konuştu:

“Bu suistimalleri, yapay zeka çeşitli alanlarda hakkımızda kararlar verirken ve profiller tanımlarken şimdiden görebiliyoruz. Biyometrik kitle gözetimi, daha fazla insandan daha fazla veriyi bu sistemlere aktaracak ve bu uygulamaları daha da yaygın ve zararlı hale getirecektir.”

AB’nin temel haklar gözetmeni kuruluşu olan Viyana merkezli AB Temel Haklar Ajansı, geçtiğimiz yıl yapay zekanın teşkil ettiği riskler konusunda alarm zillerini çalmış ve tüm birlik kurumlarına uyarıda bulunmuştu. Yapay zekanın kullanılmaya başlandığı alanlarda tıbbi tanı ve teşhislerden mikro hedefli reklamlara kadar pek çok alanda verilerin suistimale açık olması söz konusu.