Harekete geçmeyen kurumların yaptırımlarla karşı karşıya kalabileceği uyarısında bulunan Başbakan, kampüsteki Yahudilerin refahı için ek fonlar açıkladı.
Rishi Sunak, üniversite liderlerinin Yahudi öğrencileri kampüslerdeki gözdağı ve tacizden korumak gibi “ahlaki bir görevi” olduğunu söyledi.
The Times’ın haberine göre, Başbakan Perşembe günü No 10’da önde gelen üniversitelerin rektör yardımcılarıyla bir toplantı düzenleyecek ve onları antisemitizme karşı “sıfır tolerans” yaklaşımını benimsemeye çağıracak.
Oxford ve Cambridge de dahil olmak üzere ülkenin dört bir yanındaki öğrenciler, üniversitelerin Gazze’de ki savaşta suç ortağı olduğu iddialarını protesto etmek için kamplar kurdu. Amerika Birleşik Devletleri’nde ki benzer protestolardan esinlenen yaklaşık bir düzine protesto kampı geçtiğimiz iki hafta içinde İngiliz kampüslerinde kuruldu.
Oxford’daki protestolara katılanlardan, “sömürgeleştirilmiş halkların işgale karşı direnme hakkına” atıfta bulunan Filistin yanlısı bir manifestoya imza atmaları istendi.
Hükümetin planlarına göre, kampüste antisemitizme izin veren üniversiteler ilk kez yaptırımla karşı karşıya kalacak. Ayrıca suç teşkil eden herhangi bir eylemde bulunulması halinde polisi aramaları istenecek.
The Times gazetesinde bir yazı kaleme alan Sunak, öğrencilerin Gazze’de yaşanan acılar karşısında duydukları “son derece insani kaygıları” ifade edebilmeleri gerektiğini ancak üniversitelerin, geçmişleri ne olursa olsun her öğrencinin kendini güvende hissetmesini sağlamakla yükümlü olduğunu söyledi.
İfade özgürlüğünün asla taciz, gözdağı ya da şiddetin kışkırtılması için bir bahane olarak kullanılamayacağını savunan Sunak, “Protestocuların saçma sapan taleplerine boyun eğmek ya da onları yatıştırmak söz konusu olamaz. Ülke olarak savunduğumuz şeylere aykırı olan söz ve eylemlere karşı pasif bir hoşgörü de gösteremeyiz. Bizler, ortak değerlerimiz olan nezaket ve saygıyı her zaman koruyacak ve savunacak şefkatli ve hoşgörülü insanlardan oluşan bir ulusuz. Bu da antisemitizme ve aslında her türlü nefret, önyargı veya ayrımcılığa karşı sıfır tolerans anlamına gelmektedir” dedi.
Üniversite liderlerinin öğrencileri güvende tutmak için “kişisel sorumluluk” almaları gerektiğini söyleyen Sunak, Yahudi Öğrenciler Birliği’nin “sadece Yahudi oldukları için hedef alınan, tehdit edilen ve saldırıya uğrayan” insanlarla ilgili açıklamalarının yanı sıra “soykırım sloganları” atan protestoculara ilişkin örneklerin altını çizerek, “Başbakan olarak tüm bunlara cevabım açık ve nettir: bu nefret dolu uygulamaların ülkemizde ve kampüslerimizde yeri yoktur” dedi.
No 10’a çağrılan yöneticiler arasında University College London, King’s College London, Cambridge, Birmingham ve Leeds gibi Russell Group üniversitelerinin yanı sıra Sussex, Goldsmiths ve Northumbria gibi üniversiteler de bulunuyor. Londra Üniversitesi’nin bir parçası olan Goldsmiths, geçen yıl Yahudi bir öğretim görevlisinin beyaz ırkın üstünlüğünü savunduğu iddiasının ardından antisemitizm konusunda kendi soruşturmasını yürüttü.
Bazı üniversitelerin Uluslararası Holokost Anma İttifakı’nın antisemitizm tanımını benimsemekte ayak sürüdüğü düşünülmüş ve 2020 yılında bakanlar bu üniversiteleri bunu yapmamaları halinde fon kesintisi yapmakla tehdit etmişti.
Düzenleyici kurum olan Öğrenci Ofisi, üniversitelerin kayıt koşulları kapsamında, kampüste öğrencilerin “taciz edilmesini” önlemek için sağlam politikalara sahip olmalarını zorunlu kılmayı düşünüyor. Kayıt koşullarını ihlal eden üniversiteler para cezasına çarptırılabilir ve düzenleyicinin endişelerini gidermek için “gerekli önlemleri” almaya zorlanabilir.
Bununla birlikte, Öğrenci Ofisi de kampüste ifade özgürlüğünü sağlamakla görevlendirildi ve geçen yıl ilk ifade özgürlüğü direktörü Arif Ahmed’i atadı. Ahmed, bu yılın başlarında bir blogda şunları söyledi: “İfade özgürlüğü herkes için temel bir haktır… İnsanların tartışmalı konulardaki görüşlerini önemsemiyoruz.”
Yardım kuruluşu olan Community Security Trust, geçtiğimiz yıl mağdurların veya faillerin öğrenci veya akademisyen olduğu ya da öğrenci birlikleri, toplulukları veya diğer temsilci organların dahil olduğu 182 antisemit olay kaydetti. Bu sayı, 2022 yılında kaydedilen 60 olaya kıyasla yüzde 203’lük bir artışa tekabül ederken, olayların 72’si kampüs veya üniversite mülkünde gerçekleşdi.
Eğitim Bakanlığı, Yahudi öğrencilere yönelik sosyal yardım hizmetleri sağlamak üzere 500.000 sterlinlik ek bir fon ayırdığını duyurdu.