İngiltere Merkez Bankası (BoE) yakın zamanda yaptığı bir güncellemede, Birleşik Krallık’taki ipotek sahiplerinin ve işletmelerin yüksek faiz oranlarına rağmen genel olarak iyi idare ettiklerini belirtti.
Bankanın Mali Politika Komitesi üç aylık raporunda sorunlu borç seviyelerinin 2008 mali krizi sonrasına kıyasla önemli ölçüde düşük kaldığını vurguladı.
BoE geçen hafta ana faiz oranını %5.25’te tutarak yaklaşık 16 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Bununla birlikte banka, enflasyonun gelecekte faiz indirimine izin verebilecek bir seviyeye doğru eğilim gösterdiğini de kaydetti.
Finansal piyasalar Haziran ayına kadar potansiyel bir çeyrek puanlık faiz indirimi beklerken, Ağustos ayına kadar da tam bir indirim bekleniyor.
BoE’nin Aralık 2021’de faizleri artırmaya başlamasından bu yana ipotekli konut kredisi kullanan hanelerin yarısından fazlası borç ödemelerinde artış yaşadı.
Mortgage borç servis oranının 2023’ün üçüncü çeyreğinde %7,0’den 2026 sonunda %8,4’e yükseleceği tahmin ediliyor. Bu rakam Aralık ayında yapılan %8,8’lik tahminin hemen altındadır.
Bu artışa rağmen, yaşam giderlerine oranla yüksek borç maliyetine sahip hane halklarının oranının yıl sonunda %1,4’ten %1,6’ya yükselerek çok az bir artış göstereceği tahmin edilmektedir ki bu oran küresel mali krizin ardından görülen %3,4’lük zirvenin hala oldukça altındadır.
BoE ayrıca 30 yıllık ipotek vadelerinde de artan bir eğilim gözlemlemiş olup, bu vadeler artık tüm yeni ipoteklerin neredeyse yarısını oluşturmaktadır.
Bazı çok düşük gelirli haneler gıda gibi temel ihtiyaçlar konusunda zorluklarla karşılaşıyor, ancak bu sorunlar finansal istikrar için daha geniş bir risk oluşturmuyor gibi görünüyor.
Birleşik Krallık ekonomisi 2023’ün ikinci yarısında sığ bir durgunluk yaşamıştır ancak 2024’te beklenen mütevazı bir genişleme ile büyümeye geri dönme işaretleri göstermiştir. İngiltere ve Galler’deki kurumsal iflaslar geçen yıla göre %17 artmıştır ve COVID-19 pandemisinden önceki dört yıl öncesine göre %50 daha yüksektir.
BoE, bu zayıflığın ağırlıklı olarak çok küçük işletmeler arasında olduğunu, ancak genel olarak şirketlerin yüksek faiz oranları ve zayıf büyüme kombinasyonuna karşı genel olarak dirençli kaldığını belirtti.