Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un uyarıları yeniden gündemde: İngiltere’de yasa dışı göçmenlerin çalışmasının önlenememesi, Manş üzerinden küçük botlarla yapılan geçişleri teşvik eden başlıca nedenlerden biri olarak gösteriliyor. Her ne kadar İngiltere’nin resmi kuralları sıkı görünse de, uygulamadaki açıklar ve büyüyen kayıt dışı ekonomi göçmenler için çalışmayı mümkün kılıyor.
İngiltere’nin Kuralları Sert Ama Denetim Zayıf
İngiltere’de sığınmacılar ilk 12 ay boyunca çalışma hakkına sahip değil. 12 aydan sonra ise sadece personel açığı olan sınırlı sektörlerde çalışabiliyorlar. Fransa’da ise bu yasak yalnızca altı ay sürüyor.
The Times’ta yer alan habere göre, 2008 yılından bu yana İngiltere’de tüm işverenlerin işe aldıkları kişilerin çalışma belgelerini kontrol etmesi zorunlu. Bu kontrolleri yapmayan işverenler çalışan başına 60.000 sterline kadar para cezası alabiliyor. Bu ceza, geçen yıl üç katına çıkarılmıştı.
Ancak uygulamada önemli bir boşluk var: Bu kontroller yalnızca “çalışan” statüsündeki kişiler için geçerli. Kendi hesabına çalışanlar veya taşeronlar için herhangi bir kontrol zorunluluğu bulunmuyor. Bu durum, özellikle büyüyen “gig economy” (platform bazlı esnek çalışma ekonomisi) içerisinde yasa dışı çalışmanın önünü açıyor.
Gig Economy: Denetimsiz Büyüyen Bir Alan
Vergi Dairesi’ne (HMRC) göre gig economy, İngiltere’de çalışan nüfusun %5’ini, yani yaklaşık 1.6 milyon kişiyi kapsıyor. Bu sektörde çalışanlar genellikle bireysel girişimci olarak gösteriliyor ve böylece işverenler çalışma izni kontrolünden muaf kalıyor.
İçişleri Bakanlığı, bu durumu “yasa dışı çalışmanın yeni riskleri” olarak tanımlıyor. İnşaatta taşeronluk, bakımevlerinde ve otellerde ise aracı şirketler aracılığıyla benzer sistemler kullanılıyor.
Bakanlık, bu tür şirketleri de kapsayacak şekilde kontrol sistemini genişletmeyi planlıyor. Ancak bu değişikliklerin yürürlüğe girmesi kamu danışma sürecine bağlı olduğundan, yıl sonuna kadar gecikebilir.
Teslimat Şirketlerinde Yasa Dışı Çalışma Skandalı
Yasa dışı çalışmanın en çok tartışıldığı alanlardan biri yemek teslimat hizmetleri. Gölge İçişleri Bakanı Chris Philp, Heathrow çevresindeki otellerde kalan sığınmacıların Uber Eats, Deliveroo ve Just Eat gibi platformlarda yasa dışı şekilde çalıştığını gösteren bir video yayımladı.
Bunun üzerine bu şirketler, yüz tanıma teknolojisine dayalı kimlik doğrulama sistemlerini artırma sözü verdi. Çünkü bu platformlar, görevleri “yedek sürücülere” devretmeye izin veriyor ve bu da yasa dışı çalışanların sistemi atlamasını kolaylaştırıyor.
Hükümetten Sert Önlemler Yolda
İçişleri Bakanlığı, yasa dışı çalışan sığınmacıların konaklama ve destek ödemelerinin kesilebileceğini duyurdu. Ayrıca, teslimat işlerinde çalışan sığınmacılara yönelik ülke çapında denetim kampanyası başlatıldı.
Fransa ise İngiltere’nin önlem aldığını kabul etmekle birlikte, uygulamadaki zafiyetleri eleştiriyor. Fransız yetkililer, rastgele kontrollerle sokaklarda kimlik denetimleri yapıyor ve sosyal güvenlik kaydı olmayan çalışanlara ağır cezalar uyguluyor. Bu uygulamalar, yasa dışı çalışmayı ciddi bir suç olarak tanımlayan Fransa’da caydırıcılığı yüksek hale getiriyor.
İngiltere Dijital Kimlik Sistemine Mi Geçiyor?
Fransız siyasetçilerin uzun süredir talep ettiği bir başka reform ise kimlik kartı zorunluluğu. Fransa’da kimlik taşımak mecburi olmasa da, herhangi bir anda kimliği ispatlayacak bir belge (ehliyet, pasaport veya kimlik kartı) sunmak gerekiyor.
İngiltere’de ise böyle bir sistem bulunmuyor. Ancak geçen ay Downing Street’teki yetkililerin, tüm yetişkinler için dijital kimlik kartı uygulamasını değerlendirdiği ortaya çıktı. Bu plan “Big Brother” tartışmalarını alevlendirse de, Fransa ile ilişkilerde önemli bir koz olarak görülüyor.



ENFIELD
HACKNEY
HARINGEY
ISLINGTON











