Reform Partisi, 1997’den bu yana yürürlükte olan ekonomik sistemde köklü değişiklikler öneriyor.
Reform UK, İngiltere’nin son 30 yıldaki en büyük ekonomik politika değişimlerinden birinin kapısını araladı. Partinin Genel Başkan Yardımcısı Richard Tice, İngiltere Merkez Bankası’nın (BoE) hükümetten bağımsızlığının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini savundu.
Tice, The Times’a verdiği röportajda, hükümetin para politikası üzerinde daha fazla denetim yetkisi olması gerektiğini belirtti. Buna, BoE’nin faiz oranlarını belirleyen Para Politikası Komitesi’ne (MPC) bakanlık temsilcilerinin atanması da dahil.
Reform’un Boston & Skegness Milletvekili olan Tice, Merkez Bankası’nın ticari bankalardan aldığı 700 milyar sterlinlik rezervlere yüzde 4,25 oranında faiz ödemeye devam etmesini sert bir dille eleştirdi. Bu uygulamanın “City of London’daki kurumları zenginleştirdiğini” ve “her şeyin tartışmaya açık olması gerektiğini” söyledi.
Tice ayrıca, Banka’ya büyümeyi destekleme sorumluluğu verilmesini de gündeme getirdi. Şu anda yalnızca enflasyon ve finansal istikrarla sınırlı olan görev tanımına bu hedefin de eklenmesini önerdi.
Reform lideri Nigel Farage’ın da, BoE’ye yönelik denetimin yetersiz olduğu yönündeki görüşü desteklediği biliniyor. Tice, Banka Başkanı Andrew Bailey’e yazdığı mektupta kamu kaynaklarının israf edildiğini iddia etti. Ancak, BoE bu talepleri ve görüşme çağrısını yanıtsız bıraktı.
Geçtiğimiz hafta BoE’nin üst düzey yöneticilerinden Victoria Saporta, Reform’un rezerv faizi ödeme planını sonlandırma önerisinin piyasada ciddi dalgalanmalara neden olabileceği uyarısında bulunmuştu.
Ancak, eski başbakan Gordon Brown ve iki eski BoE başkan yardımcısı — Sir Paul Tucker ve Sir Charlie Bean — da bu ödemelerin azaltılmasını savunuyor.
Tice ayrıca, Banka’nın Truss dönemindeki “mini bütçe” krizinde finansal istikrarı sağlama görevini yerine getiremediğini savunarak, hükümetin MPC içinde bir ya da iki sandalyeyle temsil edilmesi gerektiğini öne sürdü.
Bu öneriler, BoE’nin 1997’de Brown tarafından bağımsızlığa kavuşturulmasından bu yana en ciddi siyasi müdahale çağrısı olarak değerlendiriliyor. Blue Labour üyeleri ve bazı muhalefet milletvekilleri de benzer şekilde Merkez Bankası’nın bağımsızlığını sorguluyor.
Pendle & Clitheroe Milletvekili Jonathan Hinder, “Para politikasının seçilmemiş bir kurul tarafından yürütülmesi, hükümetin ekonomiyi yönettiği iddiasını zayıflatıyor,” diyerek Reform’un çıkışına destek verdi.
1997’deki kararla siyasi müdahalelerden arındırılmış bir faiz politikası hedeflenmişti. Ancak günümüzde Reform, düşük büyüme ve artan maliyetler karşısında Merkez Bankası’nın rolünün yeniden şekillendirilmesi gerektiğini savunuyor.