Devlet yardımıyla okul yemeği alma hakkına sahip 1,2 milyon beyaz Britanyalı öğrenci, hükümet verilerine göre İngiltere’de en düşük başarıya sahip etnik grubu oluşturuyor. Eğitim Bakanı Bridget Phillipson, beyaz işçi sınıfı çocuklarının eğitim sistemi tarafından “geride bırakıldığını” ve eğitimde kaliteyi artırma çabalarının merkezine alınmaları gerektiğini söyledi.
Phillipson, bu öğrencilerin birçoğunun, beyaz işçi sınıfı çocuklar arasındaki kötüleşen eğitim standartlarını görmezden gelen siyasetçiler tarafından “ihanete uğradığını” belirtti.
Hükümetin analizine göre, öğrencilerinin yüzde 20’sinden fazlası beyaz Britanyalı ve dezavantajlı olan 1.228 okuldan yalnızca 21’i bu grup için olumlu bir Progress 8 (ilerleme) puanına sahip. Bu puan, ilkokul ile GCSE sınavları arasında ortalamanın üzerinde bir gelişim gösterildiğini ifade ediyor. Ancak bu okullardan hiçbiri 0.5’in üzerinde bir puan alamadı. Öte yandan, bu okulların 1.061’inde Progress 8 puanı -0.5’in altındaydı; bu da dezavantajlı beyaz Britanyalı öğrencilerin bu okullarda ortalamanın çok altında performans gösterdiği anlamına geliyor.
Ücretsiz okul yemeği alma hakkına sahip 1,2 milyon beyaz Britanyalı öğrenci, ülkedeki en düşük başarıya sahip etnik grup olup, tüm yardıma uygun öğrencilerin neredeyse yüzde 60’ını oluşturuyor ve GCSE sınavlarında en kötü sonuçlara sahip olanlar arasında yer alıyor. Geçen yıl, bu öğrencilerin yalnızca yüzde 18.6’sı İngilizce ve matematikte 5 veya üzeri not alabildi. Bu oran, ulusal ortalama olan yüzde 45.9’un oldukça altında. Bu öğrenciler, her derste akranlarından ortalama bir buçuk not daha düşük puan aldı. Pandemi sonrası, dezavantajlı beyaz kız öğrencilerdeki başarı düşüşü, dezavantajlı olmayan akranlarına göre iki kat fazla olurken, herhangi bir demografide ki en büyük düşüş.
Aynı zamanda, İngiltere’de beş ila 16 yaş arasındaki her on öğrenciden dördü, hayatlarının bir döneminde özel eğitim ihtiyacı veya engeli (SEND) tanısı alıyor ve bu da onları devlet okul sistemindeki en dezavantajlı gruplardan biri yapıyor.
Phillipson şöyle dedi:
“Veriler çok net bir tablo ortaya koyuyor. Devamsızlık, başarı ve yaşam şansları açısından, beyaz işçi sınıfı çocukları ile özel eğitim ihtiyacı olan çocuklar son derece kötü durumda. Açıkçası bu çocuklar ihanete uğradı, toplumun dikiz aynasında geride bırakıldılar. Çok sayıda siyasetçi bu çocukların çıkarlarını göz ardı etti.”
Phillipson, bu konuda bağımsız bir soruşturma başlatıldığını açıkladı ve şunları ekledi:
“Bu skandalın üstüne gitmeleri için yetkililere talimat verdim. Beyaz işçi sınıfı çocuklar için bu sorunu çözmüş olan az sayıdaki okulda nelerin işe yaradığını yakından inceleyeceğiz. Ebeveynlere mesajım şu: Her çocuğun, her sınıfta ihtiyaç duyduğu desteği alacağı ve hayatında başarılı olma şansı yakalayacağı bir okul sistemi kuracağız.”
The Times’ta yer alan habere göre, başarı eşitsizliği, hem evde hem de sınıfta etkili olan karmaşık etkenlerin sonucunda şekilleniyor ve pandemi ile yaşam maliyeti krizi bu durumu daha da derinleştirdi. Bölgesel farklar ciddi düzeyde; örneğin, dezavantajlı öğrenciler Londra’da, ülkenin diğer bölgelerindeki akranlarına göre daha iyi sonuçlar alıyor.
Sutton Trust sosyal hareketlilik vakfının CEO’su Nick Harrison, şunları söyledi:
“Başarı farkının büyümesine ne yapılabileceğini hükümetin ciddi şekilde ele alması sevindirici. Bu fark, ülkemizde fırsat eşitliği için adeta bir saatli bomba. Beyaz işçi sınıfı erkek çocukları okulda ve yükseköğretimde özellikle zorlanıyor; bu nedenle bu grubun hedef alınması yerinde. Ancak bu yaklaşım, geri kalan ve geride kalan diğer grupları da kapsayan bütüncül bir stratejinin parçası olmalı.”
Fonlama konusu da önemli bir sorun. Birçok okul, dezavantajlı öğrenciler için ayrılan fonları temel masrafları karşılamak için kullanmak zorunda kalıyor.
Harrison sözlerine şöyle devam etti:
“Ulusal fonlama formülünün daha yoksul bölgelere doğru yeniden dengelenmesini ve bu amaçla öğrenci başına ek destek fonunun artırılmasını talep ediyoruz. Kaliteli öğretim, özellikle dezavantajlı geçmişe sahip öğrenciler için öğrenmeyi artırmanın en etkili yoludur. Öğretmenlerin daha yoksul bölgelerde görev yapmasını teşvik eden uygulamalar yaygınlaştırılmalıdır. Eğer hükümet gerçekten fırsatlara erişim engellerini kaldırmak istiyorsa, İngiltere’nin ‘geride bırakılmış’ bölgelerinde eğitim yatırımlarını ciddi şekilde artırması gerekir.”
Phillipson, eğitim sektörünün yürüteceği bu soruşturmanın sonuçlarını ulusal stratejiye yön verecek şekilde kullanacaklarını söyledi.
Şu ana kadar soruşturma panelinde yalnızca hükümetin okul standartları danışmanı Sir Kevan Collins’in yer alacağı doğrulandı. Eski Eğitim Bakanı Lord Blunkett’in de bu sürece dahil olabileceği konuşuluyor.



ENFIELD
HACKNEY
HARINGEY
ISLINGTON











