İngiltere 12 Aralık’ta düzenlenecek, Brexit krizinin damgasını vurduğu erken genel seçime hazırlanıyor. Partiler Brexit politikalarına bağlı olarak taktik iş birliklerine gidiyor. Johnson, parlamentodaki dengeleri değiştirmedikçe Brexit krizine çözüm getirilemeyeceğinin netleşmesi üzerine, ülkeyi erken seçime götürme kararı aldı.
Johnson liderliğindeki Muhafazakar Parti parlamentoda çoğunluğu elde ederek AB ile varılan son Brexit anlaşmasını onaylatmak ve ülkeyi yeni Brexit tarihi olarak belirlenen 31 Ocak’ta AB’den ayırmak istiyor. Johnson’un yanı sıra 2016’daki Brexit referandumunda AB üyeliği karşıtı cephenin lider figürlerinden olan, aşırı sağ siyasetçi Nigel Farage’ın bu yıl başında kurduğu Brexit Partisi de seçimin kilit aktörleri arasında yer alıyor.
AB’den anlaşmasız ayrılığı savunan Brexit Partisi, AB karşıtı oyların bölünmemesi için Muhafazakar Partinin son seçimde galip geldiği 317 seçim bölgesinde aday göstermeme kararı aldı, ana muhalefetteki İşçi Partisinin tabanında Brexit yanlısı seçmenin yoğun olduğu bölgelerde ise güçlü adaylarla sert bir mücadele vereceğini ilan etti.
İşçi Partisinin ikilemi
Jeremy Corbyn liderliğindeki İşçi Partisi, Brexit konusunda içinde bulunduğu ikilemden kurtulabilmiş değil. Partinin kalesi niteliğindeki sanayi bölgelerinde seçmen eğilimi Brexit’ten yanayken, Londra gibi kentlerde ve genç seçmenler arasında AB üyeliğinden yana olanlar çoğunlukta bulunuyor. Corbyn bu açmazı aşabilmek için iktidara gelmesi halinde AB ile 3 ay içinde yeni bir Brexit anlaşması müzakere etmeyi ve bunu AB üyeliğinin devamı seçeneğinin de yer alacağı yeni bir referanduma sunmayı vadediyor. Ancak kimseyi tam olarak memnun etmeyen bu formül, Corbyn’i seçim kampanyasında Brexit başlığını geri plana itmeye zorluyor. İşçi Partisi lideri bunun yerine radikal ekonomik ve sosyal vaatlerden oluşan bir seçim paketini öne çıkarıyor.
Brexit’i iptal edecek parti
Brexit konusunda en net tutuma sahip partilerden biri olan Liberal Demokrat Parti, iktidara gelmesi halinde Brexit’i iptal etmeyi ve AB üyeliğini sürdürmeyi vadediyor ve özellikle Brexit ikilemini aşamayan İşçi Partisi oylarını çekmeyi hedefliyor.Liberal Demokratlar Brexit karşıtı Galler partisi Plaid Cymru ve Yeşil Parti ile bu amaca yönelik olarak taktik iş birliği kararı aldı.
İskoç Ulusal Partisi (SNP) de Brexit’e karşı net bir tutum almış bulunuyor. Brexit için yeni referandumdan yana olan parti, ülkenin AB’den ayrılması durumunda İskoçya’da da yeni bir bağımsızlık referandumuna hazırlanıyor.
İskoçya’da 2014’te yapılan bağımsızlık referandumunda, İngiltere merkezi hükümeti, bağımsızlığı seçmesi halinde İskoçya’nın AB’den de ayrılmış olacağı tezini savunarak seçmenin İngiltere ile birliğin devamında yana oy kullanmaya ikna etmişti. İskoçya’daki ulusalcılar da şimdi İngiltere’nin AB’den ayrılması durumunda kendilerini de AB’nin dışına sürüklemesine izin vermeyeceklerini ilan etmiş bulunuyor. 2016’da yapılan AB referandumunda İskoçya’daki seçmenin yüzde 62’si AB üyeliğinin devamı için oy vermişti.
Kuzey İrlanda kilidi
Kuzey İrlanda’da en büyük iki parti durumunda olan ayrılıkçı Sinn Fein ile İngiltere ile Birlik yanlısı Demokratik Birlik Partisi (DUP) de Brexit konusunda taban tabana zıt görüşleri savunuyor. İrlanda Cumhuriyeti ile birleşmeyi savunan Sinn Fein “Brexit karşıtı” cephede, DUP “katı Brexitçi” bir çizgide yer alıyor.
Kuzey İrlanda sorunu aslında bütün Brexit sürecini de krize dönüştüren etken oldu. Sorun, İngiltere’nin AB ile vardığı son Brexit anlaşmasında da varlığını sürdürüyor. Eski anlaşmada Kuzey İrlanda için konulan “tedbir maddesi” İngiltere’yi belirsiz bir süre için söz hakkı olmayan fiili AB üyesi tutacağı gerekçesiyle tepki çekmişti. Yeni anlaşmaya göre, sadece Kuzey İrlanda özel bir düzenleme çerçevesinde fiili olarak AB ortak pazarının ve Gümrük Birliği’nin parçası olarak kalacak ancak şimdi de bunun İngiltere’yi fiilen böleceği endişesi bulunuyor.