Sınır ve göçmenlik başmüfettişi David Neal , Londra City havaalanına gelen yüksek riskli yolcuların yüzde 100’ü yerine yüzde 20’sinin kontrol edildiğini söyledi.
Sınır ve göçmenlik başmüfettişine göre, İngiltere’ye özel jetlerle gelen ve “yüksek riskli” olarak sınıflandırılan yolcuların güvenlik kontrolleri yapılmadan ülkeye girişlerine izin veriliyor.
London City havaalanındaki güvenlik kontrollerinde tehlikeli hatalar tespit ettiğini söyleyen David Neal, İçişleri Bakanlığı tarafından sağlanan verilerin, Sınır Kuvvetlerinin geçen yıl havaalanına yüzlerce özel ve kiralık uçakla inen yolcuların pasaportlarını kontrol etmediğini gösterdiğini ekledi.
The Times Gazetesi’nde yer alan haberde, “genel havacılık” olarak bilinen bu uçuşlarda, Sınır Gücü memurlarının “yüksek riskli” olarak sınıflandırdıkları uçuşlarda ki yolcuların yüzde 100’ünü kontrol etmeleri gerektiği kaydedildi.
Neal, Daily Mail’e verdiği demeçte, geçen yıl sınır bekçileri tarafından yapılan rutin bir denetim sırasında uçuşların sadece yüzde 21’inin Londra City havaalanındaki göçmenlik memurları tarafından denetlendiğini söyledi.
İçişleri Bakanlığı, Neal tarafından ileri sürülen iddiaları “kategorik olarak reddetti” ve havaalanındaki verilerin kaydedilmesinde bir sorun olduğunu bildirdi.
İçişleri Bakanı James Cleverly‘ye yakın bir kaynak, Neal’ı “kendisine yanlış olduğu söylenen bilgileri paylaşmayı tercih ettiği” için eleştirdi.
Times’ın haberine göre, Neal, geçen yıl 1.305 “genel havacılık” uçuşundan 687’sinin “yüksek riskli” olarak sınıflandırıldığını söyledi. Bunlardan sadece 144’ü Sınır Gücü tarafından kontrol edildi ve 543 uçuş yolcuların hiçbir pasaport kontrolüne tabi tutulmadan iniş yaptı, bu da haftada yaklaşık on uçuşa denk geliyor. Neal tarafından aktarılan rakamlar kendisine geçen ay Sınır Gücü tarafından sağlandı.
Ancak İçişleri Bakanlığı, London City’deki veri kayıt sorununun çok sayıda uçuşun düşük riskli olduğu halde yüksek riskli olarak sınıflandırılmasına yol açtığını bildirdi.
İçişleri Bakanlığı, Neal’ın geçen hafta sunduğu raporun rutin doğruluk kontrolü sırasında sorunlardan haberdar olduğunu kaydetti. Bir sözcü şunları söyledi: “İçişleri Bakanlığı, David Neal’ın bu iddialarını kategorik olarak reddetmektedir. Neal’ın, London City havaalanındaki genel havacılık sınır kontrollerine ilişkin raporu geçen hafta sunulmuş ve standart uygulama olarak doğruluk kontrolünden geçmiştir. Neal’ı London City havalimanındaki verilerin kaydedilmesiyle ilgili spesifik bir sorundan haberdar ettik; bu yüksek riskli olarak kaydedilen uçuşların büyük bir kısmının düşük riskli olarak yeniden sınıflandırılması gerektiği anlamına geliyordu. Neal’ın yanıltıcı verileri kamuoyuna sunmayı tercih etmesi hayal kırıklığı yaratmıştır. İçişleri Bakanlığı’nın önceliği güvenli ve emniyetli bir sınır sağlamaktır ve bu konuda asla taviz vermeyecektir.”
Times gazetesi bu hafta Neal’ın bağımsız sınır ve göç başmüfettişliği görevinin 21 Mart’ta sona ermesinin ardından altı ila dokuz ay süreyle boş kalacağını duyurdu. Downing Street’in, Neal’ın yeniden atanmasını engellemesi, seleflerinin hepsinin üçer yıllık iki dönem görev yapmasına izin verildiği için alışılmadık bir hareketti.
Neal’a göreve yeniden başvurma şansı verildiğini ancak bilgiyi sızdırma kararını eleştiren Cleverly’ye yakın bir kaynak şunları söyledi: “Kısa bir süre önce yeni İçişleri Bakanlığı ekibiyle tanışan ve görev süresinin dolmak üzere olduğunu bilen Neal’ın, yetkililer tarafından kendisine açık ve şeffaf bir süreçle gelecekte bu görevi yapmak üzere yeniden başvurabileceği söylendikten sonra bunu yapması büyük hayal kırıklığı yaratmıştır. Kendisine yanlış olduğu söylenen bilgileri paylaşmak yerine neden bunu paylaşmayı tercih ettiği büyük bir utançtır ancak bu onun bileceği bir iştir.”