Yetkililer, yeni planın açık deniz müdahalelerini içereceğini söyledi; STK’lar hayatları riske atacağını savunuyor.
Fransız hükümeti, sığınmacı taşıyan küçük botları denizdeyken bile durdurmayı planlıyor. İngiltere İçişleri Bakanlığı’ndan bir kaynağa göre, bu hafta Fransız yetkililer, plajlara yakın sularda ve iç su yollarında müdahale planları hazırlamayı kabul etti.
İçişleri Bakanlığı yetkilisi, planın kanallardan Fransız plajlarına “taksi” görevi gören botlarla mücadele amacı taşıdığını söyledi:
“Fransızlar bu hafta, iç kesimlerden ve plajlara yakın bölgelerden hareket eden bu taksi botlarını durduracaklarını bildirdi.”
İngiltere’de göç konusu, Keir Starmer liderliğindeki İşçi Partisi’nin Reform UK lideri Nigel Farage’ın artan desteğiyle karşı karşıya olduğu bir dönemde, seçimler açısından giderek daha kritik hale geliyor. İçişleri Bakanı Yvette Cooper, Fransızların denizdeki botlara yeterince hızlı müdahale etmediği konusunda endişelerini dile getirdi. Cumartesi günü 1.195 kişi 19 küçük botla İngiltere’ye ulaşarak, bu yılki toplamı 14.812’ye çıkardı; bu şimdiye kadarki en yüksek sayı.
Fransız yetkililerin o gün sadece 200 kişiyi durdurabildiği iddia edilirken, İngiliz kaynaklara göre Fransız yetkililer yaklaşık 500 kişiyi botlara binmeden engelledi. Ancak kıyıdaki jandarmaların, denize koşup botlara binen insanlara müdahale etmediği anlar kameraya yansıdı.
Mevcut kurallar, Fransız polisinin denizde yalnızca tehlikede olan yolcuları kurtarmak için müdahale etmesine izin veriyor. Yani botlar kıyıdan ayrılmadan önce durdurulabiliyor; ama denize açıldıktan sonra müdahale sınırlandırılıyor.
Fransa İçişleri Bakanı Bruno Retailleau, Şubat ayında bu kuralların değiştirilmesini istemişti. “Bu göçmenleri almak için gelen botlara müdahale edebilmek için düzenimizi gözden geçirmeliyiz” demişti. 300 metreye kadar olan sularda müdahale planları gündeme gelmişti.
Ancak Fransız gazetesi Le Marin, bu düzenlemelere yerel polislerin karşı çıktığını yazdı. Diğer gazete Le Figaro ise, bakanlık yetkililerinin “suya ayak” (pieds dans l’eau) adını verdikleri bu yönerge üzerinde çalıştıklarını aktardı.
Yvette Cooper, Fransız sınır polisinin sadece plajlarda değil, nehirler ve iç sulardan plajlara gelen taksi botlarına da müdahale etmesi gerektiğini söyledi. Yaz aylarında beklenen sıcak hava dalgalarıyla birlikte, daha fazla kişinin tehlikeli yolculuğa çıkmasından endişe ediliyor.
İnsan kaçakçıları, kuralları delmek için sığınmacıları kanallardan gelen botlara bindirmek üzere Manş Denizi’nde bel hizasına kadar yürütüyor.
Çarşamba günü, Fransız hükümet kaynakları Telegraph gazetesine, göç politikalarından sorumlu bakanların denizde müdahale planlarına yasal çerçevede yeşil ışık yaktığını söyledi.
Fransa’nın önümüzdeki haftalarda bu yeni planları resmen açıklaması bekleniyor.
Bu arada Yvette Cooper, güvenli sayılan ülkelerden gelen sığınmacıların hızla sınır dışı edilmesini sağlayacak yeni bir yasa hazırlığında.
İçişleri Bakanlığı’nın analizine göre, bu yıl küçük botlarla gelenlerin rekor sayılara ulaşmasında hava koşullarının elverişli olması ve botlara daha fazla kişi bindirilmesi etkili oldu. Bu yılın ilk dört ayında, denizin sakin olduğu ve geçişlerin daha olası olduğu “kırmızı gün” sayısı, 2024’ün aynı dönemine göre iki katına çıktı.
Nisan ayına kadarki 12 aylık dönemde, botların %47’sinde 60 veya daha fazla kişi bulunurken, bu oran 2022’de yalnızca %2 idi.
Ancak Oxford Üniversitesi Göç Gözlemevi, hava durumunun uzun vadede etkili olduğuna dair bir kanıt olmadığını belirterek bu analize itiraz etti.
2021’de dönemin İçişleri Bakanı Priti Patel, Fransız yetkililerle birlikte denizde müdahale planları hazırlamak istemişti, ancak Fransa, deniz hukuku ile bağdaşmayan uygulamalara karşı çıktığı için planlar rafa kaldırılmıştı.
Care4Calais yardım kuruluşunun CEO’su Steve Smith, yeni planların denizde daha fazla can kaybına neden olacağı uyarısında bulundu:
“Geçen yıl sınırımızda rekor sayıda mülteci hayatını kaybetti ve siyasi liderlerimiz hâlâ güvenli sığınma yolları oluşturmak yerine daha fazla ölüme neden olabilecek adımlar atıyor.
Denizde müdahaleler, önceki hükümetin başarısız ‘geri itme’ politikaları gibi uygulanmamıştı çünkü hem yasadışı olma ihtimali var hem de hayatları tehlikeye atıyor. Bu da diğer caydırıcı yöntemler gibi başarısız olacak ama yolda canlara mal olacak.”