Dünyanın en eski yeraltı ulaşım sistemi olarak bilinen Londra metrosunun kullanıma açılmasından bu yana tam 160 yıl geçti.
400 kilometreyi aşan uzunluğu, 272 istasyonu ve 11 hattıyla günde ortalama 5 milyon yolcuya hizmet veren Londra metrosu, dünyanın en büyük metroları arasında yer alıyor.
Dünyanın ilk yeraltı ulaşım sistemi olarak bilinen Londra metrosu yer üstündeki trafik sıkışıklığını azaltmak amacıyla 1863’te kullanıma açıldı.
Kuşkusuz 160 yıl önce yerin altından tüneller kazıp buraya raylar döşemek ve burada düzenli olarak buharlı trenlere sefer yaptırmak insanlık için çok yeni bir olguydu.
Bu yüzden metro ilk hizmete girdiğinde büyük bir merak ve ilgiyle karşılandı. Londra metrosunu geliştirme çabaları açıldığı tarihten bu yana devam ediyor.
İlk dönemlerde teknoloji ve finans yetersizliği nedeniyle ağır aksak devam eden yenileme çalışmaları 1880’lerin sonlarında elektrik gücünün devreye girmesi ve güvenli asansörlerin yapılmasıyla ivme kazandı.
Amerikalı bir finansörün destekleriyle Londra metrosundaki yeni bağlantılı hatlar 1906-7’de açıldı ve modern tüp sistemine geçiş böylece tamamlandı. 1908’e gelindiğinde metro sisteminde ayrı ayrı çalışan şirketler “UndergrounD” markası altında birlikte çalışmaya başladı.
Londra’nın nüfusu arttıkça metro ağı da genişledi. Özellikle 1930’larda yapılan istasyonlar mimari yapısı nedeniyle çok ilgi gördüler.
TÜM ULAŞIM HİZMETLERİ KAMULAŞTIRILIYOR
1933’e gelindiğinde ise Londra’nın tüm toplu taşıma araçları yani otobüsler, tramvaylar ve troleybüslerin yanı sıra metrolar da kamu mülkiyeti altına girdi. Böylece ulaştırma hizmetleri ilk kez tek çatı altında toplanarak tam olarak koordine edilebildi.
Ulaşımın kamulaştırılmasının ardından 1935’te hizmetlerin kalitesini yükseltmek ve genişletmek için büyük bir plan hazırlandı, ancak bu plan II. Dünya Savaşı nedeniyle kesintiye uğradı. Savaş sonrasında bu planın bir kısmı zorlukla da olsa hayata geçirildi.
1943’te planlaması yapılan Victoria hattı gecikmeler nedeniyle ancak 1968’te hizmet vermeye başladı. Bir başka yeni hat olan Jubilee ise 1979’da metro sistemine eklendi. Hatlar daha sonra Londra’nın dışına doğru genişletildi. 1977 yılına gelindiğinde metro hattı Heathrow Havaalanı’na ulaşmıştı.
2013’te Londra metrosunun 150. yıldönümü buharlı bir lokomotif ve Londra’nın merkezinde yolculuk yapan 19. yüzyıl vagonları da dahil olmak üzere bir dizi etkinlikle kutlandı. 2016 yılında bazı hatlarda hafta sonu gece boyunca devam eden seferler başladı.
Son olarak ise Elizabeth line, 17 Mayıs 2022’de Kraliçe’nin Platinum Jubilesi sırasında açıldı ve 24 Mayıs 2022 tarihinden itibaren hizmet vermeye başladı.
Günümüzde Londra metrosu, 400 kilometreyi aşan uzunluğu, 272 istasyonu ve 11 hattıyla günde ortalama 5 milyon yolcuya hizmet veriyor. 2007 yılında metronun kullanımı yıllık 1 milyar kişiye çıktı. Böylece Londra metrosu Paris ve Moskova metrolarından sonra Avrupa’nın en kalabalık üçüncü metrosu olmuştur.
Yoğun zamanlarda, hizmet veren 543’ten fazla treniyle dünyanın en yoğun metro sistemlerinden birine sahip olan Londra metrosu, uzunluk olarak ise Şanghay metrosundan sonra dünyanın en uzun ikinci metrosu sistemidir.
Sistemin % 45’i yeraltı tünellerinden oluşmaktadır. Londra’nın ulaşım sisteminin iki asrı bulan hikâyesine ilişkin daha fazla bilgi sahibi olmak için görsel materyallerin, haritaların ve tarihi objelerin sergilendiği Londra Ulaşım Müzesi ziyaret edilebilir.
Adres: The Piazza, WC2E 7BB
Ziyaret saatleri: Her gün 10:00 – 18:00 arasında.